Dünya

Dünya
Adli Tıp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Adli Tıp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/15/2012

ankara numune hastanesinin acil servisinde yapılan kanal çalışmasında kafatasları ve kemikler çıktı

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin bahçesinde yapılan kanalizasyon çalışmasında kafa tasları ve insana ait olduğu belirlenen kemikler çıktı.
Kazı yapılan alan güvenlik çemberine alınıp, çalışmalar durdurulodu. Olay Yeri İnceleme ekipleri çalışma başlattı. Kafa tasları ve kemikler ise incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Milliyet'in haberine göre, Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servis girişinde bulunan kanalizasyon tıkanınca hastane yönetimi ekip çağırdı. Kanalizasyonun açılması için kepçe ile acil servis girişi kazılınca ortaya kafa tasları ve kemikler çıktı. Kepçenin yaklaşık 2 metre kazdığı alanda kafa tasları ve kemikler çıkması üzerine çalışma durduruldu. Olayın emniyette bildirilmesi üzerine, alan güvenlik şeridine alındı. Bu arada ortaya çıkan kafa tasları ve kemikler ise poşetlere konularak içeriye alındı.

İNCELEME BAŞLATILDI

Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Olay Yeri İnceleme ekipleri, kemik ve kafataslarının çıktığı alana gelerek çalışma başlattı. Açılan çukurda inceleme yapan ekipler, başka kafa tasları veya kemik bulunup bulunmadığıyla ilgili de incelemelerini sürdürüyor. Bu arada çıkan kafa tasları ve kemiklerinde incelenmek üzüre Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

8/10/2011

çöp kutusunda kukla var sandı eşinin boğulmuş cesediyle karşılaştı

62 yaşındaki Sheila Decoster, Cuma akşamı evinin verandasındaki 295 litrelik plastik çöp kutusunun içinde baş aşağı halde, kocası tarafından bulundu.
Decoster'ın üzerinde pijamaları ve terliklerinin olduğu bildirildi. Yetkililer kadının ya dengesini kaybedip verandadan çöpe düştüğü ya da çöpün içinden bir şeyler çıkarmaya çalışırken yuvarlandığını düşünüyor. Ayrıca verandada kadının çöp kutusuna düşmesini önleyecek herhangi bir korkuluk da bulunmadığına dikkat çekildi. Ohio eyaletinin Adli Tıp biriminden doktor Diane Barnett, BBC'ye yaptığı açıklamada bir insanın böyle bir durumda nefessiz kalarak bir kaç dakika içinde ölebileceğini söyledi. Ancak Barnett, kadının vücudunda çöpten çıkmaya çalıştığını gösteren bazı darp izleri gördüklerini belirtti. Barnett Decoster'ın, düşüş şekli nedeniyle ciğerlerine yeterince oksijen gitmediği için boğularak öldüğünü anlattı. Ölen kadının 43 yıllık eşi Richard Decoster, Toledo Blade gazetesine yaptığı açıklamada akşam üzeri alışverişten döndüğünde, karısını bacakları çöpten dışarı sarkarken bulduğunu söyledi. Decoster, "ilk bakışta çöpün içine bir kukla attılar sandım. Sonra bacaklarını tutup sarstım, adıyla seslendim ama çoktan gitmişti." dedi.

6/27/2011

akılalmaz intihar yöntemi odtü öğrencisi otobüs durağında siyanür içerek intihar etti

İzmir’in Konak İlçesindeki otobüs duraklarında çok sayıda kişinin şaşkın bakışları arasında sodyum karıştırılmış siyanürü içen ODTÜ öğrencisi, 20 yaşındaki Özgür Akbulut, yaşamına son verdi. Akbulut’un siyanürü aldığı işyerinin sahibi, "Satışı yasak olan bir madde değil. Fiş karşılığında satarız. İnsan niyetini bozduktan sonra her türlü yöntemle intihar edebilir. Genellikle kuyumcular alır" dedi.

Olay, bugün saat 14.30 sıralarında Bahribaba otobüs duraklarında meydana geldi. Bir süreden bu yana psikolojik sorunları bulunan Ortadoğu Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Kimya Öğretmenliği bölümü öğrencisi Özgür Akbulut, bu sabah Menemen İlçesi’nde İzmir’e geldi.

Akbulut, ilk olarak Kemeraltı Çarşısı’nda bulunan firmadan soydum karıştırılmış siyanür aldı. Daha sonra siyah poşet içerisine koyduğu siyanürle Bahribaba otobüs duraklarına giden Özgür Akbulut, burada bulunan çok sayıda kişinin gözleri önünde poşetten çıkardığı plastik kap içerisindeki siyanürden içti. Kısa süre sonra fenalaşan Akbulut, olay yerinde yapılan ilk müdahale ardından Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Özgür Akbulut, acil serviste doktorların çabalarına rağmen kurtarılamadı.
Geçen ocak ayında da Menemen İlçesi’nde ilaç içerek intihar girişiminde bulunduğu belirtilen Özgür Akbulut’un cesedi, nöbetci savcının incelemesi ardından Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Polis, Akbulut’un olay sırasında yanında bulunan siyanür kutusuna da el koydu.

ÖZEL KULLANIM AMAÇLI

Üzerinde "Profesyonel kullanıma yöneliktir ile analitik ve AR-GE amaçlı kullanım içindir" uyarılarının bulunduğu siyanürün satıldığı firmanın adını söylemek istemeyen yetkilisi ise, "Genellikle kuyumculara satarız, satışı yasak olan bir madde değil. Fiş karşılığı satışını yaparız. Bir insan niyetini bozduktan sonra her türlü yöntemle intihar edebilir" dedi. Özgür Akbulut’un ailesine ulaşmaya çalışan polisin olayla ilgili soruşturmasının devam ettiği bildirildi.

DHA

12/27/2010

beş kişiyi vurduktan sonra akıllanmış altıncısında hapise girdi

Samsun'da 5 kişiyi vuran ancak akli dengesi yerinde olmağı raporu verilince serbest kalan şahıs, bir kişiyi daha vurunca "akli dengesi yerindedir" raporu verilerek 15 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Ulugazi Mahallesi İstiklal Caddesi'nde 2005 yılında, Mustafa C. (32), seyyar satıcılık yapan Sedat A.'ya (37) öldürmek için tabancayla ateş açmış, Sedat A. ağır yaralanırken, yoldan geçen Yasemin Y. (21), Duygu K. (20), Kerem A. (10) ve Korhan A. (16) da kazayla yaralanmıştı. Mustafa C. hakkında İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu "Akli dengesi yerinde değildir ve cezai ehliyeti yoktur" raporu verdi.

Bir kişiyi öldürmeye tam teşebbüs ve 4 kişiyi de silahla yaralamak suçundan Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Mustafa C., Adli Tıp Kurumu'nun raporu doğrultusunda ceza almadı ve serbest bırakıldı.

Mustafa C., İlkadım ilçesi Hastane Mahallesi'nde bulunan bir spor kulübünde Mehmet D.'yi (42) tabancayla vurarak ağır yaraladı. Olaydan sonra tutuklanan Mustafa C.'nin Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Adam öldürmeye teşebbüs" suçundan hakkında dava açıldı.

Samsun Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilen Mustafa C.'ye "Akli dengesi yerindedir ve cezai ehliyeti tamdır" raporu verildi. Ancak, Mustafa C.'nin avukatı Bahadır Oruç, müvekkilinin daha önce akli dengesinin yerinde olmadığına dair
raporu olduğunu ileri sürerek İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesini talep etti. İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk edilen Mustafa C.'nin cezai ehliyetinin olup olmadığına dair yeniden rapor alındı.

Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gönderilen raporda, Mustafa C.'nin 5 kişiyi silahla vurduğu olayda, "Akli dengesi yerinde değildir ve cezai ehliyeti yoktur" raporu veren İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu bu kez, "Akli dengesinin yerinde ve cezai ehliyeti tam" raporu verdi. Bugün yeniden yargılanan Mustafa C., bu kez 1 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçundan 15 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.

İHA
mynet

11/01/2010

cinlere karıştım dedi kendini astı

Bursa'nın İnegöl ilçesinde psikolojik sorunları olan genç kız "Cinlere karıştım" deyip kendini apartman boşluğuna asarak yaşamına son verdi.

kendini astı

Olay Huzur Mahallesi'nde dün saat 21.30 sıralarında meydana geldi. Reyhan Birlik'in (20) aynı zamanda amcasının oğlu olan imam nikahıyla birlikte yaşadığı Nadir Birlik, silahla adam yaralamak suçundan bir süre önce cezaevine girdi.

Bunun ardından bunalıma giren genç kadın, psikolojik tedavi görmeye başladı. Habertürk'ün haberine göre; Kız kardeşi Ayşe Birlik'e, "Ben cinlere karıştım "diyen Reyhan Birlik, daha sonra merdiven boşluğuna kendini astı.

psikolojik tedavi görme

Sobaya odun almak için merdivenlere çıkan Ayşe Birlik, ablasının cesedi ile karşılaştı. İnegöl Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili soruşturma başlatırken, genç kadının cesedi Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
mynet

5/07/2010

Yaşam hakkım gasp edildi

Yasadışı örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle 34 yıl hapse mahkum edilen ancak sağlık sorunları nedeniyle geçen yıl Cumhurbaşkanı Gül tarafından affedilen Güler Zere hayatını kaybetti.

Güler Zere hayatını kaybetti

Güler Zere, tahliye edilişinin yedinci ayında öldü. Zere, son mektubunda, "Beni ölümün kıyısına getirip öyle bıraktılar. Yaşam hakkım gasp edildi. Dışarıda 'ölme hakkı' verildi. Bunu da unutmayacağım" demişti.

Radikal'in haberine göre Zere, 15 yıl önce yasa dışı Devrimci Halk Kurtuluş Partisi / Cephesi üyesi olduğu ve bu örgüt adına eylemlere katıldığı iddiasıyla daha 20 yaşındayken 34 yıl hapse mahkum oldu. Zere, geçen yıl 34 yaşındayken damak kanserine yakalandı. Şubat 2009'da, tutuklu bulunduğu Elbistan Cezaevi’nde ameliyat edildi. Ancak hastalık iki ay sonra cezaevi koşulları ve bakımsızlık nedeniyle yinelendi.

ölümün kıyısına getirip

Durumunun daha kötüye gitmesi nedeniyle Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Mahkûm Koğuşu’na taşındı.Avukatları tedavinin cezaevi koşullarında sürdürülemeyeceğini belirtip 12 Mart'ta Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu.

Başvuruda, Zere’nin cezasının ertelenmesi istendi. Fakat serbest bırakılması için gerekli izin çıkmadı.


Türk Tabipler Birliği, ağustosta yazdığı raporda hastanın yeterli derecede beslenememesi nedeniyle 'ileri derecede zayıfladığına' dikkat çekildi. Zere, adli tıp incelemesi için ring aracıyla 14 saatlik yolculukla İstanbul'a sevk edildi. İstanbul Adli Tıp Kurumu, 28 Ağustos’ta vermesi gereken raporu 'bazı tıbbi evrak eksikliği ve Adli Tıp’ta onkoloji uzmanı olmadığı gerekçesiyle' vermeyi iki ay erteledi. 

Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi, 16 Ekim tarihli raporunda, 'hastalığın gerileme göstermediği, tekrarladığı, geri dönülmez aşamaya girdiğinin' anlaşıldığını belirtti. TTB son olarak Zere ile ilgili olarak hastalığın tıbben geri dönülemez noktada olduğunu açıkladı. Bu arada, Zere'nin serbest bırakılması için yurt çapında eylemler yapılıyordu. CHP'li milletvekilleri 

Canan Arıtman ve Malik Ecder Özdemir, tahliyesi için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e mektup yazdı. 


Ve Zere, 6 Kasım'da Gül'ün kararıyla tahliye edildi. Zere tahliye olduktan sonra İstanbul Küçükarmutlu'daki evine döndü ve burada tedavisine devam edildi. Zere, tahlie olduktan sonra gönderdiği mektupta şunları yazıyordu: "Geç bırakıldım. Beni ölümün kıyısına getirip öyle bıraktılar. Yaşam hakkım gasp edildi. Dışarıda "ölme hakkı" verildi. Bunu da unutmayacağım. Henüz içeride hasta tutsaklar var. Hala tecrit var. Ki tecridin ta kendisidir ölüm." Ancak kanser galip geldi ve Zere, saat 16.50 sularında öldü.

4/23/2010

ailenin cep telefonu

O can çekişirken telefondan dinletti Esra Kaya'nın (Ekinci) bıçaklanarak öldürülme olayını ailenin cep telefonunu ile Şanlıurfa'dan saniye saniye dinlediği ortaya çıktı.

O can çekişirken


Sevdiği erkek uğruna Şanlıurfa'dan töreye karşı koyarak Ağrı'ya kaçan ve burada nikahla evlenen Esra Kaya'nın (Ekinci) bıçaklanarak öldürülme olayını ailenin cep telefonunu ile Şanlıurfa'dan saniye saniye dinlediği ortaya çıktı.
Bir aylık hamile olan gelin Esra'nın cesedi, otopsi yapılmak üzere Trabzon Adli Tıp Kurumuna gönderildi.
Ağrı'nın Diyadin ilçesi nüfusuna kayıtlı olan Elmas ve Mehmet Salih'in oğlu Cihan Nur Kaya (23), Şanlıurfa'da askerlik görevini yaptığı sırada gönlünü Zeliha- Hacı Ekinci'nin kızları Esra'ya kaptırdı. Sürücü ehliyeti almak için Şanlıurfa Halk Eğitim Merkezinde açılan kursa katılan Cihan Nur Kaya, burada biçki- dikiş kursuna giden Esra Ekinci ile tanıştı. Birbirlerine olan ilgi ve sevgisini ailesine bildiren Kaya, Esra'yı istemek için yola çıktı ama Ekinci ailesi bu evliliğe izin vermedi. Bunun üzerine beş ay kadar önce terhis olan Cihan Nur Kaya, Esra'yı kaçırarak Ağrı'ya getirdi. Ağrı'da babaevine yerleşen iki genç nikah işlemlerini yaptı ve ardından düğünle dünyaevine girdi.

CEP TELEFONU İLE DİNLEDİ

Esra'nın Şanlıurfa'da bulunan 19 yaşındaki kardeşi Ferhat Ekinci, bir süre önce Mehmet Salih Kaya'nın Yavuz Mahallesi, 420'nci sokaktaki evine konuk geldi. Esra ve Cihan Nur Kaya'nın yaşadığı evde 4 gün kadar kalan Ferhat Ekinci, memlekete döneceğini belirterek ablasına banyoyu hazırlamasını istedi. Banyo hazırlanırken içeri giren Ferhat Ekinci, "Namusumuzu kirlettin" diyerek ablası Esra'yı bıçaklamaya başladı. Esra'nın feryat ve yardım isteklerine koşan kayın pederi Salih Kaya'yı da bıçaklayan Ferhat Ekinci, iddiaya göre ablasının feryatlarını cep telefonuyla ailesine dinletti. Aile meclisi kararı ile töreye kurban giden Esra Kaya, banyoda hayata veda ederken, kayın peder ambulansla Devlet hastanesine kaldırıldı. Kaçmaya çalışan Ferhat Ekinci ise komşular tarafından yakalanarak polise teslim edildİ.
Hastanede bir süre tedavi edildikten sonra tabuncu edilen cinayetin canlı tanığı Mehmet Salih Kaya ise korkunç bir iddia da bulundu. Ferhat'ın ablasını bıçakladığı sırada diğer elinde cep telefonunu tutarak ağabeyisi Ahmet Ekinci'ye onun feryatlarını dinlettiğini bildirdi. Mehmet Salih Kaya, "Onlara düğün yaptım. Esra benim kızımdan farksızdı. Ferhat, bize güven vererek evime geldi ve kızımı benim evimde öldürdü" diyerek ağladı.

"BEN ŞİMDİ ESRA'SIZ NASIL YAŞARIM?"

Esra Kaya'nın cenazesi otopsi için Trabzon Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilirken olaydan sonra yakalanan Ferhat Ekinci'nin Emniyet Müdürlüğünde sorgusu sürüyor. Severek evlendiği eşinin ailesine ateş püsküren Cihan Nur Kaya, Ağrı'da kahvecilik yaparak geçimini sağladığını bildirdi. Cihan Nur Kaya, "Ailesi Esra'ya olan aşkımı ve sevgimi biliyordu. Onunla Şanlıurfa Halk EĞitim Merkezinde tanıştık ve birbirimize ölünceye kadar sevmeye söz verdik. Kayın biraderim olacak Ferhat Ekinci bana defalarca, 'Ablamı öldürmem için aile meclisi çok baskı yapıyor. Ama ben Esra'yı asla öldüremem' diyordu. Beş gün önce kapımı açtım. Ama o Ferhat, hayatımızı söndürdü. Ben şimdi Esra'sız nasıl yaşarım? Bu aile meclisi kararıymış. Ferhat Ekinci bize gelerek önce güven verdi. Sonrada bu cinayeti işledi. Onları Allah'a havale ediyorum" diye konuştu.