Dünya

Dünya
California etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
California etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/23/2013

Sahile vuran dev yılan balığı büyük deprem habercisi mi?

Japon efsanesi, dev yılan balığının kıyıya vurmasını deprem belirtisi olarak görüyor
Sahile vuran dev yılan balığı büyük deprem habercisi mi?
Ender görülen bu canlıların birkaç gün arayla kıyıda bulunması deniz biyologlarını şaşırttığı gibi sosyal medyada da, yılan balığıyla deprem arasında bağlantı kuran eski bir Japon efsanesinin hatırlatılmasına neden oldu.

Bir Japon efsanesi, dev yılan balığının kıyıya vurmasını deprem belirtisi olarak görüyor.

Bölge halkının felaket işaretlerine önem vermesi, bölgenin deprem kuşağında olmasına ve San Andreas fay hattının buradan geçiyor olmasına bağlanıyor.

Ender görülen ve deniz canavarları söylencelerinin kaynağı olduğu düşünülen bu balıkların boyu 15 metreyi bulabiliyor.

ABD'nin batı kıyısında bulunan bu iki dev yılan balığının ise 4-5 metre boyunda olduğu tespit edildi.

Bilim insanları, yılan balıklarının ölümünün fay hattındaki herhangi bir hareketle bağlantılı olabileceği söylentisine şüpheyle yaklaşmakla beraber, bu balıkların sığ sulara yüzme nedenine dair henüz bir açıklama yapamıyor.

San Diego'daki biyologlar en son bulunan yılan balığını incelediğinde herhangi bir sağlık ya da beslenme sorununa rastlamadı.

Bu balığı inceleyen biyolog Ruff Zetter, "Dört metre uzunluğunda bir tava olsa bu balık yenecek kadar iyi görünüyor." dedi.

Yılan balığının Pasifik okyanusunun diğer kıyısındaki Japonya'nın Fukuşima bölgesinde meydana gelen nükleer sızıntıdan etkilenip etkilenmediğini tespit etmek amacıyla radyasyon testleri yapılıyor.

Biyologlar, okyanusun 400 metre derinliklerinde dikey olarak yüzen ve etrafındaki proteinlerle beslenen bu canlı hakkında daha fazla bilgi edinmek amacıyla incelemelere devam ediyor.  (BBC Türkçe)

4/17/2012

400 dolarlık trafik cezasını ödememek için kendi hazırladığı fizik raporunu kanıt olarak sundu

California Üniversitesi’nde akademisyen olan Dmitri Krioukov, trafikte “Dur” levhasını geçtiğine dair 400 dolarlık ceza alınca, “Masumiyetin Kanıtı” adında bir rapor hazırladı ve mahkemeye başvurdu.

Krioukov, cezasının iptal edilmesinin ardından, raporunu yayımlattı ve özet kısmına, “Trafik cezalarıyla mücadele etmeye adanmış bir rapor. Bu rapor 400 dolar ödül kazandı ve böylece yazarını California eyaletine 400 dolar ödemekten kurtardı” yazdı.

Kruikov'un açısal hıza ait grafiği.

Krioukov, hazırladığı raporda, “üç tesadüfün aynı anda gerçekleşmesi nedeniyle, polis memurunun kendisini uyarı levhasını geçerken gördüğünü ancak, aslında levhayı geçmemiş olduğunu” belirtti. ABD’li fizikçi şu açıklamada bulundu:

“Bir araç DUR levhasında durduğunda, bir gözlemci (örneğin bir polis), aracın izlediği yola dikey bir konumda duruyorsa, aracın durmadığına dair bir ilüzyon görebilir. Bu ilüzyonun gerçekleşmesi ise üç faktörün aynı anda gerçekleşmesine bağlıdır: (1) Gözlemci, aracın doğrusal değil ancak açısal hızını ölçmektedir; (2) Araç yavaşlar, hemen ardından hızlanır; (3) Gözlemcinin araca ait görüşü, araç DUR levhasına yakın iken, bir diğer nesne tarafından (örneğin başka bir araç) kısıtlanır.”

“GERÇEK ASLINDA GERÇEK DEĞİL”

Physics Central sitesinde detayları verilen raporda, polis memurunun, DUR levhasının yer aldığı kavşaktan 30 metre uzakta bulunduğu, bu yüzden, “sabit doğrusal hızla kavşağa yaklaşmakta olan bir aracın, polisin görüş açısındaki açısal hızının da belirgin şekilde artacağına” dikkat çekildi.

Krioukov, hiç çekinmeden teoremlerini açıklayan grafikleri de raporuna yerleştirdi. Grafiklerde, Krioukov sabit doğrusal hızda aracını sürmeye devam etmesi veya aniden hızlanması gibi durumlarda ne gibi değişiklikler yaşanacağını da belirtti.

Kısaca, 400 dolarlık raporun sonucu şöyle: “Cezanın kesilmesi polis memurunun suçu değil. Tersine, “Gerçekliğin algılanması, her zaman gerçeği tam olarak yansıtmayabiliyor.”

10/10/2010

google kendi kendine giden otomobili başarı ile test etti

İmkansız denileni başardılar! İnternet devi Google, kendi kendisini sürebilen sürücüsüz otomobilleri California yollarında binlerce kilometrede başarıyla test ettiğini açıkladı.

sürücüsüz otomobiller
Yazılım mühendisi Sebastien Thrun şirketin resmi blogundan yaptığı açıklamada, diğer araçları görmek için üstünde video kameralar, radar sensörleri ve lazer menzil ayarlayıcıları bulunan otomobillerin şimdiye dek yapılan deneme sürüşlerinde 224 bin kilometreden fazla yol katettiğini belirtti.


Bu testler sırasında araçlarda her an kontrolü ele almak üzere deneyimli bir sürücünün ve bir yazılım uzmanının da bulunduğunu belirten Google, bu araçların trafik yoğunluğunun ve kaza sayısının azalmasına yardımcı olmasını umduğunu bildirdi.
Şoförsüz test otomobilleri, San Francisco'nun ünlü Golden Gate Köprüsü, kentin meşhur inişli çıkışlı sokakları ile Google'ın ofis binaları ve Tahoe Gölü arasında mekik dokudular.

Google mühendisleri New York Times gazetesine, otoyollarda bu araçların hiçbir kazaya karışmadan gidip geldiklerini, sadece bir kez bir otomobilin trafik ışıklarında başka bir araca hafifçe arkadan çarptığını anlattılar.
Stanford Üniversitesi Bilgisayar Bilimi ve Elektrik Mühendisliği Profesörü Thrun, yürüttükleri projede güvenliğin öncelikli olduğunu belirterek, deneme sürüşleri yapılan otomobillerin kat ettiği yolların önceden gerçek sürücüler tarafından belirlendiğini, sonra da polise bildirildiğini kaydetti.

Dünya Sağlık Örgütü'nün rakamlarına göre her yıl trafik kazalarında dünyada 1,2 milyondan fazla kişinin öldüğünü anımsatan Thrun, geliştirdikleri teknolojinin bu sayıyı azaltabileceğinin, belki yarıya indirebileceğinin altını çizdi.

Profesör Thrun, bu projenin henüz deneme aşamasında olmasına karşılık, ileri bilgisayar bilimi ve teknolojisinin gelecekte ulaşımın nasıl olacağını göstermesi açısından önemli olduğunu belirterek, "Gelecek heyecan veriyor" dedi.

Sadece internet teknolojilerinde sunduğu çözümlerle değil, tüm insanlığın en büyük problemlerine de çözüm arayan bir şirket olmak istediğini açıklayan Google, bu teknoloji sayesinde tamamen insansız araç geliştirmek değil, sürücülere mümkün olan en fazla yardımı sağlamayı amaçladığına işaret ediyor.