Dünya

Dünya
Hatay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hatay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/13/2013

Reyhanlı halkının mültecilere ve onları oraya getiren kişi olarak gördükleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a olan öfkesi

İngiliz Daily Telegraph gazetesi, "Suriyelileri öldürün: Türkiye'nin öç isteği" başlığı altında gazeteci Richard Spencer'ın Reyhanlı'dan Suriyelilere ve Erdoğan'a olan öfkenin arttığına dair izlenimlerini aktarıyor.
Spencer'ın izlenimleri şöyle:


"Reyhanlı'da kalabalık Hawam ailesinin içecek tezgahına doğru yürürken 'Suriyelilere ölüm' diye bağırıyordu. Halep'ten kaçıp Türkiye'ye sığınan aile daha çok Suriyelilere satış yapıyor. Ve Cumartesi günü yaşanan bombalı saldırıdan sonra hedef haline geldiler.

18 yaşındaki Ridar Hawam, '60 veya 100 kişi kadardılar.' diyor, ve ekliyor: ''Sizler Suriyelisiniz, bize saldırıyorsunuz' diye bağırıyorlardı. Tüm Suriyelileri, çocukları bile vurup öldürmeleri gerektiğini söylediler.'

Cumartesi öğleden sonra yaşanan çifte bombalı saldırıda ölen 46 kişinin arasında üç Suriyeli de vardı. Ama bu, Reyhanlı halkının mültecilere ve onları oraya getiren kişi olarak gördükleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a olan öfkesini dindirmeye yetmedi.

(…)

37 yaşındaki Hakkan Calem ilk bomba patladığında eşiyle öğle yemeği yemekteydi. Eniştesi Mehmet Gezer şimdi 'Arabasına binip ne olduğuna bakmaya gitti. Sonra ikinci bomba patladı. Hemen öldü.' diyor.

Yılmaz Gelik de kopan bir elin yanından geçtiğini söylüyor. 'Gömleğimin arkası kan olmuştu.' diyor ve kül olmuş arabaların ve cesetlerin fotoğraflarını gösteriyor.

Salih Taş ise öldüğü sanılan kayıp kuzeni Mehmet'e ait yanmış bir motosikletin yanında durup 'Erdoğan istifa' sloganları atıyor. Kendisi, 'Mültecilere de Esad'a da kızgınız. Buraya istedikleri gibi gelip dolaşmalarına izin veren Erdoğan'a da kızgınız." diyor.

Erdoğan'ın başlattığı 'komşularla sıfır problem' politikası beklenmeyen sonuçlara yol açtı.

Suriyeli muhaliflerin başlarındaki kişilerin birçoğu kolaylaştırılan ticari ilişkiler sayesinde Türkiye'ye gelip demokrasi ve refahıyla tanıştı. Bu kişiler sonra burada kazandıkları parayla silah satın aldı.

(…)

Patlamalardan sonra gençler Reyhanlı'da sokak sokak dolaşıp Suriye plakalı arabaları hurdaya çevirdi. Mültecilerin kaldığı Alice Otel öğleden sonra boşalmıştı. Otelin Müdürü Mustafa Ocak, 'Dün gece gittiler' diyor.

Muhalefet Erdoğan'ın Suriye politikasıyla kaldırabileceğinden fazlasını üstlendiğine inanıyor.

Davutoğlu ise savaşı sonlanmamasını uluslararası toplumun harekete geçmemesine bağlıyor: 'Bu saldırı, uluslararası toplumun harekete geçmemesi durumunda bir kıvılcımın nasıl yangına dönüşebileceğini gösterdi. Suriyelilerin ve Türklerin bunun cezasını çekiyor olması kabul edilemez.'"bbc türkçe

8/15/2011

eğitim için boğazdaki yalısı dahil tüm mal varlığını bağışlayıp köyüne döndü

İstanbul Boğazı'ndaki yalısı dahil, tüm mal varlığını eğitime bağışlayıp, memleketi Hatay'ın Samandağ ilçesine bağlı Batıayaz köyüne yerleşen 84 yaşındaki hayırsever Bedii Sabuncu, hiç çocuğu bulunmamasına rağmen “çocuklarım” dediği 4 bin öğrencinin eğitime bağışladığı okullarda eğitim görmesinin gururunu yaşıyor.
Hataylı hayırsever Bedii Sabuncu yaptığı açıklamada İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden 1950 yılında mezun olduktan sonra Hatay, Ankara ve Antalya'da inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, birikimleriyle yatırım yaptığını, bu yatırımlarını da “hayırların en güzeli” dediği eğitime feda ettiğini söyledi. Bugüne kadar 59 ülke gezdiğini, bunlardan birçoğunun eğitimde geri kalmış ülkeler olduğunu anlatan Sabuncu, “Türkiye'nin en büyük eksikliğinin de eğitim olduğunu gördüm. Bu yüzden ülkenin geleceği için en önemli konu olan eğitime katkı sağlamaya karar verdim” dedi. Sabuncu, 1989 yılında kolları sıvayarak derslik yapımına başladığını, bugüne kadar 5 okul, çok sayıda derslik ile spor, konser salonu ve öğrenci yurdu yaptırdığını ifade ederek, “Yaptırdığım okullardan Antakya Bedii Sabuncu İlköğretim Okulu, Bedii Sabuncu Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi, Batıayaz Bedii Sabuncu İlköğretim Okulu, Güneysöğüt İlköğretim ve Karaçay Lisesi'ni sık sık ziyaret ederek eksiklerini gideriyorum. Bunun yanı sıra 2 üniversite öğrencisine de burs veriyorum” diye konuştu. Okul yapımının yanı sıra İstanbul Boğazı'ndaki yalısı, iş yeri ve oturduğu ev dahil tüm mal varlığını Türk Eğitim Vakfı'na (TEV) bağışladığını ifade eden Sabuncu, “Hiç evlenmedim, ama yaptırdığım okullarda 4 bin çocuğum var. Ölümümden sonra da eğitime katkım devam edecek. Gelirimin yüzde 20'si TEV bünyesinde kurulan Bedii Sabuncu Vakfı'na, kalanı ise bugüne kadar eğitime kazandırdığım okulların ihtiyaçlarına aktarılacak. Her şeyi devletten beklememek gerekiyor. İmkanı olan herkes eğitime katkı yapmalı” dedi. “TBMM ÜSTÜN HİZMET MADALYASI, EN ANLAMLI ÖDÜL” Bedii Sabuncu, Hatay'da kendisi gibi eğitime katkı veren çok sayıda hayırsever olduğunu vurgulayarak, “Yaptırdığım okulları sürekli ziyaret ederek öğrencilerin Atatürk ilkeleri ışığında yetiştirilmesi konusunda önerilerde bulunuyor, öğretmen ve öğrencilerle sohbetler yapıyorum” diye konuştu. Eğitime olan katkıları nedeniyle 2009 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Üstün Hizmet Ödülüne layık görüldüğünü anımsatan Sabuncu, bugüne kadar aldığı sayısız ödüller arasında kendisini en çok mutlu edenin bu olduğunu da sözlerine ekledi.

7/20/2011

kocası evi terketti kardeşi infaz etti babası ölmesini başında bekledi

Hatay'ın Dörtyol İlçesi'nde eşi tarafından terk edilen 21 yaşındaki Ceylan Soysal'ın baba evinde aile meclisi kararıyla öldürüldüğü iddia edildi.Evde bir odaya alınan bir çocuk annesi Ceylan Sosyal'ı yaşı küçük olan erkek kardeşinin tabancayla göğsünden ve karnından vurduğu, babasının da odanın kapısını kilitleyip, ölmesini beklediği öne sürüldü.
19 Temmuz gecesi yaşanan cinayetle ilgili ölen kadının babası, kardeşi, amcası, amcasının oğlu, dayısı ve dayısının oğlu tutuklandı.

İddiaya göre Ceylan Soysal, 3 yıl önce amcasının oğlu Süleyman Hicri (23) ile evlendirilmek istendi, ancak buna karşı çıktı. Ceylan Soysal, otobüs firmasında çalışan Ferdi Soysal'la evlenmek istediğini söyledi. Şanlıurfa'dan göçüp Dörtyol'a yerleşen aile, Ceylan Sosyal'ın bu isteğini kabul etti. Ceylan Soysal, Ferdi Soysal'la evlenip, Çanakkale'ye gelin gitti. Ceylan Soysal, bir yıl önce Eylül adında bir kız çocuk sahibi oldu. Ferdi Soysal, çalıştığı firmadan ayrıldı. İşsiz kalan Ferdi, eşi ve çocuğuyla Dörtyol'a taşındı. Genç kadının ailesinin oturduğu mahallede bir ev kiralandı. İşsizlik bunalımına giren Ferdi Soysal, bir ay kadar önce evi terk etti.

ÇARESİZ KALDI, SAVCILIKTAN YARDIM İSTEDİ
Ailesi soğan tarlalarında çalışmak için Reyhanlı ilçesine giden Ceylan Soysal, maddi imkansızlıklar yüzünden çaresiz kaldı. 13 Temmuz'da Dörtyol Cumhuriyet Savcılığı'na giderek, eşinin kendisini terk ettiğini anlatıp, maddi yardım istedi, kadın sığınma evine yerleştirilmesini talep etti. Başvuruyu değerlendiren savcılık, Ceylan Soysal'ı Dörtyol Kaymakamlığı'na yönlendirdi. Ancak Ceylan Soysal, Dörtyol Kaymakamlığı'na gitmeyip, çocuğuna da alarak Dörtyol'dan ayrıldı.

Durumdan haberdar olan ailesi, genç kadın için Dörtyol Cumhuriyet Savcılığı'na kayıp başvurusunda bulundu. 5 gün boyunca haber alınamayan Ceylan Soysal'ın izi Adana'da bulundu. Amca Ahmet Hicri (30), Adana'ya gidip, Ceylan Soysal'ı bulunduğu adresten aldı, Dörtyol'a getirdi. Aile, aynı gün akşam Cumhuriyet Savcılığı'na kızlarının bulunduğunu bildirdi.

GECE YARISI DİZ ÇÖKTÜRÜLÜP İNFAZ EDİLDİ
Özerli Çay Mahallesi Onur Sokak'taki evde 19 Temmuz akşamı Hicri ailesi toplandı. Ceylan Soysal, evin bir odasına alındı. Genç kadın burada diz çöktürüldü. 17 yaşındaki E.H. belindeki tabancayı çıkarıp, ablasına iki el ateş attı. Göğsünden ve karnından vurulan genç kadın, kanlar içinde kaldı. Baba Mehmet Hicri (40), aileden kişileri odadan çıkarıp, Ceylan Soysal'ın üzerine kapıyı kilitledi. Anne Sabiha Hicri'nin (38) odaya girmesine izin vermedi. 15-20 dakika bekleyen baba Mehmet Hicri, polisi arayıp, kızının vurulduğunu ihbar etti. Verilen adrese gelen polis ekibi, Ceylan Soysal'ın cesediyle karşılaştı. Baba Mehmet Hicri, cinayeti oğlu E.H.'nin işlediğini ve olaydan sonra kaçtığını söyledi.

Polisin araştırmasında E.H ve amcası Ahmet Hicri, sokakta yürürken suç aleti tabancayla yakalandı. Olayla ilgili baba Mehmet, oğlu E.H. amca Ahmet Hicri gözaltına alındı. Ceylan Soysal'ın cesedi otopsi yapılmak üzere Adana Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Soruşturmayı genişleten polis, amca oğlu Süleyman Hicri ile dayı Ali Güneş ve dayı oğlu Halil Güneş'i de gözaltına aldı. Sorgulamanın ardından Dörtyol Adliye'sine sevk edilen 6 zanlı tutuklandı.
ANNE SERİN KANLI
Cinayete sahne olan evde matem havasının olmadığı görüldü. Kızını kaybeden 8 çocuk annesi Sabiha Hicri'nin serin kanlı davranışları dikkat çekti. Torunu Eylül'ü kucağına alıp, ilgilenen Sabiha Hicri, olayın bir anlık kızgınlıkla olduğunu ve şaşkınlıkla ne olduğunu anlayamadığını söyledi. Sabiha Hicri, torununu kendisinin büyüteceğini, kızının cenazesini de Dörtyol'da toprağa vereceklerini ifade etti.

11/15/2010

izmariti atmayın biriktirin paraya çevirin

500 izmarit getirene 5 lira Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) yeni bir kampanya ve girişimi başlattı.

paraya çevirin

Buna göre 500 izmarit getiren dernekten 5 lira alacak.

ÇETKODER Genel Başkanı Mustafa Göktaş, uygulamanın ilk olarak Mersin, Adana, Hatay ve Osmaniye illerinde bugün itibari ile başladığını söyledi.

Toplanan izmaritlerin imhaları için ilgili Belediyelere edileceğini belirten Göktaş, "Buralarda başarı gözlemlenecek, daha sonra yurdumuzun tüm il ve ilçelerinde derneğimiz gönüllüleri aracılığı ile yaygın hale getirilecektir.

Unutulmasın ki bir izmarit doğada 2 yılda zor kaybolmaktadır. Gençlere ve içenlere sesleniyoruz. Yere atmasın biriktirsinler 500 adet izmariti bize getirsinler 5 lirayı bizden alıp gitsinler” dedi. mynet

10/21/2010

uyuşturucudan kurtulmak için kendini zincirletti

Hatay'ın Belen İlçesi'nde trafik kazasında ölen oğlunun acısını hafifletmek için arkadaşı tarafından verilen uyuşturucunun bağımlısı oldu ve...

kendini zincirletti

Acısı hafiflesin diye verilen uyuşturucunun bağımlısı haline gelen fırıncı ustası 41 yaşındaki Ömer Şener, evde kendini çelik halata bağlattı.

5 yıl önce 5 çocuk babası Şener'in 8 yaşındaki oğlu Emre, trafik kazasında hayatını kaybetti. Büyük acı yaşayan Şener'e, iddiaya göre, bir arkadaşı sakinleşmesi için uyuşturucu hap verdi.

çelik halata bağlattı

Acısını bu şekilde hafifletmeye çalışan Şener, farkında olmadan uyuşturucu bağımlısı oldu. O günden bu yana uyuşturucu kullanan Şener, çevresine de zarar vermeye başlayınca kendi isteği ile ailesi onu bir ayağından çelik halatla pencere demirine bağladı.

Uyuşturucudan kurtulmak istediğini belirten Şener, "İyileşmek istiyorum. Bunun için Valilik, Kaymakamlık, Emniyet Müdürlüğü'ne gittim, yardım istedim. Son olarak Adana'daki Dr. Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne gittim, bana 4 ay sonraya gün verdiler. Ne yapacağımı şaşırdım, bu illetten kurtulmak istiyorum" dedi.

Uyuşturucu nedeniyle çalışamayacak hale geldiğini belirten Şener, eşinin bir lokantada bulaşıkçı olarak çalışıp çocuklarına bakmaya çalıştığını anlattı.

DHA

4/20/2010

O BİLGİSAYARLAR NEDEN KAPATILDI

Son dönemde seçim sistemine dikkatleri çeken cesur yazılar yazan Son Sayfa’dan Neval Kavcar yine önemli bir yazı kaleme aldı. Kavcar yazısında 29 Mart seçimlerinde YSK’da yaşanan şüpheli bir olayı anlattı.

29 Mart seçimleri
İşte Kavcar’ın yazısının o bölümü:

"29 Mart 2009 yerel seçiminde, merkezler neticeleri girmeye başladıktan sonra neler oldu hatırlayalım.

“Yüksek Seçim Kurulu (YSK)'nun bilgisayar sisteminde oluşan arızalar nedeniyle bazı bölgelerde sisteme veri girişleri kesintiye uğradı. Alınan bilgiye göre, İzmir, İstanbul, Hatay, Çanakkale, Kütahya başta olmak üzere bazı bölgelerde YSK'nın bilgisayar sisteminde oluşan arızalar nedeniyle veri girişleri yapılamıyor. Aşırı yüklenme nedeniyle sistemde sorunlar yaşandığı öğrenildi. YSK yetkilileri, veri aktarımında yoğunluktan kaynaklanan sorunlar olduğunu, problemin giderilmesi için çalıştıklarını kaydediyor.” ( Mart 2009 - Basın)

sistemin çökmesiyle ilgili

Bu haberi her halde hatırlıyorsunuz. Sandık çalınması, elektrik kesintileri vs de var.


İşte tam o konuda, bakın ne diyor sistemden anlayan birisi. Verilen bilgi teknik de olsa dikkatle okuyun.
“Son belediye seçimlerinde sistemin çökmesiyle ilgili aklımı kurcalayan bir takım sorular var; Bilgilerin tutulduğu database ORACLE, Bu database’ler kayıt yaparken sistemi "RECOVERY" yapabilmek amacıyla online log’lar tutup daha sonra bunları "ARCHIVE LOG" olarak saklarlar.

1- Sistemin çöktüğü saat aralığında ORACLE database’inin "ONLINE LOG"ları (kayıtları) incelendi mi?

2- Sistemde bu saat aralığında sadece "INSERT" kayıtları mı var yoksa "UPDATE" ve "DELETE" kayıtları da mevcut mu?

3- Sistem database’inde o aralıkta çalışan herhangi bir "TRIGGER" set edilmiş mi? O anda sistemde hangi "USER"lar çalışmış ve "IP" numaraları" nelerdir?

Kafamı kurcalayan başka bir şüphe, seçim sisteminin yoğunluktan dolayı tıkanması ve gece 22.00 civarlarında kapatılıp açılması (YSK nın kendi açıklaması). Hayatımın önemli bir kısmı bu sistemleri ayarlamak ve optimize etmekle geçtiği için ihtimalleri düşünüyorum.

Birinci ihtimal network’te bir sıkışma yaşanması. Ama sistem donanımlarının yeterince kapasiteye sahip olduğundan, memory, i/o alt yapısı, gigabyte Ethernet kartları ile bir sıkışıklık ihtimalini çok az görüyorum.

Büyük ihtimalle database’de bazı "DEADLOCK"lar oluşmuş olmalı. Çünkü sadece data insert eden bir ORACLE sisteminin "ŞİŞMESİ" neredeyse imkansızdır.

4- En büyük ihtimal başka bir user’ın ya da programın o anda "READ" ya da "UPDATE" ediyor olması lazım. O saatte seçim sisteminde kim olabilir? Kim datalara "READ" veya "UPDATE" amaçlı erişmek ister?

5- Daha da vahim olanı o anda sistem başında nöbet tutan şirket ve YSK teknik personelinin bile vakıf olamadığı bir başka durum mu mevcuttu da sistem açılıp kapatılmak zorunda kalındı?"

Odatv.com