Dünya

Dünya
DNA testi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
DNA testi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/07/2012

üç yıl sonra dirilen şarkıcı dna testleri bitene kadar gözaltında tutuluyor

Güney Afrika'da üç yıl önce öldüğü bilinen meşhur bir halk şarkıcısı olduğunu iddia eden bir kişi, DNA testleriyle kimliği tespit edilene dek gözaltına alındı.
Söz konusu şahıs, 2009'da ölen meşhur Zulu halk şarkıcısı Khulakeni "Mgqumeni" Khumalo olduğunu iddia ediyor.

Şahıs geçen hafta Khumalo'nun ailesinin evine gidip, kendisini zombilerin kaçırdığını söyledi.

BBC Muhabiri Nomsa Maseko, polisin haftasonuna doğru DNA sonuçlarını alacağını ve sonuçlar gelene dek şahsın gözaltında tutulacağını belirtti.

DNA testi sonucu şahsın Khumalo olduğu kanıtlanırsa politikacılar, medya ve hayranlarının katıldığı görkemli cenaze töreninde gömülen naaşın çıkartılıp, kime ait olduğunu bulmak için polis mahkemeye gitmek zorunda kalacak.
'Zombiler kaçırdı'

Muhabirimiz, Khumalo olduğunu iddia eden şahsın ortaya çıkmasının ülkede büyük bir sansasyona yol açtığını söylüyor.

Polisin, şahsı görmek için toplanan hayran kalabalığını dağıtmak için basınçlı su kullandığı belirtiliyor.

Bir megafonla hayranlarına seslenen şahıs, aslında ölmediğini ve büyü kurbanı olduğunu söyledi.

Şahıs ayrıca, iki yıl boyunca zombiler tarafından bir mağarada tutulduğunu ve hayatta kalmak için çamur yemek zorunda kaldığını savundu.

South Africa Times gazetesinin haberine göre, "Hep hayattaydım. Çok kilo verdim ama işte buradayım" dedi.

Güney Afrika'nın özellikle kırsal kesimlerinde büyüye yoğun biçimde inanılıyor.

1/04/2012

ırkçı saldırının kurbanı siyah gencin katilleri 18 yıl sonra yakalanıp yargılanabildi

İngiltere'nin yakın tarihinde kamuoyunda en çok tartışma yaratan cinayet davalarından biri, 18 yıl önce siyah bir genci öldürdükleri iddia edilen iki adamın suçlu bulunmasıyla sonuçlandı.
Stephen Lawrence adlı siyah genç 1993 yılında bir otobüs durağında beklerken bir grup beyaz gencin ırkçı saldırısına uğramış ve bıçaklanarak öldürülmüştü.

Londra polisinin ilk aşamada açtığı cinayet soruşturması başarısısızlıkla sonuçlanmış ve bunun üzerine Stephen Lawrence'ın ailesi, öldürülen kişi bir siyah olduğu için polisin ilgisiz ve yetersiz kaldığını savunmuştu.

Londra polisinin Lawrence vakasını ele alış biçimi hakkında açılan bağımsız bir soruşturma 1999 yılında sonuçlandı.

Açıklanan raporda, polisin ''kurumsal olarak ırkçı'' davrandığı sonucuna varılmıştı.

Stephen Lawrence'ın annesi, oğlunu öldürenlerin yakalanıp yargılanması için yeterli kanıtın ve görgü tanığı ifadesinin varolduğunu savunarak bir kampanya yürüttü.

Aradan 18 yıl geçtikten sonra, David Norris ve Gary Dobson adlı iki zanlı Londra'da bir mahkemede suçlu bulundu.

Zanlılardan birinin ceketine sıçradığı belirtilen kan lekesi ve DNA testlerinde bu lekenin Stephen Lawrence'a ait olduğunun kesinleşmesi, davanın seyrinde kilit rol oynadı.

Mahkeme yargıcı, masum olduklarını iddia eden Norris ve Dobson'ın cezalarını çarşamba günü açıklayacak.

10/11/2011

12 yıl önce hastane'de karıştırılan çocuklar gerçek ailelerine gitmek istemiyorlar

Steve Rosenberg

BBC, Moskova

Karışıklık, annelerden birinin eski kocasının 'kızım hiç bana benzemiyor' diyerek, nafaka ödemesini kesmesiyle anlaşıldı.

Daha sonra yapılan DNA testleri çocuğun çiftin olmadığını ortaya koydu.
İrina kendisini yetiştiren aileden ayrılmak istemiyor
Polis biyolojik anne-babanın izini sürdü ve bu çiftin de aslında diğer ailenin çocuğunu büyüttükleri anlaşıldı.

Her iki kız çocuğu da kendilerini yetiştiren ailelerden ayrılmak istemiyor.

Ural Dağlarındaki kentte yaşayan aileler yaklaşık 160 bin dolarlık tazminat davası açtı.

Ancak, olayın üzerinden uzun bir süre geçtiği için, belirli bir hastane çalışanı aleyhinde ceza davası açılamıyor.

Yulia Belyaeva bu yılbaşında eşinden boşandı. Ancak eski kocası nafaka ödemesi yapmayı reddetti. Çünkü kızları İrina'nın gerçek babası olduğuna inanmıyordu.
'Bu çocuk bana benzemiyor'

Belyeava da eski eşini mahkemeye verdi. Yargıç DNA testi yapılmasını istedi ve bu testler şaşırtıcı bir gerçeği ortaya koydu.

Yulia benimle yaptığı telefon görüşmesinde, 'İki DNA testi yaptık. Her iki test de ne benim, ne de eski kocamın İrina'nın biyolojik anne-babası olmadığımızı gösteriyordu. Yargıç inanamadı. Bize bu tür durumları sadece televizyonda gördüğünü ve ne tavsiye edeceğini bilmediğini söyledi' dedi.

Balyaeva, İrina'yı doğurduğu 1998 Aralık'ındaki o günü düşündü.

Anya da kendisini yetiştiren aileden ayrılmak istemiyor
Doğum servisinde bir başka kadının daha olduğunu hatırladı ve korkunç bir karışıklık olduğunu fark etti. 12 yıl önce bebeklere yanlış isimlikler takılmış ve yanlış anne babalara verilmişti.

Balyaeva, 'DNA sonuçlarının bir fotokopisini aldım ve savcılığa gittim. Hastanede yanlış bebek verildiği gerekçesiyle resmi bir şikayette bulundum' dedi.

Daha sonra polis, diğer anneyi aradı ve aynı şehrin bir başka köşesinde buldu.

Balyaeva, 'Doğruydu. Kızları Anya sarışındı ve aynı bana ve eski eşime benziyoru. Kızımız ise daha koyu tenli ve siyah saçlıydı. Diğer babaya benziyordu. Diğer baba Tacikti, o da aynı babaya benziyordu" dedi.

Balyaeva, Irina'nın hep siyah saçlı ve gözlü eski kayınvadilesine benzediğini düşündüğünü söylüyor. İrina'nın gerçek kızı olmadığını hiç düşünmediğini belirtiyor.

Tabi bu olan biten, çocuklar için de büyük bir şok oldu ve her iki çocuk da kendilerini yetiştiren ailelerle kalmak istiyor.

3/21/2011

analiz sonuçları türkler,kürtler,yahudiler,ermenilerin soy birliğini ortaya çıkardı

Türkiye’de ve dünyada yaşayan Ermenilerin DNA’larını inceleyip akrabalıklarını tespit etmek amacıyla kurulan Armenian DNA Project tarafından yapılan analizler, bin yıldır aynı coğrafyayı paylaşan Türkler, Kürtler, Ermeniler, Süryaniler ve Yahudiler arasındaki soy birliğini ortaya koydu. Projeyi yürüten Peter Hrechdakian, “Dilimiz, ibadet şeklimiz farklı olabilir ama aynı soy havzasından geliyoruz” dedi.

1915’te yaşanan trajedi dolayısıyla dünyanın dört bir tarafına dağılan Ermeniler arasındaki akrabalıkları tespit etmek için oluşturulan ‘Armenian DNA Project,’ yapılan DNA analizlerinin Türklerin, Kürtlerin, Ermenilerin, Süryanilerin ve Yahudilerin aynı soy havzasından geldiğini ortaya koyduğunu açıkladı.

Agos gazetesinin Maral Dink imzasıyla manşetten yayımladığı habere göre, projeyi yürüten Peter Hrechdakian, grup analizlerinin çarpıcı sonuçlar verdiğini belirterek şunları söyledi: Türk çıkma korkusu “Türkler, Kürtler, Süryaniler ve Yahudilerle Ermeniler arasında çarpıcı benzerlikler var. Gruplar arasındaki alt-grup dağılımları neredeyse birebir uyuyor. Ayrı dilleri konuşabiliriz, kültürlerimiz farklı olabilir, farklı şekillerde ibadet ediyor olabiliriz. Ama temelde aynı soy havzasından geliyoruz.”


Bazı Ermenilerin Türk çıkma endişesiyle DNA testi yaptırmaktan kaçındığını hatırlatan Peter Hrechdakian, “Yapılan DNA testlerinin kişinin etnik kökenlerini belirleme gibi bir özelliği yok” dedi. Hrechdakian, şöyle devam etti:

‘Atalarımız ortaktı’ “Bu test ‘Sen Ermeni’sin ya da Türk’sün’ demiyor. Bunu bilmek imkânsız. Türklerin, Lazların, Hemşinlilerin, Kürtlerin, Ermenilerin ve Rumların kodlarına baktık. Hepsinde çok ortak özellikler var. Misal, belki Hemşinlilerin Ermeni olduğunu söyleyebilirsiniz ama bu söylediklerinizin bir geçerliliği olmaz. Zira hepsinin Ermeni olması mümkün değil. Bu da bizi şu sonuca götürüyor:

Hepimiz aynı coğrafyanın insanlarıyız. Bizler Ermeni, Türk veya Kürt olmadan önce atalarımız ortaktı.” Test herkese açık BABA tarafından Urfalı, anne tarafından ise Antepli olan Peter Hrechdakian, yirmi yıldır ailesiyle Brüksel’de yaşıyor.

“Ermeniliğimle ilgili ne yapabilirim” diye düşünerek ‘Armenian DNA Project’i başlatan Hrechdakian, çokan sonuçlara pek de şaşırmamış. Testle ilgili olarak www.familytreedna.com/puplic/armeniaDNAproject adresinde bilgi almak mümkün. Sipariş verenlere, posta aracılığıyla tükürükten örnek alınmasını sağlayan çubuklar gönderiliyor.

Test yaptırmak isteyen kişi, tükürük örneğini vererek bu çubukları test merkezine gönderiyor. 50 ile 250 dolar arasında ücreti olan test sonucunda kişilerin DNA haritaları çıkartılıyor. Bu haritalar veri tabanıyla karşılaştırılarak akrabalıklar tespit ediliyor. Bugüne kadar 500 kişiye uygulanan test sonucu akrabalarını bulan pek çok kişi oldu.
mynet

3/10/2011

insan penisi kıkırdaklı kemik yapısını evrim sonucunda kaybetmiş

ABD'li genetik bilimciler, insanlarda erkeğin penisinin aynen maymunlar, kediler ve farelerde olduğu üzere kemikli bir yapıdayken, bu özelliğin daha sonra kaybolduğunu düşünüyor.

Şempanze, makak maymunu ve insanın genomlarını karşılaştıran araştırmacılar, peniste omurgaya benzer kemik oluşumundan sorumlu DNA dizininin insanın evrim sürecinde silinip kaybolduğunu, fakat diğer primatların DNA'sında kaldığını söylüyor.

Bugüne değin insanoğlunu maymun türlerinden ayırdeden başlıca özelliğin 'fazladan' genler olduğu düşünülürken, ABD'li araştırmacılar insanı insan yapan özelliklerin daha ziyade silinmiş DNA parçalarıyla alakalı olabileceğini tahmin ediyor.

Stanford, Georgia ve Pensilvanya Eyalet üniversitelerinin ortak çalışmasında, penisteki kemiğin yanısıra, beynin genişlemesini engellediği düşünülen DNA dizininin de şempanze ve makak maymunlarının genomunda varlığını koruduğu; ancak insan genomundan silindiği öne sürülüyor.

Araştırmacılar, dünyanın en karmaşık organı olan insan beyninin gelişimini silinen DNA ile bağlandırıyor.

Saygın bilim dergisi Nature'da yayımlanan araştırmada, şempanze ve makak maymunlarının sahip olduğu 510 DNA parçacığının insanlarda silinmiş olduğu yazılı.

Araştırmacılar, bu çalışmada doğrudan genlere değil, DNA'nın içerdiği başka maddelere baktıklarını söylüyorlar. Araştırmada adı geçen -ve genlere nazaran haklarında çok daha az şey bilinen bu DNA parçacıkları, yakınlarında bulunan genlerin işlevini düzenleyen roller üstleniyor.

Amerikalı ekip, şempanze ve makak maymunlarında cildin kıllı olmasını sağlayan DNA dizininin de insanoğlunda silinen parçacıklardan biri olduğu inancında.

Stanford Üniversitesi'nden Profesör David Kingsley, ''İnsan olmanın moleküler temelini keşfediyoruz'' diyerek araştırmadan duyduğu heyecanı dile getirdi.

Genetik bilimciler, maymun DNA'sındaki bazı parçaların insanlarda neden silindiğinin nedenleri üzerine de düşünüyor.

Daha büyük beyinli bir varlık, penisindeki kemiği neden kaybetsin?

Bilim insanları, penisi kemiksizleşen atalarımızın daha uzun süreli cinsel ilişkiye girerek, bir çift olarak daha çok yakınlaştığını ve çocuk bakımında üstünlük kazandıklarını düşünüyor.
bbc türkçe bilim ve teknoloji

1/31/2011

yeniden evrim geçiren hayvan keseli kurbağa inceleniyor

ABD'nin New York eyaletindeki Stony Brook Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada evrim ile ilgili ilginç bir keşif yapıldı.

Üniversitede yapılan araştırmada, And Dağları'nda yaşayan keseli kurbağaların, fosil ve DNA dizilimlerindeki veriler incelendi.

Araştırma sonucunda, keseli kurbağa olarak bilinen "Gastrotheca guentheri"nin alt çenesinde bulunan ve 230 milyon yıl önce kaybolan dişlerinin, son 20 milyon yılda yeniden çıktığı tespit edildi.

Evolution dergisinde yayımlanan araştırmanın başında yer alan Dr. John Wiens, geçmişte "Dollo" yasası uyarınca, evrim sırasında "kayıp" hale gelen organ ve özelliklerin yeniden evrim geçiremeyeceğini düşündüklerini belirtti.

Dr. Wiens, keseli kurbağanın 200 milyon yıldan sonra alt dişlerinin geri gelmesinin, biyologların bu yasayı gözden geçirmelerini gerektirebileceğine işaret etti.
trt türk

11/28/2010

ineğin doğurduğuna inanmadı dna testi yaptırdı


Ardahan'ın Hanak ilçesi Börk köyündeki bu ilginç olaylar zinciri geçtiğimiz geçen yaz ortalarında başladı.

Türkan ve Müdür Aydın çifti, tatil için İstanbul'a giderken ahırdaki ineği de para karşılığında baksın diye aynı köyde yaşayan İrfan Çimen'e teslim etti.

Döndüklerinde İrfan Çimen, ineği Aydın ailesine teslim etti; "İneğiniz doğurdu" diyerek bir de yavru dana verdi.

11/26/2010

yapılan dna testinde çinlilerin romalılarla bağlantıları olma ihtimali var


Bilim insanları, Çin’in ücra köşelerindeki köylerde yaşayan insanlara uyguladıkları DNA testinde, çok şaşırtıcı sonuçlar elde etti.

DNA testinin sonuçları, Çin’in kuzey batısında bulunan Gobi Çölü'nün kenarında bulunan Liqian köyünde yaşayan Çinlilerin yüzde 56’sının Kafkasya kökenli olduğunu ortaya koydu. Köylülerin birçoğu mavi veya yeşil gözlü; uzun burunlu ve hatta sarı saçlara sahip. Bu özellikleri, köyün Avrupa köklerine sahip olduğu söylentilerini güçlendiriyor.