Dünya

Dünya
Müslüman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Müslüman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/23/2011

amerikada yeni tartışma sünneti yasaklamak için sandık başına gidilecek

Kasım ayında California'nın San Francisco kentinde yerel ve eyalet çapında alınacak bir dizi karar için sandık başına gidilecek.
Seçmenlerin oy vereceği konulardan biri, erkek çocukların sünnet edilmesini yasaklama önerisi.

Öneriyi halk oylamasına getiren grubun ana sözcüsü Lloyd Schofield, Economist dergisine verdiği mülakatta, ''Kız çocuklarının sünnet edilmesi nasıl yasaklanıyorsa, erkek çocuklar da aynı korumadan faydalanmayı hak ediyor.'' diyor.

ABD'de kız çocuklarının sünnet edilmesi hem federal bir yasa ile hem de eyaletlerin kendi uygulamaları kapsamında, dini bir vecibe olsun ya da olmasın, yasaklanmış durumda.

Lloyd Schofield ve yandaşları, erkek çocukların sünnet derisinin kesilmesinin de yasaklanması gerektiğini, çünkü bu eylemin de insan vücuduna izinsiz bir müdahale anlamına geldiğini söylüyor.

ABD'de erkek çocukların sünnet edilmesi sadece Yahudi ve Müslüman toplumlara özgü değil.

Sıhhi bulunduğu için 20'inci yüzyılda ABD'de giderek yaygınlaşan sünnet, 1960'larda neredeyse yeni doğan her erkek bebeğe uygulanır hale gelmişti.

Fakat aradan geçen yıllarda bu gelenek kırılmaya başladı. 2008 rakamlarına göre artık Amerikalı erkek çocuklarının sadece yarısı sünnet ediliyor.
Din özgürlüğü

Sünnetin sağlık açısından ne kadar gerekli bir uygulama olup olmadığı uzmanlar arasında tartışmalı bir konu.

Son olarak, Sahra altı Afrika ülkelerinde sünnetli erkeklerin Aids'e yol açan Hiv virüsünü kapma riskinin azaldığına işaret eden araştırma verileri ortaya çıktı.

Fakat sünnetin yasaklanması talebiyle kampanya yürütenler, Hiv araştırmasının yeni doğmuş erkek çocukların vücudunun bir parçasını kesmeyi meşru kılmadığını belirtiyor.

Ancak sünnet yasağı önerisi, sağlıktan ziyade dini açıdan daha tartışmalı bir konu olacağa benziyor. Yahudi ve Müslüman gruplar, sünneti tümden yasaklamanın dini özgürlüklerinin ihlali anlamına geleceğini savunuyorlar.

Şayet sünnet tartışması Amerikan Yüksek Mahkemesi'ne dek çıkarsa, yargıçların ne yönde karar vereceği merak konusu.

Amerikalı Mormonların çok eşlilik talebi, dinleri buna müsade etse de, federal düzeyde yasaklanmış bir uygulama.

Ama öte yandan Yüksek Mahkeme, 1972 yılında Amish mezhebine bağlı bir Hristiyan ailenin, dini gerekçelerle, çocuklarını 8'inci sınıftan sonra okula göndermeme talebini haklı bulmuştu.
bbc türkçe

5/19/2011

bin ladin'den son mesaj müslümanlar için nadir bir tarihsel fırsat ortaya çıktı

El Kaide, Usame Bin Ladin'in öldürülmeden kısa bir süre önce doldurduğu tahmin edilen bir mesajını yayınladı.


Bin Ladin bu mesajda, Tunus ve Mısır'daki devrimleri övüp, "Müslümanlar için nadir bir tarihsel fırsatın ortaya çıktığını" söyledi.


Radikal İslamcı İnternet sayfalarında yayınlanan 12 dakikalık ses mesajında "Allah'ın izniyle tüm İslam dünyasında değişim rüzgarları esecek" diyor.


Bir Amerikan özel birliği tarafından Pakistan'daki Abbuttabat kentinde baskında öldürülen Bin Ladin, mesajda Tunus ve Mısır'daki olaylara değinirken Suriye, Libya ve Yemen'den ise bahsetmiyor.


Bin Ladin daha sonra Müslüman halka "Ne bekliyorsunuz? Kendinizi ve çocuklarınızı kurtarmak için fırsat ortada." diye sesleniyor.


Arap ülkelerindeki devrim rüzgarının El Kaide'yi hazırlıksız yakaladığı ve örgütün radikalliğini gölgede bıraktığı yorumları yapılıyordu.


Hem Batı ülkeleri hem de El Kadie hazırlıksız yakalandıkları devrim rüzgarı karşısında önce sessiz kalmış ardından da farklı şekilde sonuçlanmalarını istedikleri devrimleri destekleme mesajları açıklamışlardı.


Bin Ladin'in ardından El Kaide'nin başına Seyf ül Adil kod adlı Mısırlı bir patlayıcı uzmanının geçtiği tahmin ediliyor.


Örgüt liderliği için olası bir başka isim ise Doktor Eyman ez Zevahiri'ydi.

5/18/2011

imf başkanının taciz ettiği new yorklu otel görevlisinin resmi yayınlandı

Tüm dünyanın fotoğrafını görmek istediği kadın dün ilk kez internet sitelerinde açığa çıktı. 62 yaşındaki IMF Başkanı'nın otel odasında taciz ettiği iddia edilen kadının fotoğrafı, internete sızmasının ardından hemen kapatılan Facebook hesabından alınarak yayınlandı.

Hürriyet'in haberine göre Batı Afrika ülkesi Gine'den 7 yıl önce ABD'ye taşındığı bildirilen Ophelia Famotidina’nın 1979 doğumlu olduğu görülen profilde, işi için “Maid” (Kat görevlisi, hizmetçi) ifadesi yer alıyor. Siyahi kadının ABD’de göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı Bronx semtinde oturduğu görülüyor.


Müslümanmış

15 yaşında bir kız çocuğu annesi olan kadın hakkında elde edilen bir başka bilgi ise Müslüman olduğu. Dul olduğu bildirilen kadının abisi, kız kardeşinin, olay sonrası götürüldüğü St. Luke's hastanesinden ilk kendisini aradığını belirterek, "İlk sözleri 'Biri bana çok kötü bir şey yaptı' oldu. O günden bu yana ağlıyor, göz yaşları dinmiyor. Kendisine niye bu saldırı yapıldı anlayamıyor. Kendisi iyi bir Müslüman'dır" diye konuştu.

Kadının avukatı Jeffrey Shapiro ise müvekkilinin, olaydan önce Dominique Strauss-Kahn'ın kim olduğu hakkında hiçbir fikrinin olmadığını, saldırının cumartesi günü öğleden sonra meydana geldiğini, pazar günü bir arkadaşından Strauss-Kahn'ın kimliğini öğrendiğini söyledi.


İntihar endişesi

Öte yandan cinsel saldırı suçlamasıyla tutuklanmasının ardından New York'taki Rikers Island cezaevine konan Strauss-Kahn'ın, 14 metrekarelik tecrit hücresinde kendisini öldürmediğinden emin olmak için 24 saat boyunca izlediği belirtildi.

Islah Dairesi'nin sözcüsü Stephen Morello, Strauss-Kahn'ın yattığı kanatta 14 hücrenin bulunduğunu, normalde kızamık ve verem gibi hastalıklara yakalanan mahkumlar için ayrılan bu bölümde şu anda IMF Başkanı'ndan başka kimsenin kalmadığını söyledi.

Morello, tutuklu olduğu için cezaevi üniforması giymesi gerekmeyen Strauss-Kahn'a, kaldığı kanatta dolaşması için zaman zaman hücresinden ayrılmasına izin verileceğini, her gün bir saatliğine dışarı çıkabileceğini, bu durumda diğer mahkumlarla karşılaştırılmayacağını ve kendisine gardiyanların eşlik edeceğini sözlerine ekledi.

Islah görevlilerini temsil eden sendikanın başkanı Norman Seabrook da, Strauss-Kahn'ın, cezaevine konulurken yapılan değerlendirmede doktorların endişelenmesine neden olacak birşey yaptığı veya söylediği için intihar ihtimaline karşı 24 saat süreyle izlendiğini belirtti.
cumhuriyet portal

5/03/2011

aziz nesini öldürene para vereceğini söyleyen usame bin ladin için taziye ilanı verdi

Yıllar önce Aziz Nesin'i öldürecek kişiye 250 bin dolar ödül vereceğini duyurarak tartışma konusu olan Mehmet Ali Şadoğlu, Usame Bin Ladin için verdiği taziye ilanıyla gündemde.
ABD'nin Pakistan'da öldürdüğü Ladin için taziye mesajı yayınlayan Şadoğlu, Ladin için "Her Müslüman gibi cennete kavuşmana üzülmüyor bila­kis imreniyorum" ifadelerine yer verdi.
Yine metinde "Haçlıların çizmeleri altında ezilen Müslüman kardeşlerinin özgürlük umudu ve onuru oldun" sözü dikkat çekti.
Şadoğlu, Yeni Akit Gazetesi'nin 16. sayfasının tamamında yayınlanan ilan, "Şüphesiz biz Allah'tan geldik ve o'na döneceğiz" anlamındaki Bakara Suresi'nin 156. ayetiyle başlıyor.

İLANIN TAM METNİ ŞÖYLE:

"İnna Lillâhi ve innâ lleyhi Raciûn Ey Usame Bin Laden! Ne mutlu sana ki; Dünyayı ahiret karşılığı satıp malın ve canınla cenneti satın alarak, Allah katında rızıkla- ra mazhar olabilme diriliğine ulaştın.

Ne para, ne makam, ne de o özenilen şatafatlı hayat seni asla Allah yolundan döndürmedi, kılcal damarlarına kadar hissettiğin Allah aşkı ulaşmak istediğin cennete kavuşturdu.

Diğerleri gibi Allah'ın ayetlerini az bir bedel karşılığı satmayıp vahyin emrettiği doğrultuda öyle bir mücadele ettin ki, haçlıların çizmeleri altında ezilen Müslüman kardeşlerinin özgürlük umudu ve onuru oldun.

Yeryüzünde din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla mü­cadele ettin; oyun, oyuncak ve aldatmadan ibaret bir saniye son­rası meçhul dünya yaşamına zerre kadar meyletmedin.

Özgürlük ve bağımsızlığın ne demek olduğunu tarihe altın harflerle kazıdın, sadece Müslümanlara değil insan­lıkla şereflendirilmiş hiçbir eşrefi mahlûkata zincir vurula­mayacağını emperyalist azgın barbarlara kanıtladın.

Her Müslüman gibi cennete kavuşmana üzülmüyor bila­kis imreniyorum.

Eğer Müslüman kimlikler, inançlarında sebatkâr davranıp kendilerini müstemlekeye dö­nüştüren barbarların değil de senin yanında yer alsaydılar, dünyadaki zulümler sona ere­cek ve Allah'ın vaadi olan zafere mutlaka ulaşılacaktı. Ancak iktidarları, mahkûmluğu öz­gürlüğe tercih ettiler...

Milyonlarca erkek, kadın ve çocuğun katliamından ve esaretinden sorumlu ABD, İsrail ve Avrupa'nın masum addedilip senin terörist ilan edilmen, şüphesiz Allah nezdinde hiçbir kıymeti harbiye taşımamaktadır.

Naaşın tüm İslam alemine mübarek olsun.

MEHMET ALİ ŞADOĞLU"

mynet

4/22/2011

islamı anlamak için istanbulda bir ay yaşayın konulu gezi turları düzenleniyor

Blood Foundation (Kan Vakfı) adlı sivil toplum kuruluşu, İslam'ı daha iyi anlamak isteyenlere İstanbul'da bir Müslüman gibi yaşama fırsatı veren gezi turları düzenlemeye karar verdi.

İngiltere'nin Guardian gazetesi haberi, "İstanbul'da bir ay Müslüman olun. Günde beş kez namaz kılın, oruç tutun" başlığıyla veriyor.

Tayland merkezli Blood Foundation, tura katılanların İslam'ı daha yakından tanımaları amacıyla dokuz gün boyunca İslam dininin tüm vecibelerini yerine getiren bir Müslüman gibi yaşamalarını istiyor.

Örgütün sözcüsü Ben Bowler, esasında Ramazan ayını örnek alarak turun bir ay sürmesini istediklerini, ancak müşterilerin işlerinden izin almakta zorlandıkları için şimdilik dokuz günlük bir süreyi tercih ettiklerini belirtiyor.

Ancak yine de turun gelecekte 21 güne çıkarılması umuluyor.

Mevlânâ'nın ve temsil ettiği sûfî geleneğin örnek alındığı tura katılanlar günde beş vakit namaz kılıyor, oruç tutuyor, İslam üzerine dersler alıyor.

Müslümanlık gerekleri doğrultusunda, katılımcılar alkollü içki ve domuz eti kullanmıyor; sigarayı ise orucun izin verdiği ölçüde içebiliyor.

Blood Foundation benzer fikirde bir turu Budizmin daha yakından tanınması için Tibet'te düzenliyor.

Ben Bowler'ın ifadesiyle, "Müslümanlar ve dünyanın kalanı arasındaki çatışma, şu an en çok tartışılan konulardan biri".

Bowler, düzenledikleri turun, eğitici ve kültürel bir tatil isteyen "açık fikirli" bireylere cazip geleceğini söylüyor.

Blood Foundation'ın sözcüsü, tur için İstanbul'u seçtiklerini çünkü Türkiye'nin diğer Orta Doğu ülkelerine ya da Güney Asya'nın Müslüman bölgelerine kıyasla daha açık ve Batı ile ilişkiye girmeye hevesli bir görünüm sergilediğini belirtiyor.
bbc türkçe yaşam

1/25/2011

türklerin macaristanı 150 yıl idare etmesi bizim için bir şanstır

Macaristan Cumhurbaşkanı Pal Schmitt, İspanyol ABC isimli günlük gazeteye verdiği demeçte, ''Türkler tarafından 150 yıl boyunca idare edilmemizi şans olarak tanımlıyorum'' dedi.

Macaristan'ın AB dönem başkanlığının yanı sıra çıkardığı yeni medya kanunu ile ilgili İspanyol gazetesine açıklamalarda bulunan Macaristan Cumhurbaşkanı Pal Schmitt, Türkiye'nin AB üyeliği hakkında da konuştu.

Macar Cumhurbaşkanı, gazeteye yaptığı açıklamada, ''Türk siyasetçilerle sık sık bir araya gelerek Türkiye'nin AB üyeliği hakkında uzun görüşmeler yaptım. Yaklaşık 100 milyonluk Müslüman bir ülkenin AB'ye alınması için zaman gerekiyor'' ifadesini kullandı.
Schmitt, 1541-1686 yılları arasında Türkler tarafından idare edilen Macaristan'ın, çok şanslı olduğunu vurgulayarak, Cumhurbaşkanı Schmitt, ''Türkler tarafından 150 yıl boyunca idare edilmemizi şans olarak tanımlıyorum. Ülkemiz Türkler değil de başka bir millet tarafından alınsaydı, dilimizi ve dinimizi değiştirmemizi isteyeceklerdi, biz de asimile olacaktık. 150 yıl boyunca Macaristan Türkler için stratejik bir yer oldu'' dedi.

Kanuni Sultan Süleyman 1541 yılında Budin'i feth etmiş, Budin 1686 yılına kadar tam 145 yıl boyunca, Macaristan'ın bazı yerleri ise 160 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu egemenliği altında kalmıştı.
mynet