Dünya

Dünya
Türkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4/07/2017

Hollandalı Türklere Türkiye'den çıkış izni yok

Türkiye'ye Hollanda'dan tatil için Aile akraba ziyareti veya eğitim için gelen Türk kökenli Hollanda vatandaşlarına Türk makamları tarafından Yurt dışına çıkış izni verilmediği iddia edildi.

Türkiye'den çıkış izni yok

BBC Türkçe'den Yusuf Özkan'ın haberine göre Hollanda Televizyonu'na (NOS) göre, aylardır Türkiye'den çıkış yasağı uygulanan yüzlerce kişinin çoğu Fethullah Gülen taraftarı ve 15 Temmuz'daki darbe girişiminden sorumlu tutuluyor.

NOS'un haberine göre, Türkiye'de eğitim gören ya da aile ziyaretine giden çok sayıda Hollanda vatandaşının ülkeden çıkışına izin verilmiyor.

Hollanda Dışişleri: Ankara hükümeti nezdinde girişim başlatıldı


Hollanda Dışişleri Bakanlığı, kesin olarak 10 kişinin seyahat yasağı nedeniyle Türkiye'de mahsur kaldığını doğruladı.

Hollanda Televizyonu'na göre ise, Türkiye'den çıkmasına izin verilmeyen Hollanda vatandaşlarının sayısı yüzleri buluyor.

Dışişleri Bakanlığı, Türkiye kökenli Hollanda vatandaşlarının ülkeye dönebilmesi için Ankara hükümeti nezdinde girişim başlatıldığını açıkladı.

'Hollandalı bakan, Diplomatik krizle ilgisi yok'


Dışişleri Bakanı Bert Koenders, Türk otoritelerle üst düzey temaslarının sürdüğünü söyledi. Hollandalı bakan, bu olayın geçen ay Türkiye ile yaşanan diplomatik kriz ile ilgisi bulunmadığını vurguladı.

NOS'un haberinde, diğer Avrupa ülkelerindeki çifte vatandaşlığa sahip Türkiye kökenlilerin de benzer sorunlar yaşadıkları belirtildi. Haberde, kısa bir süre önce 10 kadar Almanya ve İsviçre vatandaşı Türkiyeli'nin de ülke dışına çıkışının engellendiğine yer verildi.

Siyasi partilerden sert tepki


Türkiye kökenli Hollanda vatandaşlarına yönelik yurtdışına çıkış yasağı, siyasi partiler tarafından tepkiyle karşılandı.

D66 Milletvekili Sjoerd Sjoerdsma, mahkeme kararı olmadan kişilerin seyahat özgürlüğünün engellenemeyeceğini belirterek, çifte vatandaşlığı bulunanların güvenli biçimde geri dönmesini istedi.

Sosyalist Parti Milletvekili Saadet Karabulut, yasak kararını "endişe verici" olarak değerlendirerek, Türkiye'nin hukukun üstünlüğü ilkesine uyulmadığını savundu.

Yeşil Sol Milletvekili Bram van Oijk da, yasak kararını "kabul edilemez" olarak değerlendirdi. Van Oijk, Hollanda ve Avrupa Birliği'ni Türkiye'yi protesto etmeye çağırdı. KAYNAK:BBC Türkçe

3/19/2017

Almanya istihbararatı "Darbeyi Fetönün yaptığına ikna olmadık"

Almanya'nın dış istihbarat teşkilatı Federal Haberalma Servisi'nin (BND) Başkanı Bruno Kahl Türkiye'nin 15 Temmuz darbesi konusunda darbeyi Fetullah Gülen örgütünün yaptığını çeşitli yollardan anlatmaya çalıştıklarını ancak kendilerinin ikna olmadığını iddia etti.

Darbeyi Fetönün yaptığına ikna olmadık
Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre Almanya'da Başbakanlığa bağlı dış istihbarattan sorumlu Federal Haberalma Servisi'nin Başkanı (BND) Bruno Kahl, haftalık Der Spiegel dergisine verdiği mülakkatta Ortadoğu, Rusya, IŞİD'le mücadele ayrıca Avrupa ile Türkiye arasında son dönemde yaşanan gelişmelere istinaden açıklamalarda bulundu. Kahl, ikili ilişkilerde her zaman "kötü dönemlerin yaşanabileceğini ancak haber alma teşkilatlarının, batının hukuk devleti prensipleriyle örtüşmeyen ülkelerle de işbirliği halinde olduğunu" belirtti. Kahl, "Sadece Türkiye'nin coğrafi konumu itibarıyla bile açık olan şey şu ki, bu kanalları kapatamayız" ifadesini kullandı.

"Türkiye Fetullah Gülen konusunda bizi ikna edemedi"


Türkiye Fetullah Gülen konusunda bizi ikna edemedi
Türkiye'nin 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında Gülen yapılanmasının olduğu konusunda kendilerini “çeşitli yollardan ikna etmeye çalıştığını ancak bunun şu ana kadar gerçekleşmediğini” belirten Bruno Kahl, ancak darbe girişiminin "devlet tarafından kurgulanmadığını" söyledi. "15 Temmuz öncesinde de hükümet tarafından bir temizlik dalgası başlatıldığını" söyleyen BND Başkanı Bruno Kahl "Bu yüzden ordunun bazı kesimleri sıra kendilerine gelmeden darbe yapmak istedi. Ancak artık çok geçti, kendileri de temizlendi" dedi.

Bruno Kahl, darbenin devletçe tasarlanmamış olmasına karşın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açısından "memnuniyet verici bir mazeret" olduğunu ifade etti. Kahl, Spiegel'in "Gülen yapılanmasını aşırılık yanlısı İslamcı ya da terörist diye tanımlayabilir misiniz?” sorusuna "Gülen yapılanması dini ve seküler eğitim için bir araya gelmiş sivil bir oluşum. Bunlar arasında dershaneler, Erdoğan güçleriyle yıllarca ortak çalıştıkları eğitim kurumları var" cevabını verdi.


Fetullah Gülen hareketinin Almanya temsilcisi Conflict Zone'da


Almanya temsilcisi Conflict Zone'da
Fetullah Gülen yapılanmasını bir "tarikat" olarak tanımlayamayacağını zira bu tanımın Batı toplumlarında kullanıla geldiğini belirten BND Başkanı Kahl, Gülen yapılanmasının “önemsenemeyecek bir azınlık” olmadığını söyledi.

Federal Haberalma Servisi Başkanı Kahl, IŞİD'le mücadele konusuna da değindi ve Almanya ile Türkiye arasında son günlerde tırmanan gerilimin yansımalarının ne olabileceğine dair bir açıklama yapmak istemediğini söyledi. Ancak Kahl, Türkiye'deki gelişmeleri "hukuk devleti prensibi penceresinden bakıldığında rahatlatıcı olmaktan uzak olduğunu" belirterek, “Önemli olan ülkenin güvenlik alanındaki işbirliği içerisinde kalıp kalmayacağı" diye konuştu.

IŞİD'in giderek zayıfladığını ancak kendini göstermek için saldırılara devam edeceğini belirten Bruno Kahl örgütün mali kaynaklarının öngörülebilir bir süre içinde tükenmese de azalacağını söyledi. IŞİD'in kaybettiği topraklar nedeniyle halktan aldığı vergilerin azaldığını ayrıca petrol gelirlerinin de gerilediğini belirten Bruno Kahl, bunun silah ve askeri teçhizat alımını da zorlaştırabileceğini söyledi. KAYNAK: Deutsche Welle

3/12/2017

Hollanda Başbakanı Mark Rutte "Ya normal davran ya da git"

Hollanda'da 15 Temmuz darbe girişimini protesto ederken Gazeteciler ile kavga eden Türkler için "Defolup Türkiye'ye gitsinler" diyen Hollanda Başbakanı Mark Rutte, bu görüşünü seçim propagandasına da yansıttı.

BBC Türkçe'den Yusuf Özkan'ın 23 Ocak 2017 Tarihli haberi Mark Rutte, Hollanda'yı beğenmeyenlerin, değerlerine sahip çıkmayanların geldikleri ülkeye geri dönmesini istedi.
"Ya normal davran ya da git"
Rutte'nin 15 Mart seçimlerindeki en büyük rakibi olan Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders ise Başbakan'ı "yalancılıkla" suçladı. Benzer görüşleri en fazla dile getiren isim olan Wilders, "Orijinal her zaman daha iyidir" dedi.

Mark Rutte Gazetelere tam sayfa ilan verdi


Başbakan Rutte, 15 Mart'ta yapılacak genel seçimler için kampanyasına gazetelere verdiği tam sayfa ilanla başladı.

Rutte de, politikalarını İslam, göç ve yabancı karşıtlığı üzerine kuran en yakın rakibi Wilders gibi göçmenleri hedef aldı.

Başbakan, gazete ilanında, göçmenlere "Ya normal davran ya da git" diye seslendi.

Hollanda Başbakanı, "Eğer bu ülkeyi beğenmiyorsan çek, git! Bu senin seçeneğin değil mi? Eğer yaşadığın ülkede insanların birbirine davranış şekli seni bu kadar rahatsız ediyorsa, bir seçeneğin var, git! Burada olmak zorunda değilsin!" dedi.

Rutte, AD gazetesine verdiği demeçte, dini inancı gereği kadın eli sıkmayı reddeden bir göçmen belediye otobüs şoförünü haklı bulan Eşit Haklar Komitesi kararını eleştirdi.

Kararı "tuhaf bulduğunu" belirten Başbakan, kadın eli sıkmadığı gerekçesiyle otobüs şoförünü işe almayan kurumu haklı bulduğunu söyledi.

Rutte, "Hiçbir belediye otobüs şoförü tutup da 'kadın eli sıkmam' diyemez. Ben tam da bunun için isyan ediyorum. Bir çok insan da aynı duygular içinde. Çünkü bizim değerlerimize göre insanlar birbirinin elini sıkar" diye konuştu.
'Aşırı sağcı seçmenleri hedef alıyor'

Rutte, "Hollanda'daki özgürlükleri kötüye kullanarak kendi kültürünü dayatmak isteyenleri" de eleştirdi.

Hollanda Televizyonu'nun (NOS) Siyaset Muhabiri Xander van der Curlew'e göre, Rutte'nin göçmenler konusundaki çıkışı, kamuoyu yoklamalarına göre önde giden Wilders'in seçmenini hedefliyor.
"Ya normal davran ya da git"
Hollandalı gazeteciye göre, Rutte'nin bu görüşü yeni değil. Geçen Eylül ayında benzer bir görüşü Türkiye kökenli göçmenler için dile getirdi.

Türkiye'deki darbe girişimini protesto eden Türkiye kökenli bazı göçmenlerin NOS kameramanını tartaklaması üzerine Rutte, bunun Hollanda değerleri ile bağdaşmadığını belireterek, "Defolup Türkiye'ye gitsinler" demişti.
Wilders: Orijinal her zaman daha iyidir

Rutte'nin bu açıklamaları, siyasi rakipleri tarafından da eleştirildi. Yeşil Sol Parti lideri Jesse Klaver, Rutte'nin görüşlerini "şaşkınlıkla karşıladığını" söyledi.

Jesse Klaver, "6 yıl boyunca bencilliği ve kendi çıkarlarını özendiren Rutte'nin şimdi bizim değerlerimizin koruyucusu gibi açıklama yapması inandırıcı değil" dedi.

Hollanda Başbakanı'na en sert tepki ise, aşırı sağcı lider Wilders'den geldi. Göçmen karşıtı açıklamalarıyla bilinen Wilders, Twitter mesajında Rutte'nin kendisini taklit ettiğini ima ederek, "orijinal her zaman iyidir" dedi.

Rutte'yi "yalancılıkla" suçlayan Wilders, "Mark Rutte; açık sınırların, iltica tsunamisinin, toplu göçün, İslamlaşmanın, yalanların ve hilelerin adamı" görüşünü dile getirdi.

Wilders, tek sayfalık seçim bildirgesinde Hollanda'nın sınırlarını kapatarak İslam ülkelerinden gelen göçü önlemeyi ve ülkedeki camileri kapatmayı vaat ediyor. KAYNAK:BBC Türkçe

2/05/2017

Allah’a şükür bıyıklarımızı askerde bile kesmedik

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Su Kesintleri hakkında Bıyık örneği verdi “Kesilse zaten bıyığım olmazdı. ‘Bir yerde su kesilirse bıyıklarımı keseceğim’ demiştim” ifadesini kullandı.

askerde bile kesmedik

5 bin orman köyüne 5 bin gelir getirici orman kurulacağını açıklayan Eroğlu, “Artık ormanlarda sadece çam, sedir dikmek yerine gelir getirici ceviz, badem dikmek suretiyle köylülerimizin hayat standardını yükseltmek hepimizin boynumuzun borcu. Bakımı orman teşkilatına ait, geliri ise 49 yıllığına orman köylüsüne ait olacak” şeklinde konuştu.

Bir yerde su kesilirse bıyıklarımı keseceğim


Sık sık su kesintileri yaşanmasına rağmen Türkiye'de hiçbir ilde su kesntisi yaşanmadığını öne süren Bakan Eroğlu, "Kıbrıs’a su getiririz. Asrın projesidir, ama denizin altından gittiği için onu kimse görmez. Dağda faaliyet yaparız, görülmez. Baraj yaparız, gölet yaparız görülmez. Ama Kastamonu’da su kesildiği zaman millet bizi hatırlar. Allah’a şükür şimdiye kadar hiçbir ilde de su kesilmedi. Kesilse zaten bıyığım olmazdı. ‘Bir yerde su kesilirse bıyıklarımı keseceğim’ demiştim. Allah’a şükür bıyıklarımızı askerde bile kesmedik, yerinde” dedi. Kaynak: Cumhuriyet

2/03/2017

Türkiye Özgürlük sıralamasında Gambiya ile aynı düzeyde

Türkiye Freedom House tarafından 2016 yılı için yapılan araştırmanın sonucunda yayınladığı raporda Orta Afrika ülkelerinden Gambiya'nın ardından sondan birinci oldu

aynı düzeyde
Toplam 195 ülkenin ele alındığı, 'Popülistler ve Otokratlar: Küresel Demokrasiye Çifte Tehdit' başlıklı raporda son 10 yılda Türkiye, Orta Afrika Cumhuriyeti'nin ardından Gambiya ile özgürlüğün en şiddetli düştüğü ülkelerden oldu.

Türkiye'nin 2016 yılında 15 puan kaybettiği kaydedilirken, son 10 yılda ise puan kaybının 28 olduğu belirtildi.

Kurum, '2016'nın popülist ve milliyetçi hareketlerin demokratik ülkelerde güç kazanmasıyla küresel özgürlüğün arka arkaya düştüğü 11'inci yıl olduğunu' belirtti.

Raporda yer alan 195 ülkenin yüzde 45'ine tekabül eden 87 ülke özgür kategorisinde yer alırken, yüzde 30'u olan 59 ülke kısmen özgür, yüzde 25'i olan 49 ülke ise özgür olmayan kategorisinde yer alıyor.
aynı düzeyde
Finlandiya, Norveç ve İsveç, 100 puanla listenin ilk sırasında yer alırken Suriye ise listenin son sırasında bulunuyor.

En özgür ülkenin 100 puan aldığı raporda Türkiye 38 puanla kısmen özgür kategorisinde yer alıyor.
'11 ülke dikkati çekiyor'

2016 yılının dünya genelinde demokratik kurumların çöktüğü bir dönem olduğunu belirten rapor, özellikle 11 ülkenin dikkat çektiğini belirtiyor.
aynı düzeyde
Bu ülkeler arasında sadece Kolombiya'nın olumlu bir gelişme gösterdiği belirtilen raporda, Türkiye'nin olumsuz anlamda düşüş yaşayan 10 ülkeden biri olduğu vurgulandı.

Raporda, "Türkiye, Temmuz ayındaki darbe teşebbüsünün yarattığı güvenlik ve siyasi gelişmelere paralel olarak yaşanan geniş çapta tutuklamalar ve kamu çalışanlarının işten atılmasıyla düşüş eğiliminde" tespiti kullanıldı.
'Türkiye ile yapılan anlaşma utanç kaynağı'

Suriye'deki savaşın demokrasiler üzerine etkisiyle ilgili olarak raporda, IŞİD'den (Irak Şam İslam Devleti) kaçanların oluşturduğu mülteci akınının Avrupa ve ABD'de demokratik standartların düşmesine neden olduğu belirtildi.
aynı düzeyde
Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki anlaşmanın mülteci akınını durdurmasına rağmen mülteci karşıtı söylemin güç kaybetmediği belirtildi ve şu ifadeler yer verildi:

"Türkiye ile yapılan anlaşma, Türkiye zaten Kürt ayaklanması ve düzenli terörist saldırılarla mülteciler için güvenilmez bir liman haline gelmişken, Temmuz'da yaşanan darbe girişiminden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıksız bir otoriterliği kucaklamasıyla derin bir utancın kaynağı oldu.

"Olağanüstü hal kapsamında 40 bin vatandaş tutuklandı, onlarca gazeteci işini yaptığı için hapse atıldı, yüzlerce basın kuruluşu ve sivil toplum kuruluşu kapatıldı, meclisteki üçüncü büyük siyasi partinin lideri ve temsilcileri tutuklandı, 100 binden fazla kamu çalışanı işten atıldı" ifadesine yer verildi. KAYNAK: BBC TÜRKÇE

10/22/2016

Neden Müge Anlı?

Irmak KupaATV'de Tatlı Sert programını sunan Müge Anlı'ya Canlı yayında itiraflarda bulunuyorlar işte bütün soruların cevabı haberin içeriğinde


BBC Türkçe'nin araştırma yaptığı haberin içeriğini okuyunca çok şaşıracaksınız Manisa'da işlenen bir çocuk cinayetinin katil zanlısındın ATV kanalının program yapımcısı ve sunucusu Müge Anlı'ya cinayeti itiraf etmesi sosyal medyada büyük tartışma yarattı.

#pedofilisuctur etiketi kısa sürede Twitter kullanıcıları arasında en çok konuşulan başlık oldu.

Bu tweet'lerin birçoğu Irmak Kupa adlı çocuğun katil zanlısına tepki olarak atılırken, çok sayıda twitter kullancısı da Müge Anlı'yı "cinayet itirafı" için tebrik etti.

3.5 yaşındaki çocuk, Manisa'nın Alaşehir ilçesinde 14 Ekim tarihinde kaybolmuştu.


Müge Anlı'nın canlı yayınına katılan baba Bilal Kupa'nın olay hakkında, komşularından şüphe duyduğunu söylemesi sonrası İstanbul'daki programa gelmeyi kabul eden zanlı, katıldığı ikinci yayının reklam arasında ölüm olayıyla ilgisini itiraf etti.

Kanal binasında gözaltına alınan zanlı tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Aslında bu, 'Müge Anlı ile Tatlı Sert' isimli programdaki ilk suç itirafı değil.


Peki Müge Anlı bu itiraflar nasıl gerçekleşiyor? Suç işlemiş kişiler neden böyle canlı yayınlara çıkmayı kabul ediyor?

Türkiye Psikiyatri Derneği eski başkanı Şeref Özer, bu tür itiraf örneklerinde iki durumun geçerli olduğunu ifade ediyor: "Biri zanlıları programa çıkartan durum, diğeri ise onlara bu itirafları yaptıran durum".

Özer, Manisa örneğindeki gibi zanlıların, programlara çıkış sebebinin, 'bilinçle' ilişkili olduğunu söylüyor. Özer bu kişilerin, "Eğer bu programa çıkmazsam çevrem suçlu olduğumu düşünür" psikolojisi ile bilinçli bir şekilde karar alarak bu programlara katıldıklarını ifade ediyor.

Şeref Özer, suç işlemiş kişilere böyle itirafları yaptıran durumun ise psikiyatri biliminde, "bilinç dışı hareketler" olarak tanımlandığını söylüyor. Kişinin, işlediği suçun baskısından kurtulmak için "bilinci dışında" hata yapmaya yönelebildiğini, cezalandırılmak isteyebileceğini anlatıyor

Özer, canlı yayınların da zanlılar üzerinde 'polis sorgu odası baskısı yaratabildiğinin' altını çiziyor.

5/25/2015

Gündüz uykusunda aynı odada ard arda ölen 3 çocuğun esrarengiz ölümleri aydınlatılamadı

Aile Lanetli evi terk edip akrabalarının yanına taşındı

Kars Arpaçay'da Güler ailesinin 3 çocuğu ard arda esrarengiz bir biçimde hayatlarını kaybetti


Baba Hacı Güler'in bir süre önce gecekonduya yeni odada gündüz uykusuna yatan 5 aylık Gözde 3,5 yaşındaki Aybüke ve 5 yaşındaki Enes bilinmeyen bir nedenle birer ay arayla vefat etti Dört ayda 3 evladını kaybetmenin acısını yaşayan çiftin sadece geriye 6,5 yaşındaki Irmak kaldı.

Aile Lanetli evi terk edip akrabalarının yanına taşındı


Baba Hacı Güler ölümlerin kısa süre önce inşaa ettiği yeni odada yaşandığına dikkat çekiyor yaşananlardan sonra Lanetli odayı ve evi terk edip akrabalarının yanında yaşayan aile kesin ölüm nedenlerinin belli olması için 3 çocuğa yapılan otopsinin sonucunu bekliyor.

3/13/2015

Fırından aldığı ekmeği yerken kalbine saplanan jilet yüzünden yaşam mücadelesi veriyor

Marmara Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı 10 saatlik bir ameliyat geçiren Sarıboğan'ın hayati tehlikesi devam ediyor.

Fırından aldığı ekmeği yerken kalbine saplanan jilet yüzünden yaşam mücadelesi veriyor Devlet hastanesine götürülen Osman Sarıboğan taburcu edildi Tavsiye üzerine Marmara Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı 10 saatlik bir ameliyat geçiren Sarıboğan'ın hayati tehlikesi devam ediyor.


Darıca'da Farabi Devlet Hastanesi'ne gittik. 'Hiçbir şey yok' diye eve gönderdilerMarmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Sarıboğa'nın hayati tehlikesi sürüyor. Darıca'da yaşayan Sarıboğa ailesinin iddiasına göre, Osman Sarıboğa, mahalledeki ekmek fırınından aldığı ekmeğin içerisine tavuk koyarak yemeye başladı. Ancak Sarıboğa, ekmeği yutarken göğsünde bir sıkıntı hissetti. Eşi Dilek Sarıboğa, eşinin tavuk kemiği yuttuğunu düşündü. Ancak kendisini kötü hisseden Osman Sarıboğa'nın sıkıntısı artınca, aile önce Darıca Farabi Devlet Hastanesi acil servisine, oradan da Pendik'teki Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gitti. Hemen ameliyat edilen Osman Sarıboğa, ardından yoğun bakımda tedavi altına alındı.

Osman Sarıboğa'nın eşi Dilek Sarıboğa o gün yaşadıklarını şöyle anlattı:


"Pazartesi günü öğlen bir fırından ekmek aldım. Ekmeğin içinden bir jilet çıktı. Jilet eşimin içindeki organları parçaladı. Kalbine saplandı. Şu anda hayati tehlikesi var. Darıca'da Farabi Devlet Hastanesi'ne gittik. 'Hiçbir şey yok' diye eve gönderdiler bizi. Oradan bir arkadaşımız, 'Marmara Üniversitesi Hastanesi'ne gidin' dedi. Hastaneye gece saat 02.00'de geldik. Hemen ameliyata aldılar. Ameliyattan ertesi gün öğle saat 12.00'de çıktı. Hayati tehlikesi devam ediyor." Aile, ekmek aldıkları fırını ve Darıca Farabi Devlet Hastanesi'ni mahkemeye vereceğini belirtti.