Dünya

Dünya
İsveç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İsveç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1/05/2012

dosya paylaşımı resmen din olarak kabul edildi yeni dinin adı kopimizm

İngilizce ''kopyala beni'' anlamına gelen ''Copy me''den türetilen Kopimizm Kilisesi'nin İsveç makamları tarafından resmen tanınan 3 bin üyesi, bundan böyle dosya paylaşımının meşru hale gelmesini umuyor.
Kopimizm Kilisesi'nin ruhani lideri İsak Gerson, kilisenin web sitesinde yaptığı açıklamada, baş dini ritüellerinin, dosya kopyalama ve bilgiyi paylaşmak için birbirleriyle bağlantı kurmak olduğunu söyleyerek, ''Kopimizm Kilisesi için bilgi ve kopyalamak kutsaldır. İsveç devleti tarafından tanınmak tüm kopimiler için büyük bir adımdır'' ifadesini kullandı.

Bunun ayrım korkusu olmadan inançlarını yaşamaya doğru bir adım olmasını umduklarını kaydeden Gerson, İsveç basınına yaptığı açıklamada da, dinlerini bir yıldır resmi olarak kaydettirmeye çalıştıklarını, ancak hep reddedildiklerini belirtti.

İsveç, kopimizmi din olarak kabul etse de korsan dosya paylaşımı ülkede hala yasal değil.

11/02/2011

dünya şampiyonu rallici baba adayı eşini doğum için hastaneye yetiştiremedi

İsveçli rallici Per-Gunnar Andersson, doğum sancıları tutan karısını hastaneye yetiştiremedi ve yol kıyısında doğum yapmasını izlemek zorunda kaldı.
31 yaşındaki rallici arabasını emniyet şeridine çekerek ambulans çağırdı.

Ambulans ekibi geldikten bir dakika sonra eşi Marie-Louise oğullarını BMW'lerinde doğurdu.

Baba Andersson, Alvin adını verdikleri oğlunun da büyük olasılıkla rallici olacağını söyledi.

Andersson, İsveç gazetesi Expressen'e verdiği demeçte "Yarışçılık genlerinde var" dedi ve devam etti:

"Epey sakindim ama bebek geldiğinde insanın biraz yardıma ihtiyacı oluyor."

Bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

Andersson 2004 ve 2007 yıllarında gençlerde dünya şampiyonu olmuş, bu yılki İsveç rallisini ise yedinci sırada tamamlamıştı.

9/09/2011

yediği fermente elmalardan sarhoş olup ağaca çıkan çakırkeyif geyiği dalları keserek kurtarabildiler

İsveç'in güneyinde sarhoş olup ağaçta asılı kalan bir geyiğin yardımına polis ve itfaiye yetişti.

Göteborg yakınlarındaki Saro'da yaşayan Per Johansson, komşusunun bahçesindeki elma ağacında asılı bir geyik gördüğünde şoka uğradığını söylüyor.
Johansson, kükremeye benzer sesler duyarak dışarı çıkmış.

Karşısında havayı tekmeleyip kendisini kurtarmaya çalışan ve şaşkın görünen dişi bir geyikle karşılaşmış.

Geyiğin dalda çürüyüp fermente olan elmalara ulaşmak için ağaca çıktığı, dengesini kaybedip düşünce de asılı kaldığı tahmin ediliyor.

Fermente elmalarda bulunan alkol, hayvanların sarhoş olmasına yol açıyor.

Bu nedenle İsveç'te sonbahar aylarında sarhoş geyiklerle karşılaşmak sıradışı bir durum değil.

Johansson'un olay yerine çağırdığı itfaiye ekipleri, çakırkeyif geyiği dalları testereyle keserek kurtardı.

Dişi geyiğin geceyi bahçede geçirip dinlendiği, ertesi gün ise 'akşamdan kalma' bir halde yeniden civardaki koruya döndüğü açıklandı.

Saro'nun diğer sakinleri de bu olaydan bir kaç gün önce geyiği çevrede dolaşırken gördüklerini söylüyor.

Johansson geyiğin hasta, sarhoş ya da biraz alık göründüğünü söyledi.

8/18/2011

emlakçı'dan ilginç promosyon evi alana evdeki iskeletler bedava

İsveç'te bir emlakçı bir evi, evin olduğu yerde önceki yüzyıllarda yaşamış bir kişinin zemine gömülmüş iskeletleri de dâhil olmak üzere satıyor.
1750 yılında Baltık Denizi'ndeki Gotland adasında Visby'de inşa edilmiş evin kilerinde bir mezar ve iskelet var.

İskeletin kilerdeki bir cam bölmede sergilendiği üç odalı evin fiyatı 640.000 dolar.

Ev, Orta Çağ'da terk edilen bir Rus kilisesinin yıkıntılarının üzerine inşa edilmiş.

Helagotland adlı internet haber sayfasına demeç veren emlakçı Leif Bertwig, "Tarihe bundan daha fazla yakın olmak mümkün değil" diyor.

Evin inşa edildiği çiftlikte aynı kilise zeminine erişimi olan iki ev daha var.

Evi satın almayacak olanların da bölgedeki bir müzenin düzenlediği turlar aracılığıyla kilerdeki iskeleti görmesi mümkün olacak

8/17/2011

uçağa giren fareyi bulamayınca çaresiz seferi iptal etmek zorunda kaldılar

SAS Havayolları'na ait Airbus 330 tipi uçakta yolcu alımına başlanmasından önce, koltukların arasında dolaşan bir fare görüldü.
SAS'tan yapılan açıklamada, 'Uçaktaki kapsamlı aramalara ve içeri kurulan çok sayıda tuzağa karşın, fare bulunamadı' denildi.

Şirket, farenin yolcuları rahatsız edecek bir sorun olmasının ötesinde, kabloları kemirebileceği için bir güvenlik riski de olduğunu vurguladı.

Seferin iptal edilmesi nedeniyle, 250 yolcunun Stockholm'de mahsur kaldığı belirtildi.

Şirket, yolcuların yeni uçaklarla Chicago'ya göndermek için çalışmalara başlandığını belirtti.

İsveç'te İngilizce yayın yapan The Local adlı internet sitesinin haberinde görüşlerine yer verilen Amerikalı yolcular, 'Bir saatte üç metre ilerleyen bir kuyrukta saatlerdir bekliyoruz' diye şikayet etti.

Aslında bu, farelerin uçak seferlerinin iptal edilmesine yol açtığı ilk olay değil.

Amerikan Delta Havayollarına ait iki uçağın, Kasım 2009'daki Newyork-Londra seferleri, fare görülmesi nedeniyle iptal edilmişti. 

4/03/2011

düşünce kuruluşu ecfr'nin avrupa birliğine türkiye için kırıklarla dolu karnesi

Brüksel merkezli Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (European Council on Foreign Relations) adlı etkin düşünce kuruluşu, Avrupa Birliği'nin dünya sahnesindeki politikalarının bir karnesini çıkardı.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR), üye ülkelerin ve AB kurumlarının uluslararası politikada geride bıraktığımız 2010 yılı boyunca hangi alanlarda başarılı olduğunu ve hangi alanlarda yetersiz kaldığını derecelendiriyor.

ECFR'nin karnesinde AB'nin başarısızlıkları arasında Türkiye'ye ilişkin politikaların sıkça adı geçiyor.

Düşünce kuruluşu, AB'yi 2010 yılında en çok bölen konunun Türkiye olduğu tespitinde bulunuyor.

A'dan F'ye doğru inen bir not çizelgesine göre AB politikalarını değerlendiren ECFR, Türkiye ile ikili ilişkilerde AB'nin performansını D+ olarak bir hayli başarısız bir haneye yerleştiriyor.

ECFR, Fransa ve Almanya'nın Türkiye'nin AB üyeliğine açıkça karşı çıktığı, Kıbrıs'ın görüşmelerde veto tehdidini sürdürdüğü ve Yunanistan'ın hevesli bir Türkiye destekçisiyken şu an sürece seyirci kaldığı bir ortamda, Türkiye'nin üyeliğini destekleyen kampı İngiltere, İspanya, Finlandiya, İsveç ve İtalya'nın yanısıra Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin çoğunluğu olarak tarif ediyor.

Örgüt, AB içindeki bu bölünmenin birliğin Türkiye üzerindeki nüfuzunu olumsuz etkilediği kanısında.
'Türkiye uzaklaşıyor'

ECFR, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda AB'nin bilhassa 2002-2006 döneminde Türkiye üzerinde sahip olduğu etkinliğini artık önemli ölçüde yitirmiş olduğunu kaydediyor ve AB'nin insan hakları açısından Türk iç siyasetini etkileme gücüne C- notunu uygun görüyor.

Türkiye ile AB arasında bölgesel konulardaki ilişkilere verilen not da gene C- olarak belirlenmiş.

ECFR, 2010 yılında Türkiye'nin özellikle Orta Doğu'daki komşularıyla izlediği politikalarının, AB'nin öncelikli politikalarından uzaklaştığına dikkat çekiyor. Bu hususta en çarpıcı iki örnek Türkiye'nin İran'a yönelik yeni yaptırımlara koyduğu muhalefet ve İsrail ile arasının açılması olarak değerlendiriliyor.

ECFR, Kıbrıs konusunda AB'nin Türkiye ile ilişkisine ise D+ notunu vererek başarısız sayıyor.

Dış politika karnesinde AB'nin en başarısız bulunduğu konular arasında Türkiye'ye ilişkin politikaların ağırlıkta olduğu gözleniyor.

Buna karşılık ECFR'nin A notunu layık gördüğü AB politikaları da var.

Terörle mücadele konusunda ABD ile oluşturulan işbirliği ve bilgi paylaşımı, AB'nin etkinliğini kanıtladığı kayda değer başarılarından biri olarak anılıyor.

ECFR, 2010'da İran'ın nükleer tesislerine verilen uluslararası tepkinin koordine edilmesinde de AB'nin başarılı bir dış politika sergilediğine hükmediyor.
bbc türkçe