İngiltere'de, 500 yolcusu bulunan dünyanın en büyük yolcu uçağına inişe geçtiği sırada yıldırım çarptı. Olay anı amatör bir kameraman tarafından saniye saniye görüntülendi. Londra'nın en büyük havaalanı Heathrow'da meydana geldiği belirtilen olayda, Emirates Havayolları'na ait Dubai-Londra seferini yapan dünyanın en büyük Airbus A380 tipi uçağı, inişe geçtiği sırada yıldırım çarptı. Şiddetli yağmur yağış ve rüzgarın olduğu sırada inişe geçen uçağın pilot kabinine isabet eden yıldırım, uçakta bulunan 500 yolcuya korku dolu dakikalar yaşattı. İzleyenlerin tüylerini diken diken eden olayda büyük bir şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı. (Alpaslan DÜVEN -DHA)
4D, 5D tekniğiyle hazırlanmış filmleri ve bu filmleri gösterebilecek teknik donanıma sahip bir sinemada neler yaşıyorsunuz?
Özel gözlüklerle izlediğiniz filmde örneğin, hareket halinde, hız yapan bir otomobilin direksiyonundaymışsınız gibi ön bölüm, önünüz olurken, filmin içersindeki sağ taraftaki görüntü sinema salonunun sağ duvarına, sol tarafdaki görüntüler sinema salonunun sol tarafındaki duvara yansıtılarak, görüntü akıtılıyor, derinlik algısı oluşturuluyor. Sanki otomobili siz kullanıyorsunuz!
Filmin içersinde gök gürültüsü, şimşek ve yağmur varsa, yalnızca dinlemiyor, sinema salonunda özel ışık efektleriyle şimşeği yaşıyor, çok hafifçe ıslatılabiliyorsunuz. Kar yağışını fiziksel olarak hissedebiliyor, o an birazçık üşüyebiliyorsunuz da. Filmdeki rüzgarı yüzünüzde, saçlarınızda hafifçe hissedebiliyorsunuz.
Filmdeki ışığı, özel ışık efektleriyle sinema solununda yaşıyorsunuz. Örneğin ay ışığının yansıması yada bir yakamozun yansıması o an salondaki havaya aktarılabiliyor.
Filmdeki bir kutlamada konfeti yağmuru varsa, salonda o anı izlerken konfeti yağmuruna tutulabiliyor, konfetileri başınızda, kollarınızda, kuçaklarınızda bulabiliyorsunuz.
Dumanlı bir hava varsa, o anda salonun içersindeki havada hafifçe bunu soluyor, yaşıyorsunuz. Filmde güzel bir çiçek koklanıyorsa, birden koklayan kişinin yerinde olabiliyor, oturduğunuz salonda bu çiçeğin kokusunu da teneffüs edebiliyorsunuz.
Bazen filmi izlediğiniz salonun filmdeki kapalı bir alana dönüştüğü duygusuna kapılıyor, derinlik algılarınızdaki değişikliğe şaşırabiliyorsunuz.
Sonuçta filmin içersine girmiş, klasik filmlerden bambaşka bir şey izlemiş, yaşamış olarak, farklı bir duyguyla sinema salonundan ayrılıyorsunuz. Klasik filmleri evinizde izleyebilirken, sinemaya gitmenin farklı bir şey olduğunu anlıyor, gösterilecek filmin ve sinemanın teknik özelliklerine bakmaya başlıyor, "işte sinema bu!" diyorsunuz.