elli türkün başarılarının anlatıldığı almanyanın ortasında adlı kitap yayınlandı
Bu yıl Türkiye ile Almanya arasında İşgücü Göçü Anlaşması’nın imzalanmasının 50'nci yıldönümü. Türklerin Almanya’ya yarım asır önce göç etmesine rağmen, uyum tartışmaları ülkenin gündeminden düşmüyor. Başarılı Türk kökenlilerin hikâyeleri ön plana çıkmıyor. Yeşiller partisi Eş Başkanı Cem Özdemir ile Hrıstiyan Demokrat Birlik partili Stuttgart Belediye Başkanı Wolfgang Schuster’in derlediği ”Almanya’nın Ortasında-Alman-Türk Başarı Hikâyeleri” adlı kitap, Türklerin Almanya’da kaydettiği ilerlemeye dikkat çekmeyi hedefliyor.
Türklerin Almanya'ya katkısı
Berlin'de salı günü kamuoyuna tanıtılan kitap, siyasetten sanata kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren 50 Türk kökenli, Almanya’ya nasıl geldiklerini, çektikleri zorlukları ve bugün ulaştıkları noktayı anlatıyor. Yazarların kendilerinin ya da ailelerinin Almanya’daki hikâyeleri 60’lı yıllarda başlıyor. Hrıstiyan Demokrat Birlik partili Stuttgart Belediye Başkanı Wolfgang Schuster, 60’lı yıllarda Almanya’ya gelen, günümüzde sayıları 2,5 milyona ulaşan Türk kökenlinin, ülkenin refahına önemli katkı sağladığını söylüyor. "Aslında Türklerin bizim refahımıza sağladığı katkı hakkında pek düşünülmedi. Bizim yapmak istemediğimiz ağır işler, Türklere verildi. Biz buna ne zaman teşekkür ettik? Bunun refahımız açısından önemli bir hizmet olduğunu ne zaman kabul ettik? Kanımca 50 yıl sonra, artık bu hizmetlerin kabul görmesi ve buna teşekkür edilmesi önem taşıyor."
Yeşiller partisi Eş Başkanı Cem Özdemir Yeşiller partisi Eş Başkanı Cem Özdemir Türklerin olumsuz imajı
Türkiye’den Almanya’ya göçün 50'nci yıldönümü dolayısıyla yayımlanan ”Almanya’nın Ortasında – Alman-Türk Başarı Hikâyeleri” adını taşıyan kitap, Türklerin Almanya’ya yaptığı katkıya işaret ediyor. Hrıstiyan Demokrat Schuster ile birlikte kitabı derleyen Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, Almanya’da göçmenlerin başarısının yeterince ön plana çıkartılmadığını belirtiyor. Bu kitapla, başarı hikâyelerine dikkat çekmek istediklerini söyleyen Özdemir, Almanya’da hâlâ Türklere yönelik olumsuz bir imajın olduğunu ifade ediyor. Özdemir’e göre bu olumsuz imaj, Almanya’nın Türkiye’ye bakışını da olumsuz yönde etkiliyor. Özdemir, ”Almanya’dan Türkiye üzerine yorum yapıldığı zaman on sene önceki Türkiye genellikle gündemde oluyor. Bugünkü değişen Türkiye biraz gündem dışında kalıyor. Özellikle ekonominin büyümesi, Türkiye’de bir çok tabunun yıkılması. Bunlar ne yazık ki pek gündeme gelmiyor. Tabii ki burada yaşayan Türklerin de bunda katkısı var. Onlar da kısmen işte 60’lı yıllarda Türkiye’den geldikleri köy havasında bazen yaşıyorlar. ‘Türkiye’nin değiştiğinin her zaman iyi bir tercümanı olabiliyor muyuz?’ sorusuna ‘evet, olabiliyoruz’ cevabını vermekte güçlük çekiyoruz” diyor.
Hrıstiyan Demokrat Birlik partili Stuttgart Belediye Başkanı Wolfgang SchusterHrıstiyan Demokrat Birlik partili Stuttgart Belediye Başkanı Wolfgang SchusterKitabın ilk yazısı Türkçe rap söyleyen ilk kadın şarkıcılardan biri olan Aziza A.’ya ait. Berlin doğumlu Aziza A. yazısında ailesinin Almanya’ya nasıl geldiğini, müziğe nasıl başladığını anlatırken, Almanya’nın göçmenleri nasıl gördüğüne de değiniyor. Aziza A., Almanya’nın artık bir göç ülkesi olduğunu kabul etmesine rağmen, Türklere hâlâ basmakalıp düşüncelerle yaklaşılmasından rahatsızlık duyuyor. Almanya'da göç ve uyum konularındaki ilerlemenin çok yavaş olduğunu söyleyen Aziza A., "Almanya'da Türk olmanın hâlâ acı bir tat verdiğini" söylüyor. Son zamanlarda Türklere bakışın olumlu yönde değiştiğini kaydeden Aziza A. "artık yani bir yere gelmişiz, o yerden devam edelim. Sürekli geriye adım atmayalım. Bu yoruyor insanı” diyor.
Almanya artık Türklerin vatanı
Aziza A., kitabın çoğu yazarı gibi, Almanya’nın, Berlin’in artık vatanı olduğunu vurguluyor. Yeşiller partisi Eş Başkanı Özdemir de, Almanya’nın artık burada yaşayan Türklerin vatanı olduğuna dikkat çekiyor. Kullanılan kavramların değiştirilmesi gerektiğini belirten Özdemir şunları söylüyor: "Gurbet edebiyatını biraz bırakmalıyız, yani biz burda gurbette değiliz. Burası artık yaşadığımız ülke. Çocuklarımız bu ülkede dünyaya geliyor. Burada çocuklarımız okula gidiyor, başarılı oluyor, iş adamı oluyor, sanatçı oluyor, başka şey oluyor, siyasetçi oluyor. Dolayısıyla bir şekilde burası da bizim memleketimiz.”
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Jülide Danışman
Editör: Beklan Kulaksızoğlu
Türklerin Almanya'ya katkısı
Berlin'de salı günü kamuoyuna tanıtılan kitap, siyasetten sanata kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren 50 Türk kökenli, Almanya’ya nasıl geldiklerini, çektikleri zorlukları ve bugün ulaştıkları noktayı anlatıyor. Yazarların kendilerinin ya da ailelerinin Almanya’daki hikâyeleri 60’lı yıllarda başlıyor. Hrıstiyan Demokrat Birlik partili Stuttgart Belediye Başkanı Wolfgang Schuster, 60’lı yıllarda Almanya’ya gelen, günümüzde sayıları 2,5 milyona ulaşan Türk kökenlinin, ülkenin refahına önemli katkı sağladığını söylüyor. "Aslında Türklerin bizim refahımıza sağladığı katkı hakkında pek düşünülmedi. Bizim yapmak istemediğimiz ağır işler, Türklere verildi. Biz buna ne zaman teşekkür ettik? Bunun refahımız açısından önemli bir hizmet olduğunu ne zaman kabul ettik? Kanımca 50 yıl sonra, artık bu hizmetlerin kabul görmesi ve buna teşekkür edilmesi önem taşıyor."
Yeşiller partisi Eş Başkanı Cem Özdemir Yeşiller partisi Eş Başkanı Cem Özdemir Türklerin olumsuz imajı
Türkiye’den Almanya’ya göçün 50'nci yıldönümü dolayısıyla yayımlanan ”Almanya’nın Ortasında – Alman-Türk Başarı Hikâyeleri” adını taşıyan kitap, Türklerin Almanya’ya yaptığı katkıya işaret ediyor. Hrıstiyan Demokrat Schuster ile birlikte kitabı derleyen Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, Almanya’da göçmenlerin başarısının yeterince ön plana çıkartılmadığını belirtiyor. Bu kitapla, başarı hikâyelerine dikkat çekmek istediklerini söyleyen Özdemir, Almanya’da hâlâ Türklere yönelik olumsuz bir imajın olduğunu ifade ediyor. Özdemir’e göre bu olumsuz imaj, Almanya’nın Türkiye’ye bakışını da olumsuz yönde etkiliyor. Özdemir, ”Almanya’dan Türkiye üzerine yorum yapıldığı zaman on sene önceki Türkiye genellikle gündemde oluyor. Bugünkü değişen Türkiye biraz gündem dışında kalıyor. Özellikle ekonominin büyümesi, Türkiye’de bir çok tabunun yıkılması. Bunlar ne yazık ki pek gündeme gelmiyor. Tabii ki burada yaşayan Türklerin de bunda katkısı var. Onlar da kısmen işte 60’lı yıllarda Türkiye’den geldikleri köy havasında bazen yaşıyorlar. ‘Türkiye’nin değiştiğinin her zaman iyi bir tercümanı olabiliyor muyuz?’ sorusuna ‘evet, olabiliyoruz’ cevabını vermekte güçlük çekiyoruz” diyor.
Hrıstiyan Demokrat Birlik partili Stuttgart Belediye Başkanı Wolfgang SchusterHrıstiyan Demokrat Birlik partili Stuttgart Belediye Başkanı Wolfgang SchusterKitabın ilk yazısı Türkçe rap söyleyen ilk kadın şarkıcılardan biri olan Aziza A.’ya ait. Berlin doğumlu Aziza A. yazısında ailesinin Almanya’ya nasıl geldiğini, müziğe nasıl başladığını anlatırken, Almanya’nın göçmenleri nasıl gördüğüne de değiniyor. Aziza A., Almanya’nın artık bir göç ülkesi olduğunu kabul etmesine rağmen, Türklere hâlâ basmakalıp düşüncelerle yaklaşılmasından rahatsızlık duyuyor. Almanya'da göç ve uyum konularındaki ilerlemenin çok yavaş olduğunu söyleyen Aziza A., "Almanya'da Türk olmanın hâlâ acı bir tat verdiğini" söylüyor. Son zamanlarda Türklere bakışın olumlu yönde değiştiğini kaydeden Aziza A. "artık yani bir yere gelmişiz, o yerden devam edelim. Sürekli geriye adım atmayalım. Bu yoruyor insanı” diyor.
Almanya artık Türklerin vatanı
Aziza A., kitabın çoğu yazarı gibi, Almanya’nın, Berlin’in artık vatanı olduğunu vurguluyor. Yeşiller partisi Eş Başkanı Özdemir de, Almanya’nın artık burada yaşayan Türklerin vatanı olduğuna dikkat çekiyor. Kullanılan kavramların değiştirilmesi gerektiğini belirten Özdemir şunları söylüyor: "Gurbet edebiyatını biraz bırakmalıyız, yani biz burda gurbette değiliz. Burası artık yaşadığımız ülke. Çocuklarımız bu ülkede dünyaya geliyor. Burada çocuklarımız okula gidiyor, başarılı oluyor, iş adamı oluyor, sanatçı oluyor, başka şey oluyor, siyasetçi oluyor. Dolayısıyla bir şekilde burası da bizim memleketimiz.”
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Jülide Danışman
Editör: Beklan Kulaksızoğlu