Dünya

Dünya
Endonezya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Endonezya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/31/2013

Sevgiliniz "Karnıbaharım", "Bitim-pirem", "Küçük filim" diye fısıldasa tepkiniz ne olurdu?

İngiltere Başbakanı David Cameron'un eşi Samantha, "Seni seviyorum bebeğim" derken mikrofonlara yakalandı. Eşi Carla Bruni, eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'ye "Chouchou" diyordu. Aşkın dili bir olsa da, insanlarınki bir değil.
'Bebeğim', 'meleğim', 'tatlım' gibi aşk sözcükleri birçok dile aynen çevirilebilse de, bazı durumlarda bu geçerli olmuyor.

Bir Fransıza, 'balım' (miel) derseniz, kendisini bir kavanoz yapışkan bala benzettiğinizi düşünüp alınabilir örneğin.

Peki ya birisi kulağınıza "Karnıbaharım", "Bitim-pirem", "Küçük filim" diye fısıldasa tepkiniz ne olurdu?

İşte size farklı dillerde bir aşk rehberi:

1. Küçük lahana - Petit chou (Fransızca)

'Chou', yani lahana, Fransızca 'tatlım' anlamında kullanılıyor. Küçük ve yuvarlak olması farklı çağrışımlar yüklemiş. Profiterol gibi tatlıların yapımında kullanılan hamurun adı da 'chou' hamuru. 'Chou' aynı zamanlarda çocukların ya da bebeklerin kafasına benzetiliyor. Fransız çocuklarına hep, erkek çocukların lahana, kız çocukların ise güllerin içinde dünyaya geldiği söyleniyor. Kelimeyi iki kez tekrar ederek, Carla Bruni gibi 'chouchou' demek de mümkün. Genelde başka dillere 'sevgilim' diye çevriliyor.

2. Kabakçık - Chuchuzinho (Portekizce)

'Chuchu' aslında bir tür kabak. Hani şu oyulup, lamba yapılan kabaklara benziyor. Ancak bu kelime, Fransızca'daki lahana sözcüğünü andırıyor.

Başka sebzeden bahsetse de, Fransızca'daki lahana sözcüğü, oradaki kullanımıyla Portekizce'ye 'sevgili' anlamında girmiş olmasın? Kim bilir? Türkçe'deki -cık / -cik gibi küçültme eki olan 'zinho' ise beğeni ifade ediyor.

3. Gözlü yumurta - Tamago kato no kao (Japonca)

Japonya'da sevgilileri kadınlara sık sık böyle hitap ediyor. Bu aslında büyük bir iltifat. Zira; oval, yumurta biçiminde çehreler, Japon kültüründe çok makbul. Japon resimlerinde bunu açıkça görmek mümkün.

4. Şeker küpü - Terron de azucar (İspanyolca)

"Arım Balım Peteğim" şarkısında olduğu gibi, tatlı gıdalar birçok dilde romantik aşıklara ilham kaynağı oluyor. 'Şeker küpü' de İspanyolların sevdiği aşk sözcüklerinden. Ancak bu sözcüğü kullanırken yine de dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü 'çocuk dili gibi' diye nitelenen ifadeler arasında.

5. Gönlümün meyvesi - Buah hatiku (Endonezya dili)

Aşk şarkıları ve şiirlerde geçse de, daha çok çocuklara sevgi göstermekte kullanılan bir deyim bu. Reklamcılar, özelikle ailelere ürün pazarlarken bu ifadeyi sıkça kullanıyor. Örneğin, "Gönlünüzün meyvesine gönlünüzden kopan hediye, işte bu ürün olmalı" benzeri sloganları reklamlarda duymak mümkün. Çocuk bakımı ile ilgili kitaplarda, çocuklar için açılan hastanelerin adlarında da bu ifadeye rastlanıyor.

6. Pirem - Ma puce (Fransızca)

'Pirem' ya da 'bitim', yine 'tatlım' anlamına gelebiliyor. Bir teoriye göre bunun nedeni, geçmiş zamanlarda insanların birbirlerinin bitini-piresini ayıklarken yakınlaşmış ve 'samimi' durumlara girmiş olmaları.

7. Ceylan - Gazal (Arapça)

Yabancı dillerdeki aşk sözcükleri arasında Türkçe'de hiç yadırganmayacak olanı ise Arapça 'ceylan' anlamına gelen 'gazal.' Gözlerinden ok gibi bakışlar fırlatan güzel kadınlar, klasik Arap şiirinde 'ceylan' olarak tanımlanıyor.

"O ceylanın bir bakışına vuruldum" gibi bir ifade, 'ceylan gözlü', 'ahu gözlü' gibi tanımlamalara alışık olanlara yabancı değil.

8. Küçük fil - Chang noi (Tayland dili)

Filler, Taylandlıların en sevdiği hayvanlardan biri. Özellikle beyaz fillerin uğur getirdiğine inanılıyor. Hindistan'ın bölge üzerindeki etkisi dikkate alınırsa, fil sembolünün Hinduların tanrısı Ganeş'ten gelmiş olması ihtimali var. Filler o kadar seviliyor ki, bir zamanlar ülkenin bayrağında bile yer almışlar.

9. Battı balık, düştü kaz - Chen yu luo yan (Çince)

Çin, bu deyimi ülke tarihindeki en güzel kadın olan Hi Şi'ye borçlu. Hi Şi o kadar güzelmiş ki, bir havuza baktığında gözleri kamaşan balıklar yüzmeyi unutup dibe batar, gökte uçan kazlar kanat çırpamaz, yere düşermiş.

Bunun için genç Çinli adamlar ilan-ı aşk ederken, sevgililerini Hi Şi kadar güzel bulduklarını ifade etmek istiyorlarsa, söyleyebilecekleri tek deyim var: Battı balık, düştü kaz!


10. Kumrucuk - Golubçik / golubuşka (Rusça)

Puşkin, en ünlü şiirlerinden birinde yaşlı dadısından 'kumrucuk' diye söz etmişti. 'Kumru'nun bir sevgi sözcüğü olarak kullanımı Tevrat'a kadar uzanıyor. Tevrat'ın Slav dillerine çevirisi Rus dilini çok derin etkilediği için, bu sözcüğün oradan gelmiş olma ihtimali var.

Aşk sözcüklerinin çoğunun ilham kaynağı, tatlı yiyecekler veya hayvanlar dünyası.

Çevirince tuhaf gelmesi, kendi dillerinde ne kadar güzel algılanabileceklerini etkilemiyor.

Tıpkı Bedri Rahmi Eyüboğlu'nün içinde "Karadutum, çatal karam, çingenem... Nar tanem, nur tanem, daha nem olacaktın bir tanem... Gülen ayvam, ağlayan narımsın" ifadeleri geçen şiiri gibi. bbc türkçe

8/03/2012

facebook'a göre sahte hesaplar az gelişmiş endonezya ve türkiye'den açılıyormuş

Her yüz Facebook hesabından dokuzu sahte. Facebook, ‘sahte hesapların daha çok ‘Endonezya ve Türkiye gibi daha az gelişmiş piyasalarda' gözlemlendiğini bildirdi.

Sosyal paylaşım sitesi Facebook, son borsa raporunu yayınladı. Raporda yer alan bilgilere göre, 955 milyon aktif Facebook kullanıcısının 83 milyonu aslında hayalet kullanıcılar. Her yüz hesaptan dokuzu, suçlularca ya da evcil hayvan gibi insanları temsil etmeyen şeyler adına açılmış hesaplar. Facebook, bu durumu sınırlandırmaya ya da tamamen sonlandırmaya çabaladığını bildirdi.

Sosyal paylaşım sitesi, hesapların yaklaşık yüzde 1,5'inin istenmeyen mail göndermek için kullanan suçlulara, yüzde 4,8'inin de iki ya da daha fazla hesabı bulunan aynı kişilere ait olduğunu duyurdu.

Ev hayvanları ya da “insan olmayan diğer varlıklar” için de Facebook hesaplarının bulunduğu belirtildi. Hesapların yüzde 2,4'ü bu grubu temsil ediyor. Facebook raporunda, “sahte hesapların daha ziyade Endonezya ve Türkiye gibi daha az gelişmiş piyasalarda gözlemlendiğini” yazdı.deutsche welle

© Deutsche Welle Türkçe

AFP/DW, BS/BK

1/20/2012

facebook'ta allah yoktur mesajı yollayan kişi tutuklanıp 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Endonezya 'da sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden "Allah yoktur" mesajı yollayan bir kişinin tutuklandığı ve beş yıl hapis cezasına çarptırılabileceği belirtildi.
31 yaşındaki Alexander Aan isimli devlet memur, ateistlerin üye olduğu bir Facebook grubuna yolladığı mesaj sebebiyle hafta içinde linç edilme tehlikesi atlatmıştı.

Yerel medya kaynaklarına göre Çarşamba günü çalıştığı devlet dairesine giden Aan burada fiziksel saldırıya uğradı.

Olay sonrasında polis nezaretinde tutulan Aan'ın sosyal paylaşım sitelerinde yazı yazması sebebiyle işini de kaybedebileceği tahmin ediliyor.

Polis yetkilileri Aan'ın beş yıl hapis cezasıyla yargılanabileceğini belirtiyorlar.

Öte yandan Aan'ın tutuklanmasına yol açan yorumunu yazdığı Facebook sayfasına halen ulaşılabiliyor.

Sayfa üzerinden birçok kişi Aan'ın serbest bırakılmasını talep ediyor.

Dünyanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip olan Endonezya'da ateistlik yasa dışı olarak tanımlanmış durumda.

Ülkede İslamiyet dışında beş dine ibadet etme hakkı yasal ancak, insanların inançlarını sona erdirmeye teşebbüs etmek yasa dışı kabul ediliyor.

5/26/2011

girişimciliğin dünyada en az desteklendiği ülke türkiye avrupada sonuncu

BBC'nin 24 ülkede gerçekleştirdiği girişimcilik kültürü anketine göre Türkiye, girişimciliğin en az desteklendiği dünya ülkelerinden biri ve Avrupa sıralamasında en altta yer alıyor.


Ankette en girişimci dostu ülke Endonezya olarak belirirken, hemen arkasından ABD geliyor.


GlobeScan/PIPA tarafından 24 ülkede toplam 24 bin kişiyle gerçekleştirilen ankette, katılımcılara dört soru yöneltildi.

Bu sorular, kendi işlerini kurmanın ne kadar zor olduğunu düşündükleri, ülkede girişimciliğe değer verilip verilmediği, yaratıcılığa verilen önemin ne olduğu ve kişilerin fikirlerini ne ölçüde gerçekleştirebildiği.

Ankete Türkiye'den katılanların yalnızca yüzde 24'ü ülkelerinde yaratıcılığa önem verildiğini düşünüyor. Bu oran, anketteki diğer bütün ülkelerin altında.

Yaratıcılığa önem verildiğini yüzde 26 oranında düşünen Ruslar, sondan ikinci ülke olarak Türkiye'nin bir üstünde yer alıyor.

Yaratıcılığın desteklendiğini düşünenlerin oranı Endonezya için yüzde 85, ABD ve Çin için ise yüzde 75.

Yeni fikirlerin uygulamaya konması alanında 24 ülke arasında en karamsar olanlar İtalyanlar, Ruslar ve Türkler oldu.
Girişimcinin önündeki engeller

Türk ve İtalyan katılımcıların üçte ikisi, fikirlerini uygulamaya geçirmekte engellerle karşılaştıklarını düşünüyor.

Bu konuda en iyimser Avrupalı katılımcılar ise Almanlar ve İngilizler olarak dikkat çekiyor.

Ancak araştırma, girişimciliğin desteklendiği bir ortamın Almanya, İngiltere ve Fransa'da güçlü bir yaratıcılığa dönüşmediğine işaret ediyor.

Bu ülkelerde kendi işini kurma fikrine sahip olanlar çoğunlukla azınlıklardan geliyor. Almanya'da ankete katılanlar arasında kendi işini kurma fikrini aklından geçirenler yüze 29 ile sınırlı.

Türkiye ise, çoğunluğun bir noktada kendi işini kurmayı düşündüğü tek Avrupa ülkesi.

Türk katılımcıların yüzde 51'i bu konuda düşündüklerini söylüyor. Uluslararası ortalama ise yüzde 53.

Araştırmanın Türkiye kısmını yürüten Yöntem Araştırma'nın kurucusu Bülent Gündoğmuş, BBC Türkçe'ye sonuçları değerlendirdi.

Gündoğmuş, "Bu tablonun nedenleri ne olabilir diye düşündüğümde, son zamanlarda çok sayıda bürokratik engel olduğunu düşünüyorum. Özellikle vergilerin artması nedeniyle insanlar önce bir girişimci olmaya çalışıyor, fakat sonra destek almadıkları için vazgeçiyorlar kanısındayım." diyor.

Gündoğmuş, yaratıcılığın engelleniyor olması hissinin iki nedeni daha olabileceğini düşünüyor: "Türkiye'de hırs sermayesi olayı Batı ile kıyaslandığında son derece yetersiz. Bir de, biz Türkiye toplumu olarak memur zihniyetli, bir çok şeyi devletten bekleyen bir anlayış içindeyiz."

Sonuçları daha detaylı bir rapor haline getirmeyi planladığını söyleyen Gündoğmuş, anketin birtakım önlemler alınması için ufuk açıcı olabileceğini de sözlerine ekledi.
bbc türkçe

11/28/2010

denizin üçbin metre altında ilk defa görüntülendi


BU BİR SOLUCAN MÜREKKEP BALIĞI.. ABD'li bilim adamları Endonezya açıklarında 3 bin metre derinlikte daha önce benzerine rastlanılmamış bir canlı görüntüledi. California Üniversitesi ve Woods Hole Okyanus grafik Enstitüsü'nde çalışan bilim adamlarının Celabes Denizi derinliklerinde keşfettiği 9 santimetre uzunluğundaki canlı, 6 bin 200 metre derinliğe kadar dalabilen bir robot dalgıç tarafından ilk kez görüntülendi.

11/06/2010

merapi yanardağının yaktığı insanlar

Endonezya'da iki hafta önce püskürmeye başlayan Merapi volkanının aldığı can sayısı giderek yükseliyor.

yaktığı insanlar

Ölü sayısının 138'e yükseldiği açıklanırken, Merapi Yanardağı'nın eteğinde yer alan Sardjito Hastanesi'nde görev yapan Sigit Priohutomo, Cuma günü, bir ateş topuna maruz kalan 20 yaralının hayatını kaybettiğini söyledi.

Dağın eteğindeki küçük hastane, yanık kurbanlarına yardımda yetersiz kalırken, yüzyılın en kuvvetli patlamasının gerçekleştiği volkan yüzünden, kimi yaralıların vücutlarının yüzde 95'inin yandığı açıklandı.

volkan kurbanlarının sayısı

Priohutomo'nun, son patlamada en az 94 kişinin hayatını kaybettiğini söylemesiyle, Endonezya'daki volkan kurbanlarının sayısı 138'e yükseldi.

Ajanslar da, afet bölgesindeki muhabirleriyle, oradaki durumun vehametini tüm dünyayla paylaşıyorlar.

4/01/2010

Nestle yağmur ormanlarını yok ediyor ve nesli tükenen orangutanları evsiz bırakıyor

Nestle yağmur ormanlarını yok ediyor ve nesli tükenen orangutanları evsiz bırakıyor


orangutanları evsiz bırakıyor



Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek zinciri olan Nestle’yi hepimiz biliyoruz. Bilmediğimiz şey ise Nestle’nin Endonezya’daki yağmur ormanlarının yok edilmesinden sorumlu olan en büyük şirketlerden biri olduğu.

Nestle aralarında KitKat’ın da olduğu onlarca üründe kullandığı palmiye yağını Sinar Mas adındaki Endonezya’nın en büyük tedarikçisinden sağlıyor. Sinar Mas ise ürünlerini yasalara aykırı bir şekilde yağmur ormanlarında açılmış ve hala açılmaya devam eden palmiye tarlalarından elde ediyor. Özetle Nestle’nin ihtiyacı olan yüzbinlerce tonluk palmiye yağı yağmur ormanlarının yok edilmesiyle elde ediliyor.

Nestle’ye çikolatalarında kullandıkları palmiye yağı için yağmur ormanlarını bizden çalmamalarını söylemek zorundayız. 


Greenpeace’in geçen hafta başlayan yayınlanmasından bir kaç saat sonra YouTube’dan kaldırılmasını sağlayarak biraz da paniklemiş görünüyor.


Şimdi dünyada binlerce aktivist yaygınlaştırıyor ve tüketici baskısının artmasını sağlıyor.Siz de videoyu mümkün olduğu kadar çok kişinin görmesini ve Nestle’ye yazmasını sağlayarak yağmur ormanlarının ve orangutanların kurtulmasına yardım edin.

Greenpeace tüketicilerin baskısıyla Unilever ve Kraft’ın bu şirketle ticari bağlantılarını kesmesini sağlamıştı. Şimdi yağmur ormanlarını ve orangutanları rahat bırakma sırası Nestle’de...