Dünya

Dünya
akciğer kanseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
akciğer kanseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/08/2013

İki Yıl Hapishane'de unutulan Mahkum milyoner olarak çıktı

Stephen Slevin 2005 yılında ABD’nin New Mexico eyaletinde alkollü araba kullanmaktan gözaltına alındı. Arkadaşının arabasını kullandığı için Slevin’in aracı çaldığından şüphelenildi.


Slevin mahkemeye çıkarılmadan Dona Ana County hapishanesinde 22 ay tutuklu kaldı. Amerikan medyası daha sonra onu ‘unutulan mahkûm’ diye tanımladı. 

Avukat tutamayan Stephen Slevin kısa sürede panik atak hastalığına yakalandı, 

gece uyku sorunu yaşadı. Banyo yapamayan, depresyon geçiren Stephen Slevin bir televizyon kanalında, durumu kötüye gittiği halde gardiyanların yanından geçip gittiğini hiç yardım etmediklerini anlattı. Amerikalı mahkûmun diş sağlığı da bozuldu hatta ilgilenilmeyince ağrıyan iltihaplı dişini kendi çekti. Amerikalı mağdur hapisten çıktığında kilo vermiş, saçı sakalına karışmış haldeydi.

Alkollü araba kullanmaktan gözaltına alınan Stephen Slevin’in nihayet 2007 yılında görülen davası düştü. Bu kez serbest kalan Slevin avukat tutup, bölge idaresine dava açtı ve kendisine 22 milyon dolar tazminat ödenmesine karar verildi. Bölge yönetimi temyize gitse de Slevin sonunda 15,5 milyon doların sahibi oldu. Ancak 22 ay hapis yatan mağdur paraya sevinemedi. Çünkü post travmatik stres bozukluğu olan Stephen Slevin akciğer kanseriyle mücadele ediyor. Slevin, davayı para için açmadığını, hapishanedeki tutuklulara insanlık onuruna uygun davranılması için bir mesaj vermek istediğini söyledi.

© Deutsche Welle Türkçe

6/20/2011

tam 10 yıldır ırak ve afganistana müdaheleyi protesto etti kansere yenik düştü

Ailesi akciğer kanseri olan Haw'un "uzun ve zorlu mücadelesi" sonunda yaşamını yitirdiğini açıkladı.


Haw, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'nin dış politikasını protesto etmek üzere 2001 yılında Londra'da, parlamentonun tam karşısındaki meydana kamp kurmuştu.


Eyleminin başında beraberinde olan eylemciler birer birer evlerine dönse de Haw, meydandan ayrılmayı reddetti.

Aradan geçen 10 yılda, Haw tüm hava koşullarında, 365 gün ve 24 saat eylemini sürdürdü.

Ölüm haberi duyulduğunda destekçileri Haw anısına kampındaki sandalyesine çiçekler bıraktı.

İngiliz yasalarına göre protesto hakkı korunduğu için Londra polisi ve diğer yönetim teşkilatları Haw'un çadır ve pankartlarını sökmesini sağlayamadı.


Bu yıl Mart ayında ise Londra Belediye Başkanı, yaklaşan Kraliyet Düğünü'nün de etkisiyle Yüksek Mahkeme'ye başvurarak kaldırımdaki kampın sökülmesi için karar çıkardı.

Destekçileri kampın sökülmemesi için tedavisinin son günlerinde kampta nöbet tutuyordu.

Haw'un internet sitesinde hafta sonu yayımlanan bir mesajla, ailesi eylemcinin tedavi gördüğü Almanya'da 18 Haziran'da öldüğünü duyurdu.

Londra'nın kuzeybatısındaki Redditch'ten olan Haw'un uykusunda, acısız öldüğü açıklandı.
Siyasetçilerden övgü


Brian Haw'un sandalyesi

Ailenin açıklamasında "Brian protestolarında ortaya koyduğu cesaret ve kararlılığı kanserle savaşında da gösterdi. Irak, Afganistan ve Filistin'deki pek çok sivilin kendisinin faydalanabildiği tedavilerden yoksun olduğunun bilincindeydi." denildi.

Savaş karşıtı Stop the War Coalition grubundan Andrew Burgin, Haw'un ölümünün büyük bir kayıp olduğunu söyledi.

İşçi Partisi'nden milletvekili Jeremy Corbyn, Haw'un milletvekillerini "kararlarının sonuçlarını düşünmeye" sevkettiğini vurguladı.

Haw tutuklandığında ona şahsiyeti konusunda kefil olan aynı partiden milletvekili John McDonnell, Haw'un barış kampanyasına kararlılıkla bağlı olduğunu hatırlattı.

Haw, kampını 2 Haziran 2001'de Irak'a karşı yaptırım kararı alındığında kurdu. Afganistan ve Irak'ın işgali sırasında kampı iyice büyüdü.

Belediye yetkilileri 2002'den itibaren kampın dağıtılması için hukuki mücadeleye girişti. 2005 yılında parlamento çevresinde protestolara ek kısıtlamalar getirildi ancak Haw, eylemine daha önce başlamış olduğu için karar kendisini bağlamadı.

2006'da çıkarılan ek izin koşulları ile protesto sahası bir metreye 3 metrelik bir alanla sınırlandı. Yargıçlar kampın teröristler için ortam yarattığı suçlamalarının mahkeme önüne getirilmesini reddetti.


2010'da yeniden mahkeme önüne çıkarıldığında "Ülkemiz çocukları öldürdüğü, soykırım ve yağma yaptığı için oradayız. Onlar beni öldürene dek orada kalmaya kararlıyım. Kimbilir ne zamana dek?" demişti.

Haw ve diğer eylemciler Belediye Başkanı Boris Johnson'ın girişimleri sonunda meydandaki yeşilliği boşaltmak zorunda kaldı ve kaldırıma kaydırıldı. Belediye bu kez de kaldırıma kamu erişimi engellandiği için şikayette bulundu. Bu dava hala sürüyor.
'Iraklı çocuklar' için 10 yıl evine dönmedi

1949'da dünyaya gelen Haw, bir nakliye şirketi işletiyor ve marangozluk yapıyordu.
Brian Haw

Dindar bir Hıristiyan olan Haw, inançları doğrultusunda şiddet olayları yaşadığı dönemde Kuzey İrlanda'yı ve Kamboçya'daki ölüm tarlalarını ziyaret ederek yardımda bulunmuştu.

Haw, protestosuna başlamadan önce eşi ve yedi çocuğu ile yaşadığı Redditch'te de gençlere yardım amaçlı hayır işlerine destek veriyordu.

Irak ya da başka ülkelerdeki çocuklar da "eşim ve çocuklarım kadar kıymetli ve sevgiye değer" diyen Haw, protestosu nedeniyle 2001'de ayrıldığı evine bir daha hiç dönmedi.

Brian Haw ve eşi Kay ile 2003 yılında boşandılar.

Haw, "Çocuklarıma döndüğümde, hükümetimin adalete ve ahlaka aykırı, parayla yönlendirilen siyasetleri yüzünden Irak ve başka ülkelerde ölen çocuklar için elimden geleni yapmış olarak yüzlerine bakabilmek istiyorum" demişti.

2005 genel seçiminde Westminster bölgesini temsil etmek için milletvekili adaylığına soyunan Haw, 2007'de de İngiliz Channel 4 televizyon kanalının 'ilham veren siyasi şahsiyet' ödülünü almıştı.

Haw'un protestosu kültürel yaşama da aktarıldı.

Turner Ödülü adaylarından Mark Wallinger 2007 yılında Haw'un kampının birebir bir kopyasını Tate Britain sanat galerisinde kurmuştu.
bbc türkçe
"Onlar beni öldürene dek orada kalmaya kararlıyım. Kimbilir ne zamana dek?"

Brian Haw, 2010

3/02/2011

bir yılda sigaraya ödenen para ımf borcunun iki katına denk geliyor

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Atila Eroğlu, Türkiye'de sigara tüketimi için her yıl yaklaşık 15 milyar TL harcandığını belirterek, ''Bu parayla 6 ayda IMF'ye olan tüm borcumuzu ödeyebiliriz. Her yıl yaklaşık 500 tam teşekküllü hastane, 10 bin okul inşa edebiliriz, 1 milyon kişiye iş bulabiliriz'' dedi.
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Atila Eroğlu, ''Yeşilay Haftası'' münasebetiyle Iğdır Üniversitesi ve Yeşilay Iğdır Temsilciliğince düzenlenen ''Sigara ve Sağlık'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, sigaranın insan sağlığı ülke ekonomisi açısından önemli bir tehdit içerdiğini söyledi.

Sigaranın vücutta çeşitli hastalıklara yol açtığını vurgulayan Eroğlu, bunların başında saç dökülmesi, katarakt, cilt kırışıklığı, işitme kaybı, diş çürümeleri, kemik erimesi, kalp rahatsızlıkları, damar tıkanıklığı ve akciğer rahatsızlıklarının geldiğini ifade etti.

Eroğlu, sigara bağımlısı birinin 20 yıl boyunca günde 1 paket sigara içmesi halinde, vücudunda yaklaşık 7 kilogram katran biriktiğini vurguladı.

Sigaranın alkolden 15, kokainden ise 5 kat daha fazla bağımlılık yapıcı bir madde olduğuna dikkati çeken Eroğlu, şunları kaydetti:
''Sigarada siyanür, arsenik, amonyak'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda öldürücü zehirli gaz bulunmaktadır. Günde 1 paket sigara içiyorsanız, vücudunuzda 3 ayda ciddi oranda katran birikir ve katranda bilinen 63 tane kanser yapıcı madde vardır. İçilen her sigara, insan yaşamını 5 dakika kısaltır. Erken yaşta sigaraya başlayanların ömrü ortalama 20-25 yıl azalır.''

Türkiye'de sigara tüketimi için her yıl yaklaşık 15 milyar TL harcandığına işaret eden Eroğlu, ''Sigara içmek yerine bu parayla 6 ayda IMF'ye olan tüm borcumuzu ödeyebiliriz. Her yıl yaklaşık 500 adet tam teşekküllü hastane veya 10 bin okul inşa edebiliriz. Yılda 1 milyon kişiye iş bulabiliriz'' dedi.



"Öğretmenler ve anneler çocukların yanında sigara içiyor"

Eroğlu, sigara içen öğretmenlerin yüzde 99'unun, öğrencilerin yanında sigara içilmesine karşı olduklarını, ancak bunların yüzde 68'inin sigara içtiğini bildirdi.

Sigara içen annelerin ise yüzde 98'inin öğretmenlerin çocuklarının yanında sigara içmesine karşı olmasına rağmen yüzde 85'inin kendi çocuklarının yanında sigara içtiğini kaydetti. Eroğlu, şöyle devam etti:
''Bugün ülkemizde sigaraya başlama yaşı 12'ye düşmüştür. Sigaraya başlama nedenlerinin başında akran etkisi, sigaranın kolay ulaşılabilirliği, rol modellerin sigara içici oluşu, görsel basın, film, klip, gizli reklam ve promosyonlardır. Ülkemizde sigara ucuz ve aile ortamından edinebilme mümkün... Günde 1 paket olmak üzere 20 yıldır sigara içen bir kişi, bu sigara parasıyla bir araba, çocuğunun okul masraflarını karşılar ve evinin tüm eşyasının yeniler.''


Dünyadaki sigara tüketiminin yüzde 2'si Türkiye'de

Gelecek 30 yıl içinde sigaranın AIDS, tüberküloz, trafik kazaları, doğumdaki anne ölümleri, intihar ve cinayetlerin toplamından daha fazla insan öldüreceğine dikkati çeken Eroğlu, dünyada her yıl sigaradan dolayı 4.9 milyon kişinin öldüğünü, 2025 yılında ise bu rakamın 10 milyon kişiyi bulacağını ifade etti.

Dünyadaki sigara tüketiminin yüzde 2'sinin Türkiye'de olduğunu belirten Eroğlu, Türkiye'de 17 milyon sigara tiryakisi bulunduğu ve ülkenin yetişkin nüfusun yüzde 44'ünün de sigara bağımlısı olarak hayatına devam ettiğini aktararak, sözlerini şöyle tamamladı:
''Ev içinde sigara içiliyorsa çocuklar ortalama günde 5 sigara içmiş olmakta, bebekler hastaneye 3 kat daha fazla başvurmakta, ani bebek ölümü riski 2.5 kat, kolik tarzı karın ağrısı 2 kat, kocası sigara içen kadınlarda akciğer kanserinden ölüm oranı 2-3 kat artmaktadır. Akciğer kanserlerinin yüzde 95'i sigaraya bağlıdır. Sigarayı azaltarak değil aniden bırakmalısınız.''

Iğdır Valisi Amir Çiçek de sigarayla mücadelede son yıllarda devletin ciddi aşama kaydettiğini belirtti.

Konferans sonunda Eroğlu'na sigarayla mücadelede gösterdiği kararlılık nedeniyle Vali Çiçek tarafından plaket verildi.
cumhuriyet portal

1/24/2011

ermenistandaki nükleer santralda sızıntı doğu illerini tehdit ediyor

Türkiye sınırına çok yakın bir bölgede bulunan Ermenistan'daki Metzamor nükleer santralinden radyasyon sızmaları olduğu iddia edildi.

İddialar üzerine Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (ÇNAEM) ve Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü tarafından Iğdır, Ağrı, Muş, Tunceli, Hakkari ve Şırnak'ta radyasyon ölçümleri yapılmaya başlandı.

Çalışmalara Iğdır'dan başlayan Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neslihan Ekinci ile Asistan Bekir Doğan, yaptıkları çalışmalarla kentin radon haritasının çıkarılmasını ve son zamanlarda artan akciğer kanserinin nedenlerinin ortaya koyulmasını amaçladıklarını belirtti.

Bekir Doğan, buna benzer çalışmaların Türkiye'nin bütün şehirlerde yapıldığını ancak Iğdır, Ağrı, Muş, Tunceli, Hakkari, Şırnak gibi şehirlerde bu tür çalışmaların bulunmadığını söyledi.

Söz konusu 6 ilde 60 gün süreyle ölçümler yapılacak.
trt türk

12/11/2010

protesto gösterisi yapan öğrenciden cevap silah tutmuyoruz


Silah tutmuyoruz koyun da değiliz
Başbakan Erdoğan’ın Dolmabahçe’de rektörlerle buluşmasını protesto ederken polisin sert müdahalesiyle burnu kırılan Miraç Ekrem Efe, memleketi Zonguldak’taki hastanede gördüğü tedavinin ardından taburcu oldu. Efe, “Biz koyun değiliz, eli silah tutan insan değiliz. Kendi aklımızla hareket ediyoruz” dedi.

11/23/2010

kış öksürüğü çabuk geçmesse kanser habercisi olabilir

'Kış öksürükleri kanser habercisi olabilir'
Birleşik Krallık Eczacılar Odası, geçmeyen öksürükler konusunda dikkatli olunması uyarısında bulundu. Uzun süren öksürüklerinin bir kısmı, ciddi hastalıkların habercisi olabilir.
Geçmeyen öksürük, akciğer kanseri belirtisi olabilir

Sağlık uzmanlarına göre, iyileşmeyen öksürükler daha ciddi hastalıkların habercisi olabilir.