Dünya

Dünya
İslam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İslam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8/31/2012

türk bayrağındaki hilal islamı beş köşeli yıldız ise islamın 5 şartını simgeliyor

Araştırmacı tarihçi yazar Cezmi Yurtsever, Türk Bayrağı'nda yer alan hilalin 'İslam' anlamına geldiğini, bayrakta yer alan 5 köşeli ay-yıldızın da 'İslamın 5 şartı'nı simgelediğini savundu.

beş köşeli yıldız
İstanbul'a Osmanlı arşivlerini araştırmak için geldiğini ifade eden Yurtsever, 'Topkapı Sarayı'na da uğradım. Topkapı Sarayı'nın 'Babı Hümayun' adı verilen birinci kapısının alın kısmında 'Ayyıldız' şekillerini gördüm. Bugünkü Türkiye Devleti Bayrağı'nın Osmanlı'dan miras kaldığı görüşlerini kanıtlayacak arşiv belgeleri, Topkapı Sarayı'nda bulunan bayraklar, nişanlar ve semboller üzerinde araştırmalarımı sürdürdüm. Günümüzde kullanılan Türkiye Devlet Bayrağı'nın anlamını tarihin derinliklerinden alan gizli şifreleri olduğunu öğrendim' dedi.

Yurtsever, Türk Bayrağı'ndaki hilalin çizimi ve gizli anlamı ile ilgili araştırmalar yaptığı esnada uzman hocaların çocukluk yıllarında Fatih Sultan Mehmet'e hilal şeklini çizmeyi öğrettiği bilgisine ulaştığını dile getirdi. 'Hilal, Hz. Muhammed'in Mekke'den Medine'ye hicret etmesi esnasında gökyüzünde ay ve hilal şekli vardır" diyen Yurtsever, açıklamasını da şöyle sürdürdü:

"Osmanlı bayraklarındaki hilal şekli İslam'ı ve hicret olayını sembolize eder. Osmanlı'nın kullandığı 3 hilal şekilli bayrak İslamiyeti güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar bütün dünyaya yayma düşüncesinin karşılığıdır."

Fatih Sultan Mehmet'in Çanakkale Boğazı'nın Gelibolu sahillerine yaptırdığı Kilitbahir Kalesi'nin 3 hilal şeklinde yapıldığına dikkat çeken Cezmi Yurtsever, "Osmanlı ve Türkiye bayraklarındaki hilal şekli Fatih Sultan Mehmet'in kalıcı kıldığı kutsal bir semboldür. Hilal, 'İslam' anlamına gelir. Bayraktaki 5 köşeli ayyıldız ise İslam'ın 5 şartı anlamında" ifadesini kullandı.

Türk Bayrağı'ndaki hilal ve ayyıldız simgelerinin tanzimat reformları döneminde Padişah Abdülmecit zamanında kabul edildiği hatırlatan Yurtsever, bayrağın al renkli olmasının ise 'Vatanı savunma uğruna cihat mücadelesi verme ve şehit olma' düşüncesinin karşılığı olduğunu da sözlerine ekledi. e-kolay

4/06/2012

allahın gücü herkese yeter etiketli votkalar dindar kazakları çılgına çevirdi

İngiltere'de yayımlanan Daily Telegraph gazetesinin Orta Asya muhabiri James Kilner'in haberine göre, içkinin kuvvetli etkisi, votka şişesinin etikesinde de "Allah'ın gücü herkese yeter" sloganıyla öne çıkarılıyor.

Habere göre Kazakistan'ın doğusunda, Allah'ın adının anıldığı votka şişelerinin ortaya çıktığı Semey kentinden imam Bekzat Boranbay, KTK televizyonuna, "Bunu yapanların tek kurtuluşu nedamet getirmektir. Allah alkole karşıdır ve bu bir soytarılık" diye konuştu.

Kazakistan'ın nüfusunun çoğu Müslüman ama Sovyetler Birliği'nin bir parçası olduğu yaklaşık yetmiş yıl boyunca cumhuriyette votka tüketimi başka Sovyet cumhuriyetlerinden geri kalmadı.

Daily Telegraph muhabirinin görüşüne göre, çoğunluğu Sünni Müslüman olan Kazaklar günlük yaşamlarında hala dini çok öne çıkarmıyor ama Bağımsızlıktan bu yana özellikle de son on yıl içinde İslamın etkisinin arttığı gözleniyor.

Habere göre, yetkililer öfkeyi yatıştırmak için bölgede Bayterek votkasının üreticisi olan Geom adlı şirkete dükkanlardaki şişeleri toplatması için çağrı yapmış.

Geom şirketinden bir sözcü de yapılan hatanın temelinde cehaletin yattığı yolunda bir açıklamayla cevap vermiş.

Şirket sözcüsü etiketlerin komşu Rusya'da yapıştırıldığını, şirkette Arapça bilen olmadığı için şişenin üzerindeki Allah kelimesinin ne anlama geldiğini kimsenin anlamadığını söylüyor.

Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan gibi Kazakistan da 1991 yılına kadar Sovyetler Birliğinin parçasıydı.

Kazakistan'da yetmiş yıla yakın süre 2 resmi dil, Kazakça ve Rusça kullanıldı.

10/05/2011

islam mozaik eserleriyle ilişkilendirdiği buluşu ile dışlanan bilim adamı nobel ödülü aldı

1982 yılında akademik çevrelerde alaya alınan bilim insanı, 30 yıl sonra Nobel Kimya Ödülü ile onurlandırıldı. Shechtman’ın İslam mozaik sanatıyla ilişkilendirilen buluşu, bugün sanayinin birçok alanında kullanılıyor.
Daniel Shechtman
İsveç Akademisi, 2011 Nobel Kimya Ödülü’nü, kimyagerlerin katı maddelere bakışını kökten değiştiren İsrailli bilim insanı Daniel Shechtman’a verdi.

1982 yılında ortaya attığı buluş o dönem alaya alınan Shechtman, akademik çevrelerden dışlanmıştı. Ancak Shechtman’ın buluşu, yıllar içinde büyük ilgi gördü ve yaptığı deneyler, dizel motorlarından, mutfak tavalarına birçok sektörde ar-ge çalışmalarına yol göstermeye başladı. 1941 yılında Tel Aviv’de doğan Shechtman, halen İsrail Teknoloji Enstitüsü’nün seçkin profesörlerinden biri.

İsveç Akademisi’nden yapılan açıklamada Shechtman'ın önemli buluşu şu sözlerle özetlendi:

“Atomların kristallerin içinde simetrik dizilim gösterdiği yönündeki eski inanışın aksine, Shechtman bir kristal içindeki atomların bir daha kendini tekrar etmeyen bir dizilim sergileyebileceğini gösterdi.”

Madde hakkındaki inançları sarstı

Açıklamada ayrıca “Keşfi bir hayli tartışma yarattı. Buluşlarını savunduğu sırada araştırma grubundan ayrılması istendi. Ancak verdiği mücadele neticede bilim insanlarını maddenin doğası hakkındaki kavramlarını sorgulamaya zorladı” denildi
Shechtman’ın buluşu, bilim çevrelerinde tarihi İslam mozaiklerindeki ilginç dizilimlerle ilişkilendiriliyor. İspanya’da El Hamra sarayında ve İran’da Darb-i İmam türbesinde yer alan mozaikler, quasi-kristallerin bilim insanları tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamıştı.

İsveç Akademisi’nden yapılan açıklamada bu mozaiklere atıfta bulunularak, “Tıpkı, quasi-kristallerde olduğu gibi bu mozaiklerde de şekiller düzenli. Matematiksel, kurallı bir dizilim gösteriyorlar. Ancak hiçbir zaman birbirlerini tekrarlamıyorlar” denildi.

Ödülüyle ilgili soru sormak için telefonla kendisine ulaşılan Shechtman "Üzgünüm, şu anda konuşamam önce eşimi aramam lazım" diye konuştu.


© Deutsche Welle Türkçe

AFP/AP/dpa, EC/AŞ

7/08/2011

barbaros hayrettin paşanın anlatımı ile preveze deniz zaferinin kazanılması

" Kafir donanmasının ise o gece üzerine bir pus çöktü ki birbirlerini görmek oldular.Benim limandan çıkacağımı ise hiç zannetmiyorlardı. "Barboroşo bizden korktu, gayri limandan taşra çıkmaz." derlerdi. Zira kafirler gelip oraya lenger-endaz olalı üç günolmuştu. Bizden bir hareket görmediklerinden böyle kanaatgetirmişlerdi. Amma, düşman düşmanın halinden bilmez, demişler.Bizim yattığımız Preveze limanından öyle olur olmaz rüzgar ile çıkılmaz idi. O sebepten çıkışı rüzgarın içerden eseceği bir mübarek saate tehir etmiş idim. Seksen parelik donanmamı üç bölük ettim. Tenbih ettim ki:
"Bizim gemi alayı kafirin alayına karşı olsun. Bizim firkate alayı kafirin firkatealayına, kalite alayı kafirin kalite alayına mukabil olsun!"

Böylece taksim edip at başı beraber İslam donanması kafir donanmasının üzerine gitmekte olduk. Amma kafirler karanlık pusun içinde, demir üzerinde kendi havalarında yatırlar idi. Bizi ardımızdan sürüp oraya getiren nusret rüzgarı, varıp kafir donanmasının üzerindeki pusu da dağıttı. Kafirler gördüler ki İslam donanması üzerlerine bindirip varır. O zaman kafirlerin içinde, bir ana buba günü bir şaşkınlık, bir rubulya koptu ki, demek olmaz!Daha alaca karanlık olduğundan demirlerini kesip birbirlerinin üzerlerine düşüp,kafir donanmasiyle Müslüman donanması karmakarışık oldular. Otuz altı pare geminin önünde olarak, forsa sancaklarını dikip foralabanda arslanlar gibi yollu yolunca ateşlerimizi saçarak cenge giriştik. Kalite alayımız kafirlerin kalitelerini allak bullak edip kimini alıp, kimini batırmakta, kimisini ise kafirler bırakıp kaçmakta idiler. Firkate alayı dahi, kafir firkatelerinin kimini alıp, kimini baştan kara edip, kiminidahi koğup gitmekte idiler. Elhasıl kafir donanması münhezim olup, asakir-i İslam mansur ve muzaffer oldu. Kafir gemilerinden sekiz paresi kuru tekne olarak on beş tanesi alındı, yedisi batırıldı. Kafir kalitelerinden yedisi cenk ederek, ikisi içindekilerin bırakıp kaçmasıyle dokuz kalite alındı. Kafir firkatelerinden on iki pare firkate alındı. Netice-i kelam kafirlerin yüz yirmi pare donanma-yı menhuselerinden otuz altı adet tekne alındı, kalanı firar edip gittiler. Firkateler ve sandallar deryanın yüzünden kafirleri devşirdiler, kimisi de boğulup cehenneme gitti. İkibin yüz yetmişbeş kafir esir alındı."

Barbaros Hayrettin Paşa


(Barbaros Hayreddin Pasa, Katip Çelebi'nin ifadesine göre Kur'an'dan ayetleri yazdırdığı sayfaları deniz yüzüne serptirip Allah'a niyazda bulunur. Bunun üzerine rüzgâr hafifleyip yön değiştirir.)

11/15/2010

artık ilaçlarında haramı helali olacak helal ilaç logosu basılacak

Helal gıdanın ardından dünyada şimdi de “helal ilaç” tartışılmaya başladı.

helal ilaç logosu

İtalya ve Polonya’dan iki ayrı şirket, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’ne başvurarak, “Helal ilaç sertifikası için üreticileriniz bize gelsin. İlaçlara ‘helal ilaç logosu’ basalım” önerisinde bulundu. Genel Müdür Saim Kerman, bakanlığın, konuyla ilgili olarak ilaç sanayicilerinin görüşüne başvurduğunu açıkladı. Kerman, bir süre önce İstanbul’da, “Dünya Helal Kongresi”nde tartışılan konulardan birinin de “helal ilaç” kavramı olduğunu belirterek, şunları söyledi:

Yahudilerde de koşer var

Biliyorsunuz İslam’daki helal kavramı gibi Yahudilerde de koşer (helal yemek) kavramı bulunuyor. Onlar da gıda, içecek ve ilaçta helal kavramını arıyorlar. Her şeyi yiyip içmiyorlar. Dünyada belli bir kesim helal kavramına önem veriyor. Geçtiğimiz günlerde, İtalya ve Polonya’dan iki şirket, bu duyarlılığın dünyada giderek yaygınlaştığını belirterek, Genel Müdürlüğümüze başvurdu. Bu şirketler, ilaçta helal kavramına dikkat ediyor ve başvuru yapan üreticilerin ilaçlarını inceliyor, uygunsa ambalaja ‘helal’ logosu bastırabiliyorlar.

Haram Helal Avrupa’da başladı

Bize başvurularında, bu işleme Avrupa’da başladıklarını, Türkiye’deki şirketlerin de isterlerse kendilerine başvuru yapabileceklerini belirtmişler. Biz de bakanlık olarak başvuruyu, ekli bir dosya halinde getirip, Türkiye İlaç Sanayi Derneği, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası ve Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’ne göndererek görüş istedik. Sonuçta dünyada 1.5 milyarlık bir Müslüman nüfus bulunuyor. Görüşü, bu kavramın üreticimizi ihracat yaparken zorlayacağını düşünerek istedik. Sanayiciden gelen yanıtı değerlendirerek artık ‘helal ilaç’ üretimi yapılabilecek

Firmalar başvuruyor

Bizim kanunumuzda helal ilaç kavramı yoktu. Sadece ilacın etkinliği ve hijyeni önemliydi. Ama artık bu kavram dünyada dolaşır hale geldi. Ülke olarak önlem almak gerekebilir. Helal ilaç için Türkiye’den bazı ilaç firmalarının girişimleri de bulunuyor. Hatta yabancı bazı ilaç firmalarının da helal ilaç sertifikası için başvuruda bulundukları kulağımıza geldi.

hürriyet ekonomi