Dünya

Dünya
Türkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türkiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/03/2017

Türkiye Özgürlük sıralamasında Gambiya ile aynı düzeyde

Türkiye Freedom House tarafından 2016 yılı için yapılan araştırmanın sonucunda yayınladığı raporda Orta Afrika ülkelerinden Gambiya'nın ardından sondan birinci oldu

aynı düzeyde
Toplam 195 ülkenin ele alındığı, 'Popülistler ve Otokratlar: Küresel Demokrasiye Çifte Tehdit' başlıklı raporda son 10 yılda Türkiye, Orta Afrika Cumhuriyeti'nin ardından Gambiya ile özgürlüğün en şiddetli düştüğü ülkelerden oldu.

Türkiye'nin 2016 yılında 15 puan kaybettiği kaydedilirken, son 10 yılda ise puan kaybının 28 olduğu belirtildi.

Kurum, '2016'nın popülist ve milliyetçi hareketlerin demokratik ülkelerde güç kazanmasıyla küresel özgürlüğün arka arkaya düştüğü 11'inci yıl olduğunu' belirtti.

Raporda yer alan 195 ülkenin yüzde 45'ine tekabül eden 87 ülke özgür kategorisinde yer alırken, yüzde 30'u olan 59 ülke kısmen özgür, yüzde 25'i olan 49 ülke ise özgür olmayan kategorisinde yer alıyor.
aynı düzeyde
Finlandiya, Norveç ve İsveç, 100 puanla listenin ilk sırasında yer alırken Suriye ise listenin son sırasında bulunuyor.

En özgür ülkenin 100 puan aldığı raporda Türkiye 38 puanla kısmen özgür kategorisinde yer alıyor.
'11 ülke dikkati çekiyor'

2016 yılının dünya genelinde demokratik kurumların çöktüğü bir dönem olduğunu belirten rapor, özellikle 11 ülkenin dikkat çektiğini belirtiyor.
aynı düzeyde
Bu ülkeler arasında sadece Kolombiya'nın olumlu bir gelişme gösterdiği belirtilen raporda, Türkiye'nin olumsuz anlamda düşüş yaşayan 10 ülkeden biri olduğu vurgulandı.

Raporda, "Türkiye, Temmuz ayındaki darbe teşebbüsünün yarattığı güvenlik ve siyasi gelişmelere paralel olarak yaşanan geniş çapta tutuklamalar ve kamu çalışanlarının işten atılmasıyla düşüş eğiliminde" tespiti kullanıldı.
'Türkiye ile yapılan anlaşma utanç kaynağı'

Suriye'deki savaşın demokrasiler üzerine etkisiyle ilgili olarak raporda, IŞİD'den (Irak Şam İslam Devleti) kaçanların oluşturduğu mülteci akınının Avrupa ve ABD'de demokratik standartların düşmesine neden olduğu belirtildi.
aynı düzeyde
Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki anlaşmanın mülteci akınını durdurmasına rağmen mülteci karşıtı söylemin güç kaybetmediği belirtildi ve şu ifadeler yer verildi:

"Türkiye ile yapılan anlaşma, Türkiye zaten Kürt ayaklanması ve düzenli terörist saldırılarla mülteciler için güvenilmez bir liman haline gelmişken, Temmuz'da yaşanan darbe girişiminden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıksız bir otoriterliği kucaklamasıyla derin bir utancın kaynağı oldu.

"Olağanüstü hal kapsamında 40 bin vatandaş tutuklandı, onlarca gazeteci işini yaptığı için hapse atıldı, yüzlerce basın kuruluşu ve sivil toplum kuruluşu kapatıldı, meclisteki üçüncü büyük siyasi partinin lideri ve temsilcileri tutuklandı, 100 binden fazla kamu çalışanı işten atıldı" ifadesine yer verildi. KAYNAK: BBC TÜRKÇE

10/22/2016

Neden Müge Anlı?

Irmak KupaATV'de Tatlı Sert programını sunan Müge Anlı'ya Canlı yayında itiraflarda bulunuyorlar işte bütün soruların cevabı haberin içeriğinde


BBC Türkçe'nin araştırma yaptığı haberin içeriğini okuyunca çok şaşıracaksınız Manisa'da işlenen bir çocuk cinayetinin katil zanlısındın ATV kanalının program yapımcısı ve sunucusu Müge Anlı'ya cinayeti itiraf etmesi sosyal medyada büyük tartışma yarattı.

#pedofilisuctur etiketi kısa sürede Twitter kullanıcıları arasında en çok konuşulan başlık oldu.

Bu tweet'lerin birçoğu Irmak Kupa adlı çocuğun katil zanlısına tepki olarak atılırken, çok sayıda twitter kullancısı da Müge Anlı'yı "cinayet itirafı" için tebrik etti.

3.5 yaşındaki çocuk, Manisa'nın Alaşehir ilçesinde 14 Ekim tarihinde kaybolmuştu.


Müge Anlı'nın canlı yayınına katılan baba Bilal Kupa'nın olay hakkında, komşularından şüphe duyduğunu söylemesi sonrası İstanbul'daki programa gelmeyi kabul eden zanlı, katıldığı ikinci yayının reklam arasında ölüm olayıyla ilgisini itiraf etti.

Kanal binasında gözaltına alınan zanlı tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Aslında bu, 'Müge Anlı ile Tatlı Sert' isimli programdaki ilk suç itirafı değil.


Peki Müge Anlı bu itiraflar nasıl gerçekleşiyor? Suç işlemiş kişiler neden böyle canlı yayınlara çıkmayı kabul ediyor?

Türkiye Psikiyatri Derneği eski başkanı Şeref Özer, bu tür itiraf örneklerinde iki durumun geçerli olduğunu ifade ediyor: "Biri zanlıları programa çıkartan durum, diğeri ise onlara bu itirafları yaptıran durum".

Özer, Manisa örneğindeki gibi zanlıların, programlara çıkış sebebinin, 'bilinçle' ilişkili olduğunu söylüyor. Özer bu kişilerin, "Eğer bu programa çıkmazsam çevrem suçlu olduğumu düşünür" psikolojisi ile bilinçli bir şekilde karar alarak bu programlara katıldıklarını ifade ediyor.

Şeref Özer, suç işlemiş kişilere böyle itirafları yaptıran durumun ise psikiyatri biliminde, "bilinç dışı hareketler" olarak tanımlandığını söylüyor. Kişinin, işlediği suçun baskısından kurtulmak için "bilinci dışında" hata yapmaya yönelebildiğini, cezalandırılmak isteyebileceğini anlatıyor

Özer, canlı yayınların da zanlılar üzerinde 'polis sorgu odası baskısı yaratabildiğinin' altını çiziyor.

5/25/2015

Gündüz uykusunda aynı odada ard arda ölen 3 çocuğun esrarengiz ölümleri aydınlatılamadı

Aile Lanetli evi terk edip akrabalarının yanına taşındı

Kars Arpaçay'da Güler ailesinin 3 çocuğu ard arda esrarengiz bir biçimde hayatlarını kaybetti


Baba Hacı Güler'in bir süre önce gecekonduya yeni odada gündüz uykusuna yatan 5 aylık Gözde 3,5 yaşındaki Aybüke ve 5 yaşındaki Enes bilinmeyen bir nedenle birer ay arayla vefat etti Dört ayda 3 evladını kaybetmenin acısını yaşayan çiftin sadece geriye 6,5 yaşındaki Irmak kaldı.

Aile Lanetli evi terk edip akrabalarının yanına taşındı


Baba Hacı Güler ölümlerin kısa süre önce inşaa ettiği yeni odada yaşandığına dikkat çekiyor yaşananlardan sonra Lanetli odayı ve evi terk edip akrabalarının yanında yaşayan aile kesin ölüm nedenlerinin belli olması için 3 çocuğa yapılan otopsinin sonucunu bekliyor.

3/13/2015

Fırından aldığı ekmeği yerken kalbine saplanan jilet yüzünden yaşam mücadelesi veriyor

Marmara Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı 10 saatlik bir ameliyat geçiren Sarıboğan'ın hayati tehlikesi devam ediyor.

Fırından aldığı ekmeği yerken kalbine saplanan jilet yüzünden yaşam mücadelesi veriyor Devlet hastanesine götürülen Osman Sarıboğan taburcu edildi Tavsiye üzerine Marmara Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı 10 saatlik bir ameliyat geçiren Sarıboğan'ın hayati tehlikesi devam ediyor.


Darıca'da Farabi Devlet Hastanesi'ne gittik. 'Hiçbir şey yok' diye eve gönderdilerMarmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Sarıboğa'nın hayati tehlikesi sürüyor. Darıca'da yaşayan Sarıboğa ailesinin iddiasına göre, Osman Sarıboğa, mahalledeki ekmek fırınından aldığı ekmeğin içerisine tavuk koyarak yemeye başladı. Ancak Sarıboğa, ekmeği yutarken göğsünde bir sıkıntı hissetti. Eşi Dilek Sarıboğa, eşinin tavuk kemiği yuttuğunu düşündü. Ancak kendisini kötü hisseden Osman Sarıboğa'nın sıkıntısı artınca, aile önce Darıca Farabi Devlet Hastanesi acil servisine, oradan da Pendik'teki Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gitti. Hemen ameliyat edilen Osman Sarıboğa, ardından yoğun bakımda tedavi altına alındı.

Osman Sarıboğa'nın eşi Dilek Sarıboğa o gün yaşadıklarını şöyle anlattı:


"Pazartesi günü öğlen bir fırından ekmek aldım. Ekmeğin içinden bir jilet çıktı. Jilet eşimin içindeki organları parçaladı. Kalbine saplandı. Şu anda hayati tehlikesi var. Darıca'da Farabi Devlet Hastanesi'ne gittik. 'Hiçbir şey yok' diye eve gönderdiler bizi. Oradan bir arkadaşımız, 'Marmara Üniversitesi Hastanesi'ne gidin' dedi. Hastaneye gece saat 02.00'de geldik. Hemen ameliyata aldılar. Ameliyattan ertesi gün öğle saat 12.00'de çıktı. Hayati tehlikesi devam ediyor." Aile, ekmek aldıkları fırını ve Darıca Farabi Devlet Hastanesi'ni mahkemeye vereceğini belirtti.

2/27/2015

Manisa Akhisar'da yakılarak öldürülen kadının katil zanlıları sağır ve dilsiz Ana kız çıktı

Manisa Akhisar'da Zeytinlikte yakılarak öldürülen kadının katil zanlıları sağır ve dilsiz Ana kız çıktı cinayeti çözen dedektifler Cinayeti araştırdıkça hayretler içinde kaldılar nedeni ise aynı şekilde öldürülerek toprağa gömülmüş bir erkek cesedi daha bulunması idi.


Cinayeti araştırdıkça hayretler içinde kaldılar nedeni ise aynı şekilde öldürülerek toprağa gömülmüş bir erkek cesedi daha bulunması idi.

Her şey geçen pazar günü Akhisar Cumhuriyet Mahallesi Su yolu Mezarlığı Mevkii'ndeki zeytinliğin sahibinin buradaki barakada, 20 yaşının üzerinde olduğu sanılan, yakılmış bir kadın cesedi görmesiyle başladı. İzmir Adli Tıp Kurumu'nda yapılan incelemede, cesedin yüzde 90'ının yanması nedeniyle nasıl öldürüldüğü belirlenemedi. Ayrıca yine aynı nedenle, ölen kişinin tecavüze uğrayıp uğramadığı da tespit edilemedi.

Polis bu cinayeti çözmek için kayıplar listesinde bulunanları araştırdı ve tüm ipuçlarını değerlendirdi. Günler süren bu çalışmaların ardından dün Akhisar'da oturan üçü de sağır ve dilsiz 43 yaşındaki Selda K., kızı 20 yaşındaki Saadet K., aile dostları D.D. gözaltına alındı. Selda K.'nın yine sağrı ve dilsiz olan oğlu 20 yaşındaki Selim Burak K.'ya ise ulaşılamadı.

İşaret dili tercümanı aracılığı ile ifadeleri alınan şüpheliler dün akşam saatlerinde önce yanmış kadın cesedinin bulunduğu yere, ardından Hashoca Mahallesi 67 Sokak'taki evlerine götürüldü. Şüphelilerin evlerinde Olay Yeri İnceleme ekipleri bir dizi çalışma yaptı ve önemli ipuçlarına ulaştı.
Yanmış kadın cesedinin bulunduğu bölgede ikinci bir ceset olduğu belirlenince, bu bölgede aramalar yoğunlaştı. İlk cesedin bulunduğu yere 100 metre uzaklıkta tarlada gömülen bir kişinin kemikleri bulundu. Kemikler buradan alınarak İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

Soruşturmada, geçen hafta kaybolan Seferihisarlı sağır ve dilsiz 21 yaşındaki Emine Girginer'in ailesiyle temasa geçildiği, genç kızın İzmir'e gittiğini söylediği ve kaybolduğu andan itibaren kendisin haber alınamadığı bilgisine ulaşıldı. Akhisar Otogar ile ilçe çarşısındaki bazı işyerlerini güvenlik kameraları incelendiğinde kayıp Emine Girginer ile şüphelilerden Selda K.'nin birlikte yürüdüğü görüntülerle tespit edildi. Bunun üzerine evine yapılan baskında Selda K., kızı Saadet K. ve aile dostu D.D. gözaltına alındı. Selda K.'nın oğlu Selim Burak K.'ya ise ulaşılamadı.

Genç kızı elleriyle boğarak öldürdüğünü söylediği


Ülke genelindeki kayıp kadınlarla ilgili çalışma başlattık.

İşaret dili tercümanı aracılığıyla ifadesi alınan Selda K., önce suçlamayı kabul etmedi sonra itirafta bulundu. İzmir İşitme Engelliler Okulu'nda tanıştığı Emine Girginer'in yanlarına geldiğini, kendilerine 'o….sunuz' diyerek küfür ettiğini ileri süren Selda K.'nın çıkan kavgada sinirlerine hakim olamayarak genç kızı elleriyle boğarak öldürdüğünü söylediği öğrenildi. Yine sağır ve dilsiz olan kızı Saadet K.'nin de sorguda, annesiyle birlikte cesedi elektrikli motosiklet yardımıyla taşıyıp, evlerine yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki zeytinliğe götürüp benzin dökerek yaptıklarını söylediği belirtildi.
Cinayetin işlenmesinin ardından bilet alıp İstanbul'a gittiğini belirten Saadet K.'nin burada bir yakınlarının evinde üç gün kaldıktan sonra ilçeye döndüğü de söylediği kaydedildi.

Ülke genelindeki kayıp kadınlarla ilgili çalışma başlattık.


Manisa Emniyet Müdürü Tayfur Erdal Ceren, çifte cinayeti çözdüklerini, DNA sonucu henüz alınmamış olsa da şüphelilerin suçlarını itiraf ettiğini söyledi. Ceren, şunları söyledi: "Ülke genelindeki kayıp kadınlarla ilgili çalışma başlattık. Sonra Seferihisar'daki kızın adına ulaştık. Kayıp kız ile Akhisar'daki kişilerin bağlantısını güvenlik kamerası görüntülerinden belirledik. Güvenlik kameralarının ne kadar önemli olduğunu daha önce de söylüyordum, tekrar hatırlatıyorum. Cinayeti çözdük. DNA sonucu henüz elimize ulaşmamasına rağmen zanlılar sorgularında suçlarını itiraf etti. İkinci bir cinayeti de sorguda ortaya çıkardık. Onun da elde ettiğimiz çene kemiği ve dişlerini DNA için gönderdik. Ekiplerimiz çok iyi çalıştı. Cinayeti çözeceğimize söz vermiştim. Yerine getirdiğim için mutluyum.".dedi Kaynak: Cumhuriyet

2/24/2015

90 Yaşındaki Toprak Dede Hayrettin Karaca ve arkadaşları Hakim karşısında

TEMA Vakfı kurucusu 90 Yaşındaki Toprak Dede Hayrettin Karaca ve arkadaşları Hakim karşısında mahkemeye veren ise Koza Madencilik


Hayrettin Karaca’nın duruşmasını izlemek üzere Uluslararası Gözlemci Heyeti de Türkiye’ye geldi.
Koza Madencilik’e ait olan bölgeye incelemeler yapmak ve bölge halkını bilinçlendirmek için giden 2012 Doğru Yaşam Ödülü’ne layık görülen Hayrettin Karaca’nın davası başladı.

Maden şirketi 90 yaşındaki çevre aktivisti Karaca ve bölgede inceleme yapan arkadaşları hakkında konut dokunulmazlığının (işyeri) ihlali ve iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarından dolayı şikayetçi olmuştu.

Hayrettin Karaca’nın duruşmasını izlemek üzere Uluslararası Gözlemci Heyeti de Türkiye’ye geldi.


Çevre aktivistleri, Türkiye’de doğa için savaşan aktivist arkadaşlarının özellikle maden şirketleri gibi güçlü şirketlerin menfaatleri karşısında çektikleri güçlüklerin bu dava sürecinde de bir kez daha gözler önüne serildiğini dile getirdi.

Davaya, Dikili Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada, ilk olarak TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanı Hayrettin Karaca dinlendi. Karaca, böyle bir davanın açılması sonucu Türkiye'nin tüm dünyaya rezil bir konuma düşürüldüğünü belirterek şöyle dedi:

"Burada sadece ben değil tüm doğa savaşçıları yargılanmaktadır. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Ben oraya bozulan ekolojik sistemi görmek için gitmiştim. Bundan dolayı suçlanıp ülkemin küçük düşürülüşünü asla kabul edemem."