Dünya

Dünya
Erzurum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Erzurum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/30/2011

17 yıl önce intihar ettiği öne sürülen tunceli jandarma alay komutanının mezarı açılıyor

Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürütürken lojmanında ölü bulunduktan sonra otopsisi yapılarak "intihar ettiği" sonucuna varılan ve dosyası kapatılan Kazım Çillioğlu ile ilgili soruşturmada karar çıktı.

Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı, Çillioğlu'nun Düzce'de bulunan mezarının açılmasına karar verdi.

Olayla ilgili soruşturma oğlu Gökhan Çillioğlu’nun 2010 yılı sonundaki müracaatı üzerine yeniden açılmıştı.
Babasının intihar etmediğini, öldürüldüğünü ileri süren Gökhan Çillioğlu, yapılan anayasa değişikliğinin de imkan sağladığına atıfta bulunarak soruşturmanın cumhuriyet savcılarınca yeniden açılmasını talep etmişti.

Gökhan Çillioğlu’nun başvurusu üzerine Erzurum’a gönderilen dosyayı inceleyen savcılık, görevsizlik vererek dosyayı Malatya’ya göndermişti.

Başlatılan soruşturma kapsamında dosyayı yeniden inceleyen Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı ilk olarak babasının cinayete kurban gittiği iddiasında bulunan Gökhan Çillioğlu’nu dinlemişti.
mynet

9/05/2010

Ne sıkıyorsun gazı. Orucuz. Orucumuz kaçtı

Vatandaşlar polise saldırdı Erzurum'da iftara 5 dakika kala alacak iki kişi arasında alacak verecek yüzünden çıkan kavgada bıçaklar konuştu.

Orucuz Orucumuz kaçtı

Birbirlerini bıçakla yaralayan iki kişi 10'ar metre mesafede kanlar içinde ambulansın gelmesini bekledi. Olay yerine çağrılan ambulansın gecikmesi üzerine vatandaşlar polise saldırdı. Polisin çıkan olayları bastırmak için birkaç kişiye sıktığı biber gazı ise 'oruç kaçtı mı?' tartışmasına neden oldu.

Olay dün (4 eylül) saat 18.45 sıralarında Tebriz kapı semtindeki Yabancılar Şube Müdürlüğü önünde meydana geldi. Aralarında alacak verecek meselesi yüzünden çıkan sözlü tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Barış Kali (30) ile Hakan Özdemir (29) sallama diye tabir edilen döner bıçakları ile birbirlerini yaralayan Kali ve Özdemir kanlar içinde kaldı.

Kavgayı gören Yabancılar Şube Müdürlüğündeki nöbetçi polis memurları olaya müdahale etti. Her iki kişi bulundukları yere uzanıp polisin çağırdığı ambulansın gelmesini bekledi. Bu sırada yaralıların etrafına toplanan kalabılk grup ambulansın geç kalması üzerine polise 'adamlar kan kaybından ölecek nerede bu ambulanslar" diyerek sitemde bulundu. Polisin, 'haber verdik ambulans geliyor' diye açıklasına rağmen kalabalık grup polisin üzerine yürüdü. Kalabalağı sakinleştirmeyen polis olay yerine takviye kuvvet istedi. Bu sırada gelen ambulanslar yaralılara müdahale ederek hastaneye götürdü.

Bu sırada bazı sivil ve resmi polisler ile vatandaşlar arasında yaşanan tartışma yeniden alevlendi. Polis olayların büyümesini önlemek içinbirkaç kişinin gözüne biber gazı sıktı. Gözlerini tutarak yere yığılan vatandaşlar, "Ne sıkıyorsun gazı. Orucuz. Orucumuz kaçtı" diyerek öfkelendiler.
DHA

4/04/2010

BU KURUMLAR NEDEN KAPATILIYOR

Tarım Bakanlığının yasası değişecek. Yasa ile Bakanlık küresel sermayenin istediği yönde yapılanıyor. Bugün sadece araştırmalar ile ilgili yazacağım. Yeni yasada “Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü”nün yeni adı “Tarımsal Politikalar ve Araştırmalar Genel Müdürlüğü” oluyor.

Tarımsal Araştırmalar

Ancak görevler içerisinde tarımsal politikalar ile ilgili bir madde bulunmamaktadır. Tarımsal ürün piyasalarını izlemek yeterli görülmüştür.

Bornova, Adana ve Diyarbakır Zirai Mücadele Enstitüleri kapatılıyor. Demek ki bu işler hemen hepsi aynı zamanda tohumla da uğraşan, tarımsal ilaç üreten yabancı tekellerin alanına bırakılacak. Yabancı ve zararlı otlar da çalışma alanının dışında tutulmuştur. GDO şirketlerinin yabancı ot ilaçlarını ürettiği ve GDO denilen olayın aslında büyük ölçüde yabancı ot öldürücü (herbisit) kullanımına dayandığına dikkatinizi çekerim. Yeni biyogüvenlik yasasında GDO üretimi yasak diyebilirsiniz. Acaba ileride kamuoyu hazır olunca buna kapı açılacak mıdır?

Tarsus, Menemen, Eskişehir, Konya, Tokat, Samsun, Erzurum ve Kırklareli Toprak ve Su Araştırma Enstitüleri de kapatılacak kurumlar arasında. 


Hayvan sağlığı konusunda da problem var: 37 araştırma kuruluşu içerisine bir tane bile merkez Veteriner Araştırma kuruluşu girememiştir.

Tasarının genel gerekçesinde değişen teknolojik koşullara uyumun arzulandığı ileri sürülmektedir. Uyum gördüğünüz gibi araştırma enstitülerini kapatarak yapılmaktadır. Bilgi Toplumu vb. gibi lafların çokça edildiği bir dönemde bu kapatma furyası ne oluyor?

Genel Müdürlüğün adı bile aslında teknik araştırmaların pek istenilmediğini ortaya koymaktadır. Politika öne çekilmekte, ancak o da piyasaları izlemeye indirgenmektedir. Kısacası araştırma işleri özel kuruluşlara havale edilmektedir. Bu kuruluşların ise temel olarak ilaç, gübre ve tohum satmakla ilgilendiği unutulmamalı.

Belki denecektir ki araştırma çalışmaları başarısız. Hâlbuki çok başarılı araştırma çalışmalarımız vardır. Son zamanlarda Osmancık çeltik çeşidinin geliştirilmesi bunlardan sadece biridir. Getirdiği verim artışı ile diğer bütün araştırmalar başarısız olsa bile yapılan masrafları kat kat ödemiştir. Başka yörelerde de çok başarılı araştırma sonuçları vardır. Örneğin Erzurum’da araştırma enstitüsünün çok verimli yonca, mercimek vb. birçok çeşit geliştirdiklerine şahit olmuş idik. Ancak Bakanlığın bunları çiftçilere yayması oldukça başarısız görülüyordu.

Araştırma Enstitüleri kapatıldıkça bu konularda hep yabancı dev şirketlerin eline kalacağız.


Böyle bir yasa tasarısı karşısında hadi çiftçilerin haberi yok, araştırmacılar niçin susuyor? Ziraat Mühendisleri Odası her zamanki gibi çıkışını yapıyor. Çiftçilerin örgütü olan Ziraat Odalarına ve Birliğine ne oluyor? Seslerini duyan var mı? Bütün bunların ise bilgi toplumu laflarının çokça yapıldığı bir dönemde yapılabildiği ise ilginç bir çelişkidir.

Prof. Dr. Tayfun Özkaya
Odatv.com