Dünya

Dünya
Hastane etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hastane etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/24/2013

23 Yıl suçsuz yere hapis yattı tahliye oldu kalp krizi geçirdi

ABD'de, cinayet suçundan 23 yıl hapis yatan David Ranta masum olduğu anlaşılınca geçtiğimiz günlerde serbest bırakılmıştı. Ancak Ranta geç gelen adaletin tadını çıkartmaya fırsat bulamadı.


New York Times'ın haberine göre Ranta serbest bırakılmasından iki gün sonra kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırıldı. Hemen ameliyata alınan Ranta'nın doktorları başka bir müdahalenin daha gerekebileceğini açıkladı.

New York kentinde 1990 yılında öldürülen bir hahamın katil zanlısı olarak yakalanan ve 37 yıl hapse mahkûm edilen David Ranta, suçsuz olduğunun anlaşılması üzerine 23 yılın ardından demir parmaklıklardan kurtulmuştu.

Yargıç Miriam Cyrulnik, 58 yaşındaki David Ranta'dan "Sayın Ranta, bir özrü hak ediyorsunuz desem, bu sadece içinde bulunduğumuz durumu hafife almak olur" sözleriyle özür dilemişti.

Deutsche Welle Türkçe

10/13/2012

VİP Sevgi Turizm Şirketi’nin yöneticisi pkk'lılarla çarpışan polis hakkında suç duyurusunda bulundu

Tunceli- Pülümür yolunda  dün akşam saatlerinde yol kesen PKK’lıların, içinde bulunduğu yolcu minibüsünü de durdurmak istemesi üzerine araçtan inip, PKK’lılarla çatışan polis memuru hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.

Tunceli- Erzincan ve Elazığ arasında yolcu taşıyan VİP Sevgi Turizm Şirketi’nin yöneticisi Haydar Bulut, bürosunda düzenlediği basın toplantısında, yolcuların hayatını tehlikeye attığı iddiasıyla, yol kesen PKK’lılar ile çatışmaya giren polis hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.

“POLİS YOLCULARI TEHLİKEYE ATTI”

Polis memurunun yasak olduğu halde Tunceli- Erzincan karayolunda seyahat ettiğini ileri süren Haydar Bulut, şunları söyledi:

“11.10.2012 tarihinde saat 15.30 sularında içinde 4 yolcu bulanan şirketimize ait 23 LE 627 plakalı aracımız ile yolcuları Erzincan’a taşıdığımız sırada, yolun 30′uncu kilometrede yol kesen PKK’lılar şirketimize ait aracı durdurup kimlik kontrolü yapmak istemişlerdir. Araç durdurulduktan sonra bir PKK’lı araca yaklaşarak, ‘kimlik kontrolü yapılacak’ dediği sırada şoförün hemen yanında oturan ve daha sonra polis olduğunu öğrendiğimiz şahıs, belinden silahını çekerek 4-5 el ateş ederek PKK’lıyı vurmuştur. Araç içindeki polis memurunun ateş etmesiyle birlikte arabanın arkasında bulunan diğer PKK’lılar da araca ateş etmeye başlamıştır. Ateş altında kalan araç şoförü ve diğer yolcular, yol kenarındaki bir kaya ve köprünün altına yaralı olarak sığınmışlardır. 10-15 dakika sonra silah sesleri kesilince köprünün altına sığınan polis memuru, şoförümüze bağırarak aracı Tunceli yönüne döndürmesini istemiş, ancak şoför güvenli bir durumun olmadığını ve araca gidemeyeceğini söylediği sırada polis memuru kendisi arabaya girip aracı Tunceli yönüne çevirerek şoför dahil diğer 3 yaralı yolcuyu da araca alarak aracı Tunceli’ye kadar kullanmış ve yaralıları hastaneye getirmiştir.”

“SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK”

Yolcuların can güvenliğini tehlikeyi soktuğu iddiasıyla polis memurundan şikayetçi olduklarını ifade eden şirket yetkilisi Bulut, “Tasvip etmediğimiz bu olaydan derin üzüntü ve acı duymaktayız. Bunu özellikle belirtmek istiyoruz. Ayrıca güvenlik güçlerine yasak olan bu yolda seyahat edip, bizim ve yolcularımızın can güvenliğini tehlikeye soktuğu için polis memuru hakkında yetkili mercilerin gerekli yasal işlemleri başlatılmasını istiyoruz. Şirket olarak da yolcularımızın can güvenliğini tehlikeye soktuğu için polis memuru hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduk” dedi.

SÜRÜCÜ YAŞADIKLARINI ANLATTI

PKK’lıların saldırısına maruz kalan aracı kullanan Tansu Özdağ, yaşadığı dehşet anlarını hala unutamadığını belirterek, şunları anlattı:

“Saat 15.30 sularında 4 yolcu ile yola çıktık. 30′uncu kilometrede yolumuzu kesen 2 PKK’lı araçları durdurarak bize yaklaştı ve benim oturduğum pencereden, ‘kimlik kontrolü’ dedi. Ben elimi cebime atıp kimliğimi çıkarmak istediğim sırada polis olduğunu bilmediğim şahıs hemen yanımda oturuyordu. Ve birden yanımdaki adam silahla PKK’lıya 5 el ateş ederek vurdu şoka uğradım ve ne yapacağımı şaşırdım. Her yerden kurşun gelmeye başladı. Kalçamdan hafif yaralandım, sonra yol ortasındaki pikapın arkasına gittim. Araçtaki diğer 3 kişi de yaralandı. Onlar da geldi yanıma. Sonra yolun kenarına gidip köprünün altına girdik bekledik. O sırada polis memuru da yanımıza geldi. Yaklaşık 15 dakika sonra silah sesleri susunca polis bana, ‘hadi git aracı Tunceli yönüne cevir’ dedi. Ben kabul etmedim. Silahlı adamların yukarda olduğunu, bizi vurabileceklerini belirtim. Bunu dedikten sonra polis aniden yerinden fırladı ve araca binip yaralı halde aracı hızlı bir şekilde Tunceli yönüne çevirdi ve ‘çabuk olun’ diye bize bağırdı. ‘Hadi birden gitmemiz lazım, hızlı hareket edin, hızlı olun araca binin hemen’ diyerek yaralıları da araca bindirdikten sonra kendisi aracı kullanarak hızla Tunceli yönüne doğru geldik. Yaralıları Tunceli il merkezi girişine kadar getirerek ambulansa teslim etti. Hala o anları hatırlıyorum ve o şoku üzerimden atamadım.” SÖZCÜ

11/02/2011

dünya şampiyonu rallici baba adayı eşini doğum için hastaneye yetiştiremedi

İsveçli rallici Per-Gunnar Andersson, doğum sancıları tutan karısını hastaneye yetiştiremedi ve yol kıyısında doğum yapmasını izlemek zorunda kaldı.
31 yaşındaki rallici arabasını emniyet şeridine çekerek ambulans çağırdı.

Ambulans ekibi geldikten bir dakika sonra eşi Marie-Louise oğullarını BMW'lerinde doğurdu.

Baba Andersson, Alvin adını verdikleri oğlunun da büyük olasılıkla rallici olacağını söyledi.

Andersson, İsveç gazetesi Expressen'e verdiği demeçte "Yarışçılık genlerinde var" dedi ve devam etti:

"Epey sakindim ama bebek geldiğinde insanın biraz yardıma ihtiyacı oluyor."

Bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

Andersson 2004 ve 2007 yıllarında gençlerde dünya şampiyonu olmuş, bu yılki İsveç rallisini ise yedinci sırada tamamlamıştı.

9/04/2011

genç kız kolunu kıyma makinasına kaptırdı hastaneye makinayla beraber getirildi

Antalya'da süpermarkette çalışan 18 yaşındaki Bahar Utkucu, temizliğini yaptığı kıyma makinesine parmaklarının kaptırdı. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri genç kızın çığlıkları yüzünden müdahale edemedi. Utkucu, yerinden sökülen kıyma makinesiyle birlikte ambulansla Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi'ne götürüldü.
Olay, Ahatlı Mahallesi'ndeki süpermarkette saat 17.30 sıralarında meydana geldi. Market görevlisi Bahar Utkucu, temizliğini yaptığı kıyma makinesinin yerdeki düğmesine ayağıyla yanlışlıkla basınca, sağ elini makineye kaptırdı. Acıyla çığlık atan genç kız, makineyi aynı düğmeye yeniden basarak durdurdu. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri, genç kızın acı çığlıkları ve fenalaşması nedeniyle kıyma makinesini söküp kolunu çıkartmaktan vazgeçti. Bunun üzerine kıyma makinesi yerinden sökülüp, genç kız sağ eli makinenin içinde ambulansla Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi'ne götürüldü.

Bahar Utkucu'nun ardından itfaiye ekipleri de genç kızın sağ elini makineden kurtarmak için hastaneye gitti.

8/08/2011

zonguldak'ta denizde boğularak ölen kişiyi bir saat uğraşarak hayata döndürdüler

Zonguldak İl Sağlık Müdürü Rüstem Albayrak, liman arkasındaki boğulma olayı ile ilgili olarak "Ölü olarak Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi Acil Servisine getirilen Olgun Güneş’in, yaklaşık 1 saat süren müdahale sonucu hayata döndürüldüğünü öğrendik" dedi.
Albayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dün akşam, Zonguldak Limanı arkasındaki denizde Olgun Güneş (26) adlı kişinin boğulduğu ve sudan çıkarılan cesedin Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi morguna kaldırılacağına yönelik kendisine bilgi aktarıldığını söyledi. Biraz önce hastane yetkililerinden, cesedi ambulansla hastanenin acil bölümüne götürülen Güneş’in, burada yapılan yaklaşık bir saatlik müdahalesi sonucu kalp atımlarının geri geldiğini öğrendiğini anlatan Albayrak, şöyle dedi: "Suyun üzerinde uzun süre kalan Güneş, emniyet ekipleri tarafından denizden ölü olarak karaya çıkarılmış. Dün akşam bana da bu şekilde bilgi verilmişti. Ancak, cesedi hastanenin acil servisine götürülen Güneş, yaklaşık bir saat süren doktorlarımızın gayretleri sonucu hayata döndürülmüş. Kalp atımları geri gelmiş, fakat şu anda diğer hiçbir hayati fonksiyonu bulunmuyor. Şu anda makineye bağlı yaşam mücadelesi veriyor." Dün akşam, liman arkasında denize giren bir kişinin boğulduğu yönünde ihbarda bulunulması üzerine 112 Acil Servis ve polis ekipleri bölgeye gelmişti. Denizde kaybolduğu bildirilen ve adının Olgun Güneş olduğu öğrenilen kişinin, İl Emniyet Müdürlüğü Deniz Liman Şubesi ekiplerinin botla başlattığı arama sonucu cesedi bulunmuştu. Ceset, Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesine kaldırılmıştı.

7/25/2011

öldü diye morga kaldırılan hasta 24 saat sonra canlanınca hayalet sanıp morgtan kaçtılar

Güney Afrika Cumhuriyeti'nde öldüğü sanılan bir adamın morga kaldırıldıktan 24 saat sonra bilincine tekrar kavuşarak bağırmaya başlaması önce paniğe, yaşadığı anlaşılınca ise büyük sevince yol açtı.
Yerel basında çıkan haberlere göre, 50 yaşındaki astım hastası bir adam cumartesi günü uyurken bilincini yitirdikten sonra ailesi öldüğünü sanıldı.

Cape Town'un doğusunda bir köyde yaşayan adamın ailesi, özel bir cenaze levazımatçısına haber vererek morga kaldırılmasını sağladı.

Adamı morga taşıyan görevlilerin de yaşadığının farkına varmaması, hatanın giderek büyümesine neden oldu.

İsmi gizli tutulan adam, morg odasında tekrar bilincine kavuştuktan sonra salıverilmesi için avaz avaz bağırmaya başlıyor.

Libode adlı küçük bir kasabada yer alan morgun iki görevlisi, bağırtıları duyunca hayalet sanıp binadan kaçtıklarını anlattılar.

Çevreden yardım isteyen morg çalışanları, cesaretlerini toplayıp binaya geri döndüklerinde, canlı bir adamın morga kaldırıldığının farkına vardı.

24 saat aşırı soğuğa maruz kalan adamın sağlık durumundan endişe eden morg çalışanları derhal bir ambulans çağırarak Saint Barnabas hastanesinde tedavi altına alınmasını sağladıklarını açıkladılar.

Yerel sağlık yetkilisi Sizwe Kupelo, bir kişinin ölüp ölmediğine doktorlar ve polisin dışında kimsenin karar verme yetkisinin olmadığını söyleyerek, olayın tekrar etmemesi için gerekli önlemlerin alınacağını belirtti.