Dünya

Dünya
Madagaskar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Madagaskar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/27/2013

Hint Okyanusu'nun dibinde gömülü Mauritia adı verilen antik kıta bulundu

Bilim insanlarının ''Mauritia'' adını verdiği bu kara parçasının zamanla parçalandığı ve günümüz dünyası şekil almaya başlarken bu kıtanın da dalgalar altında ortadan kaybolduğu düşünülüyor.


Araştırmanın bulguları Nature Geoscience adlı dergide yayımlandı.
Süper kıta

Yaklaşık 750 milyon yıl öncesine kadar, Yerküre'nin kara kütlesi ''Rodinya'' adı verilen bir tek kıtadan oluşuyordu.

Bugün binlerce kilometre okyanusun ayırdığı Hindistan ve Madagaskar bir zamanlar yan yanaydı.


Bilim insanları, bir zamanlar bu ikisi arasında yer alan ve ''mikro kıta'' olarak bilinen bir kıtaya ait bulgulara rastladıklarına inanıyor.

Araştırmayı yürüten ekip, Morityus kıyılarındaki kum taneciklerini inceleyerek bu sonuca vardılar.

Kum taneciklerinin tarihi 9 milyon yıl önce gerçekleşen bir volkanik patlamaya dayanmakla beraber, içlerinde çok daha eski minerallere rastlandı.

Araştırmayı yürüten Oslo Üniversitesi'nden Profesör Trond Torsvik, incelenen kumlarda görülen zirkon mineraline kıtasal kabuklarda rastlandığını ve bunların çok eskiye dayandığını açıkladı.

1 milyar 970 milyon ila 600 milyon yıl öncesine dayandığı sanılan bu zirkonun eski bir kara parçasına ait olduğu ve yanardağ patlaması sonucu adada yüzeye çıktığı düşünülüyor.

Profesör Torsvik, Mauritia'ya ait parçaların Morityus'un 10 km derinliklerinde ve Hint Okyanusu'nun dibinde bulunabileceğine inanıyor.

Milyonlarca yıllık tarih


Bu kara parçasının milyonlarca yıllık tarihinin, karada yaşamın başlamadığı Kambriyen öncesi dönemden dinozorların hüküm sürdüğü döneme kadar uzanabileceği düşünülüyor.

Fakat 85 milyon yıl önce Hindistan Madagaskar'dan uzaklaşmaya başlarken bu mikro kıtanın da parçalandığı ve sonunda dalgaların altında kaybolduğuna inanılıyor.

Ancak Profesör Torsvik küçük bir parçanın kalmış olabileceğini düşünüyor.

Torsvik, "Seyşeller bugün Hint Okyanusu'nun ortasına oturmuş bir granit parçası ya da kıta kabuğu konumunda. Ama bir zamanlar Madagaskar'ın kuzeyinde yer alıyordu. Belki de daha büyüktü ve okyanusta böyle çok sayı kıta parçacıkları bulunuyor" diyor.

Profesör Torsvik, bu oluşumlardan edinilecek sismik verilerin somut kanıt sunacağını belirtiyor. bbc türkçe

12/23/2010

yumurtaları yüzünden nesli tükenen hayvan fil kuşu

David Attenborough, evinde güvenli bir şekilde sakladığı yaklaşık 30 cm uzunluğunda olan devasa yumurtayı 50 yıl önce Madagaskar’da buldu ve yakın zamanda adaya geri dönerek bu dev yumurtaların sahibi olan dev kuşun yok oluş nedenini araştırdı.

Sir David’in tekrar Madagaskar’a gitmesine neden olan yumurta yaklaşık 3 metre uzunluğunda ve yarım ton ağırlığında olan dev fil kuşuna ait.

Bu kuşun yok olma nedeni henüz tam olarak açıklanamamış olsa da bazıları insanlar tarafından avlanma ya da iklim değişikliklerinin buna neden olduğu inancındalar.

Ancak Attenborough, insanların fil kuşunun yumurtalarını tüketmesinin bu türün sonunu getirdiğini öne sürüyor.

Yakın zamanda yapılmış olan arkeolojik kazılarda insanların kullandığı ateşin çevresinde bulunan yumurta kabukları, Attenborough'un iddiasını da destekliyor.

Sir David, “fil kuşunun avlanma sonucu yok olduğu konusunda şüphelerim var, çünkü bir devekuşu boyutunda olan bu hayvanın da günümüz devekuşları gibi çok güçlü tekmeleri olduğunu düşünüyorum” diyor. İlk kez 1960 yılında televizyon serisi ZooQuest’i çekmek için Madagaskar’a giden David Attenborough, kampın etrafında kalın bir kabuğun kalıntılarını bulmuş.

Daha sonra yerel halktan daha fazla kabuk getirenleri ödüllendireceğini söyleyerek bir çok parçaya ulaşmış. Bu parçaların tam olarak birleştirilmesiyle de bir Amerikan futbol topundan daha büyük olan fil kuşu yumurtası ortaya çıkmış. BBC’nin yeni belgesel serisi “Attenborough ve Dev Yumurta”’nın çekimleri için tekrar Madagaskar’a giden Attenborough, fil kuşlarına ne olduğunu incelemiş.

Kemik ve yumurta kabukları üzerinde yapılan radyokarbon yaş analizleri, bu dev kuşun yaklaşık 1000 yıl önce hala adada yaşamakta olduğunu gösteriyor.

İnsanlarınsa Madagaskar’a yaklaşık 2000 yıl önce ulaştığı düşünülmekte. Sir David’in elindeki yumurtanın yaşı da radyokarbon analizlerine göre 1300 civarında.

1600’lü yıllarda adayı ziyaret eden Avrupalı denizciler dev bir kuşun varlığından bahseder ve dev yumurta kalıntılarıyla dönerlermiş.

Oxford Üniversitesi radyokarbon hızlandırma bölümden Dr. Tom Higham, “fil kuşu yumurta kabukları ve kemiklerinden yapılan analizlere göre en genç buluntular M.Ö. 900 yıllarına ait.

Bu dönemde adadaki insan populasyonu da arttı” şeklinde konuşuyor. Sir David “50 yıl önce yumurta kabuklarını bulduğum ormanlık alana tekrar gittiğimde aynı bölgede kereste fabrikası olduğunu gördüm.

Aynı zamanda 50 yıl öncesine göre 3 kat daha fazla insan yaşıyor. Bu durum zaman içerisinde adada meydana gelen değişimleri gösteren iyi bir örnek.

Yabanıl bölgeler insanlar tarafından köyler kurmak ya da pirinç ekmek için tarla olarak kullanılmakta, bu da yaşam geçmişte fil kuşunun başına geldiği gibi bir çok canlıyı ortadan kaldırmakta.”
trt türk