Dünya

Dünya
Yunanistan Hükümeti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yunanistan Hükümeti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11/08/2018

Yunanistan Hükümeti Rahiplerin memurluk görevine son veriyor

Ortodoks Kilisesi ile anlaşmaya varan Yunanistan Hükümeti 10 bin rahibin memurluktan men edilmesi konusunda anlaştı ancak bazı rahipler bu anlaşmadan hiç de memnun olmadı.

memurluk görevine son

Bu anlaşma, dinin yaşamın her alanında kendini gösterdiği ülkede devlet ile kilisenin birbirinden ayrılması yolunda önemli bir adım olarak görülüyor.

Bu din görevlilerinin maaşları ise devletin aylık ödeme planından çıkarılacak ve Kilise'ye bağlı bir fona aktarılacak ödenekten karşılanacak.

Yunanistan'da Ortodoks Kilisesi yüzyıllardır hayatın her alanında başat bir rol üstleniyor; Ortodoks Hristiyanlık, Anayasa'da resmi din olarak kabul ediliyor.

Pek çok Yunan için ulusal kimlikleri dinleriyle yakından ilişkili.

Yunan Başbakan Aleksis Çipras ve Yunan Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu İeronomios arasında Salı günü varılan anlaşma anayasa değişikliği görüşmeleri kapsamında gerçekleşti.

Kredi kuruluşları uzun zamandır hükümete varlıklarını satması ve kamu çalışanlarının sayısını azaltması çağrısında bulunuyordu.

Din görevlilerinin yıllık maaşlarının tutarının 200 milyon euro olduğu belirtiliyor.

Bunun karşılığında Kilise ise devletin dinler karşısında tarafsız olmasına yönelik adımlara karşı çıkmayacak.

Bir mal varlığı devlet tarafından alındığında, Kilise bu mal varlığına ilişkin iddialarını geri çekecek.

dinler karşısında tarafsız

Bazı rahipler bu anlaşmadan hiç hoşlanmadı


Kilise ile hükümet arasındaki mal varlıklarına ilişkin anlaşmazlıklar 1950'lere dayanıyor. Anlaşmaya göre, iki taraf arasında bir fon kurulacak ve bu varlıklardan elde edilen gelirler bu fona aktarılarak yarı yarıya paylaşılacak.

Anlaşmanın uygulamaya konabilmesi için Yunan kabinesi, parlamentosu ve dini liderlerinin onayı gerekiyor.

Rahipleri temsil eden bir dernek ise onları memurluktan çıkaracak herhangi bir anlaşmaya karşı çıkacaklarını söyledi

Yunan rahiplerin kurduğu bir derneğin başkanı olan Rahip Georgios Sellis, Proto Thema haber sitesine yaptığı açıklamada, "Mevcut durumun korunması için mücadele edeceğiz" dedi.

Çipras, anayasal değişikliklerin Kilise'nin özerkliğini koruyacağı konusunda güvence de verdi.

Yunanistan'da bundan sonra herhangi bir şey değişecek mi?


Başbakan ile başpiskopos arasında yapılan anlaşma Yunanistan'ın gerçek anlamda laik bir ülke olması yolunda bir adım, ancak Yunan Ortodoks Kilisesi devlette var olmaya devam edecek.

Yunan okullarında öğrenciler her sabah günlerine duayla başlayacak ve 12 yıllık zorunlu eğitimleri boyunca din dersi alacaklar.

Yunan mahkemelerinde hakimin koltuğunun üzerinde dini bir ikon bulunuyor ve bazı kamu hizmetlerinde teorik olarak yasa dışı olmasına rağmen vatandaşlara dinini soran formlar dağıtılıyor.

Yunan hükümetleri, solcu Syriza'nın lideri Aleksis Çipras'ın liderliğinde olan son iki yönetim de dahil olmak üzere, ülkenin ileri gelen dini liderlerini kendilerini kutsamaları için yemin törenine davet ediyor.

Başpiskoposun anayasal reformları kabul etmesine rağmen, Yunan anayasasının girişinde ülkenin Ortodoks Hıristiyan özelliğine vurgu yapılmaya devam ediyor.

Anlaşma bir ilk adım, ancak Kilise ile devletin tamamen ayrılması için çok uzun bir yol olduğu açık. KAYNAK: BBC TÜRKÇE

4/04/2011

yunanistandaki özel tv kanalı tarih kitaplarındaki osmanlı karşıtı efsaneleri çürüttü

Yunanistan okullarında okutulan tarih kitapları, çeşitli efsanelerden ve mitolojiden esinlenen kahramanlıklarla doludur.

Ancak bu tarih kitaplarının bel kemiğini Bizans tarihi ve Yunanlıların 1821 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı ayaklanması oluşturuyor.

Yani 4 yüzyıl boyunca Osmanlıların Yunanlılara çektirdiği eziyetler, çocuk kaçırmalar, ağır vergiler, zorla Müslümanlaştırmalar, okullar yasak olduğu için çocukların gizli okullara gitmek zorunda kalması, din adamlarının şişlenmesi gibi Osmanlıya ve dolayısıyla Türk dünyasına kin ve nefret aşılayan efsanelere ve mitlere geniş yer ayrılıyor.

Son yıllarda Türkiye ve Yunanistan'ın milli eğitim bakanlıkları arasında yürütülen görüşmelerde gerek Türk gerekse Yunan tarih kitaplarında birbirlerinin uluslarına karşı kin ve nefret uyandıran bölümlerin tasfiye edilmesini hedefleyen çalışmalar yapılıyor.

Ne var ki, bu resmi temaslardan henüz özlü bir sonuç alınmış değil.
Cesur adım

İşte böyle bir ortamda Yunanistan'ın özel Sky TV kanalı bu yolda cesur bir adım attı.

Sky TV, Yunan, Türk, İngiliz, Fransız ve Alman tarih profesörlerinin katılımıyla 8 bölümlük bir dizi yayınladı ve Yunan tarih kitaplarındaki Osmanlı karşıtı efsaneleri teker teker çürüttü.

Bu dizilerde Osmanlı yönetiminde uygulanan vergilerin dışında, zorla Müslümanlaştırmaların olmadığı, okulların yasaklanmadığı, Yunan din adamlarının imtiyazlı oldukları, ve zaten bu nedenle Patrik dahil bir çok din adamının ayaklanmaya karşı geldikleri, ticaretin serbest olduğu ve bir çok Yunan köyünün bu dönemde zenginleştiği gibi okullarda okutulan efsanelere taban tabana zıt düşen yaşam koşulları ortaya çıkarıldı.

Ancak aynı dizide o dönemdeki Osmanlının şark anlayışı nedeniyle Yunan toplumunun Batı'daki Rönesans devrimini kaçırdığı ve daha çok Osmanlıların yaşam tarzına uymayı tercih ettiği gibi bölümlere de yer verilmiyor değil.

1821 adlı TV dizisinde Yunanlıların Osmanlı yönetimine neden ayaklandığına da ışık tutuluyor.
Milliyetçiler rahatsız

190 yıl önceki Yunan ayaklanmasının aslında Osmanlı yönetiminin çektirdiği eziyetlere karşı değil, o yıllarda dağılmaya yüz tutan Osmanlı İmparatorluğu'nun tamamen çökmesini arzu eden yabancı güçlerin sayesinde başlatıldığını anlatan Yunan tarih profesörleri bile "Ayaklanma ilk önce çetelerin kışkırtılmasıyla başladı" diyorlar.

Aynı dizide 1821 ayaklanması süresinde yalnız Osmanlıların Yunanlıları değil, Yunan ihtilalinin başını çeken milli kahramanlarının da Yunan topraklarındaki zengin Türk köylerini nasıl kılıçtan geçirildikleri, yağmaladıkları ve ganimetlerden pay almak için birbirleriyle nasıl savaştıkları da anlatılıyor.

Yunanistan'da aşırı milliyetçilerin ve kilise çevrelerinin şiddetli tepkisine yol açmasına rağmen, 1821 dizisi Yunanistan'ın kendi tarihiyle yüzleşme cesaretini gösterdiği için Yunan eğitim standtarlarına göre bir devrim olarak algılanıyor.
bbc türkçe yaşam

4/03/2011

amerika kardak krizinde roket ve bombaları elektronik cihazlarla kilitlemiş

Pangalos “Crash” Dergisi’ne verdiği demeçte, Türk SAT komandolarının Kardak’daki iki kayalıktan birisini ele geçirmelerinden dönemin Genelkurmay Başkanı Amiral Hristos Limberis’i sorumlu tuttu ve “Evet, askeri açıdan ağır bir yenilgi idi. Kriz gecesi Başbakan Kostas Simitis, Amiral Limberis’e burada söylenemeyecek sözler sarfetti. (Ulan salak demişti). Limberis o anda istifasını sundu. Ben de “Amiral operasyonlar devam ederken nasıl istifa edersin” diye bağırıyordum” dedi.

Pangalos demecinde, Kardak krizinin bilinmeyen bir perde arkası olayını da açıkladı. Kardak krizinin sona ermesinde önemli payı bulunan ABD’li diplomat Richard Hollbrooke ile beş-altı yıl sonra New York’da buluştuğunu belirten Pangalos şunları söyledi. “Hollbooke o zamanlar Boston Bank’ta çalışıyordu. Yemekte buluştuk. Bana, Kardak krizi sırasında tek insan kaybı bile olmaması için Amerikalıların, Türk ve Yunan savaş gemilerinden fırlatılacak roket ve bombaların hedefleri vuramayacak şekilde tüm Ege’yi elektronik cihazlarla kilitlediklerini anlattı. Amerikalılar tek bir savaş gemisinin bile vurulmaması için tüm tedbirleri almıştı”.

Öcalan için vicdanım rahat

Pangalos, 1999’daki “Öcalan skandalı” için de önemli açıklamalar yaptı. “Öcalan için vicdanım rahat. O bir halk mücahidi değildi. O bir çarpışmada ölmedi. O tabanları yağlamayı tercih eden bir Stalinci idi” diyen Pangalos, demecinde şöyle konuştu: “Öcalan Yunanistan’a geldiğinde Başbakan Kostas Simitis yurdışında idi. Böylesi meselelere başbakan bakar. Meseleyi benim üstlenmemem gerekirdi. Yine de yaptım. Yine de Öcalan’ı kurtarmaya çalıştım. Ancak Başbakan Simitis önerilerimi kabul etmedi. Zaten o zaman aramızdaki ilişkiler koptu.” Pangalos “Öcalan skandalı” sırasında Dışişleri Bakan Yardımcısı olan bugünkü Başbakan Yorgo Papandreu’nun tavrı sorulduğunda ise “O pek birşey bilmiyordu. Meseleye ilkesel, insan hakları boyutunda yaklaştı. Hatalı bir tavırdı. Ona detaylı bilgi vermeme de neden yoktu. Üstelik biz sandala çıkamazken onu da derin sulara çekmek gereksizdi” cevabını verdi.
hürriyet dünya

12/10/2010

türk işadamları yunan adalarına talip oldular


Ekonomik krizle mücadele eden Yunanistan Hükümeti, kaynak yaratmak için Ege’deki adaları uzun vadeli kiralamaya veya satmaya çalışırken, Türk yatırımcılar da adalarla ilgilenmeye başladı.

Türk işadamlarının, 18 adayı satın almak için girişimde bulundukları öğrenildi.