Dünya

Dünya
araştırmacılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
araştırmacılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/03/2012

4 bin metre derinlikteki vostok nehrini arayan araştırmacılar esrarengiz şekilde kayboldu

Rus bilim insanlarından tam beş gündür haber alınamıyor.

Rusya’nın Arktik ve Antarktik Araştırma Enstitüsü’ne (AARI) bağlı Rus araştırmacılar, buzul kıtanın 4 bin metre derinliğinde bulunan donmuş Vostok Nehri’ne ulaşmak için haftalardır sondaj çalışması yapıyordu.
Fox News’a konuşan Montana State Üniversitesi’nden Dr. John Priscu, “Beş günden bu yana Rus meslektaşlarımızdan tek kelime haber almadık” dedi.

Priscu, 20 milyon yıldan bu yana havayla temas etmeyen nehre ulaşmayı amaçlayan Rus araştırmacılarla tüm temaslarının koptuğunu söylerken, kış sezonunun başlayacak olmasıyla hava şartlarının daha da kötüleşeceğine dikkat çekti.

ABD’li araştırmacı, “Sıcaklıklar bir hafta içinde -40 santigratın altına düşecek... Vostok İstasyonu’ndaki durum ne haldedir düşünemiyorum” dedi.

DAHA KÖTÜ BİR ZAMANLAMA OLAMAZDI
Rus ekibi, bir yıl önce Vostok Nehri’ne ulaşmayı neredeyse başarmış, ancak kışın başlamasıyla çalışmaları başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Aynı ekibin, bu sefer nehre ulaşmasına sadece 12 metre kalmıştı.

Priscu, kışın gelmesiyle ileriki haftalarda sıcaklığın beklenenden iki katı kadar azalabileceğini vurguladı. Öyle ki, Vostok İstasyonu’nda bugüne kadar ölçülen en düşük sıcaklık -89.4 santigrat olarak kaydedilmişti.

Rus araştırmacılar, nehrin sularına erişmeyi başaradıkları takdirde, nehrin sularını yüzeye çekerek araştırmalarına devam etmeyi planlıyordu.

DÜNYANIN GÖZÜ ONLARIN ÜSTÜNDE
Bilim dünyası, Rus ekibin bu hafta sonunda Vostok’un sularına ulaşmasını bekliyordu. İngiltere Antarktik Araştırmaları’ndan Alan Rodger, “Ne bulacaklarını büyük bir merakla bekliyoruz. Bu nehir en az 15 milyon yıldır buzulların derinliklerinde yatıyor. Bu kadar uzun süre nasıl kendisini muhafaza ettiğine ve neler sakladığına dair birçok sorumuz var” dedi.

14 YILDIR SONDAJ YAPILIYOR
Buzul tabakanın 4 kilometre altındaki Vostok Nehri, özellikle oksijen içeriği bakımından çok zengin. 200 gölün bir araya gelerek oluşturduğu nehrin, element içeriği açısında taze suya oranla en az 50 kat daha zengin olduğu tahmin ediliyor.

NASA, Vostok Nehri’ndeki koşulların Jüpiter’in uydusu Europa ve ve Satürn’ün uydusu Enceladus’a benzediğini belirtirken, nehre ulaşılması halinde Dünya dışında olulan yaşam koşulları hakkında bilgi edinebilmeyi umuyor.

Vostok Nehri’ne ulaşmak için 1998 yılında başlayan sondaj, bu yılın başına kadar 3,600 metre ilerledi. Priscu, “Buz, kaya gibi sabit değil. Bu yüzden sondaj yapılırken açılan deliğin kapanmaması için sondaj esnasında kerozen kullanılıyor” dedi. Şu ana kadar 65 ton kerozen kullanıldığını belirten Priscu, zehirli maddenin nehri kirletmesinden endişelendiğini söyledi. Ancak herkesin sorduğu ilk soru, Rus araştırmacıların başına ne geldiği.

7/16/2011

bilim adamları ecoli bakterisini etkisiz hale getirip mucize bir yöntem geliştirdiler

ABD’de sentetik biyoloji konusundaki uzmanlar, gelecekte canlılar tarihini değiştirebilecek bir buluşa imza attı.
Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan laboratuvar çalışmalarında, kolibasili (E.coli) bakterisinin genetik kodundaki 314 girdiden oluşan dizgi işlevsiz hâle getirildi. Bununla da yetinmeyen araştırmacılar,
bu dizgiyi tamamen farklı şekilde yeniden dizayn edip, ona yeni bir işlev kazandırdı ve bakterideki proteinlere yeni bir kimyasal ünite kazandırdı. Bu tarz bir çalışmayla örneğin, bir filin genomundan yola çıkarak, binyıllar önce nesli tükenen mamutları yeniden üretmek mümkün olabilir. 

7/13/2011

bir bilim adamı sivrisineklere karşı çorap kokulu çok güçlü bir kapan üretti

Tanzanyalı bir bilim adamı hastalık taşıyan sivrisineklere karşı güçlü bir silah üretti.

Dr. Fredos Okumu tarafından gerçekleştirilen kapan sivrisinekleri çekmek için keskin çorap kokusunu kullanıyor.

Okumu, sentetik olarak üretilen bu kokunun, insanlar tarafından salgılanan normal kokudan dört kat daha fazla sinek çektiğini tespit etmiş.

Kapan yakaladığı sivrisinekleri zehirleyerek öldürüyor.
Okumu, kapanların, cibinlik ve sivrisinekle mücadelede başvurulan alışıldık yöntemlerle birlikte kullanılabileceğini söylüyor.

Koku yayan kapanların evlerin dışına kurulması ve sinekleri evin içine girmeden öldürmesi öngörülüyor.

Fredos Okumu'ya, kapanları geliştirmesi için 700 bin doların üstünde fon sağlandı.

AP haber ajansına açıklamalarda bulunan Okumu, ayak kokusunun sivrisinekleri çektiğinin, ilk olarak Hollandalı bilim adamı Bart Knols tarafından keşfedildiğini anlattı.

Karanlık bir odada çıplak duran Knols, sivrisineklerin vücudunun hangi bölgelerini ısırdığını incelemiş.

Okumu, araştırmacıların yaklaşık 15 sene boyunca bu bilgiyi nasıl kullanabilecekleri üzerine çalıştıklarını söyledi.

Kendisi de defalarca sıtma hastalığına yakalanan Okumu, "Sıtmanın küresel olarak yok edilmesi için yeni teknolojiler şart" diyor.

AP haber ajansı, iç mekanlarda kullanılan cibinlik ve sivrisinek ilaçlarının, sıtmayla mücadelede önemli adımlar kaydettiğini; ancak dış mekanlardaki sivrisineklerle mücadelede başarılı bir yöntem bulunamamış olduğunu da aktarıyor.

7/08/2011

avrupada ekomomik kriz tırmandıkça intihar oranları yükseliyor

Amerikalı ve İngiliz araştırmacılar, 2007-2009 yılları arasında inceledikleri 10 ülkenin 9'unda toplumların çalışan kesimleri arasında intihar oranlarının arttığını saptadılar.
The Lancet dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, 65 yaşın altındaki kişiler arasında intihar oranlarındaki artış yüzde 5 ile yüzde 17 arasında değişiyor.
Araştırmacılar, intihar oranlarının düşürülmesi için devletin toplumsal destek programlarına yatırım yapmasının kilit önem taşıdığını kaydetti.
İnsanların işlerini kaybetmesini önleyecek programların ya da yeniden iş bulmalarına destek sağlanmasının, bu kişilere sosyal yardım sağlanmasından daha önemli olduğu belirtildi.
Araştırma ekibi, 10 ülkedeki intihar oranlarını karşılaştıran çalışmasında Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerini kullandı.

İncelenen dönemde işsizlik oranı üçte bir artmıştı.
İntharlardaki artış, mali krizin derinliğiyle orantılı

Sadece Avusturya'da intihar oranları az oranda düştü. Bunun da Avusturya'nın diğer ülkelerden daha düşük boyutta mali kriz yaşamasından kaynaklandığı düşünülüyor.

Avrupa'da en ciddi mali kriz yaşayan ülkelerden Yunanistan ve İrlanda'da intihar edenler, yüzde 17 ve yüzde 12 oranlarında artarken; 2007-2008 yıllarında Letonya'daki artış yüzde 17'den fazla oldu.

Araştırmada, güçlü sosyal devlet sistemine sahip olan Finlandiya'da daha önceki yıllarda kıyasla daha düşük artış olduğu ve intihar edenlerin sayısının yüzde 5'in biraz üzerinde arttığı kaydedildi.

İngiltere'deki intiharlardaysa yüzde 10'luk bir artış belirlendi.

Araştırma ekibinde yer alan Dr. David Stuckler, "Tam anlamıyla tersine döndü, durum. Ekonomik krizden önce intihar oranları düşüyordu; ancak daha sonra incelenen Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde yükselişe geçti. Bu artışların mali krizle bağlantılı olduğu, hemen hemen kesin." dedi.

Dr. Stuckler, yaşanan ekonomik sorunların kalp ve kanser hastalıklarındaki artış gibi olası sonuçlarının hemen görülemeyeceğini kaydetti.
Antidepresan reçetelerinde artış

Geçtiğimiz günlerde BBC'nin yaptırdığı bir araştırma, mali bunalım sırasında doktorların daha fazla antidepresan ilaç yazdığına işaret ediyordu.

İngiltere'deki aile hekimleri, giderek daha fazla sayıda insanın yaşadıkları mali güçlüklerden yakındığını ve son dört yılda yazılan Prozac ve benzeri ilaç reçetelerinin yüzde 40 arttığını kaydediyorlar.

Akıl Sağlığı Merkezi'nin genel başkan yardımcısı Andy Bell, "İşsizliğin ve işsiz kalma korkusunun akıl sağlığını kötüleştiren en büyük tehlikelerden biri olduğu biliniyor. Bu araştırma, yalnızca işsiz kalan insanların değil, işsiz kalabilecekleri korkusuyla yaşayan insanların akıl sağlığıyla ilgilenmemizin önemli bir kamu sağlığı konusu olduğunu gösteriyor." dedi.