Dünya

Dünya
İngiltere etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İngiltere etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/17/2011

sağlığını zencefilli köriye borçlu olduğunu söyleyen 100 yaşındaki dünyanın en yaşlı maratoncusu

Fauja Singh, Toronto Sahil Maratonu'nu sekiz saat, 25 dakika ve 16 saniyede koştu.

Singh'in 35. kilometreye vardığında ayaklarının kesildiği, ancak iki saat daha koşarak yarışı 3.850 sırada bitirdiği açıklandı.
Toplam parkur uzunluğu 42,195 kilometre olan maratonu Singh'den sonra bitiren beş yarışçı daha vardı.
Günde 15 kilometre koşuyor

Fauja Singh ciddi anlamda koşmaya bundan 11 yıl önce, oğlu ve karısının ölmesinden sonra başlamış.

Her gün 15 kilometreden fazla koşuyor.

Antrenörü Harmander Singh, yaşlı adamın sevinçten havalara uçtuğunu söylüyor.

Antrenör "Son köşeyi dönmeden önce bana 'Bunu başarmak, yeniden evlenmek gibi birşey olacak' dedi. Ömür boyu istediği şeyi sonunda başardı." diyor.

1911 yılında Hindistan'da doğan Fauja Singh çiftçilik yaptıktan sonra, 1960'larda İngiltere'ye göç etti.

Dayanıklılığını zencefilli körili yemeklere, çaya ve "mutlu olmaya" bağlıyor.

Singh, bundan önce de 2003 Toronto maratonunda aldığı dereceyle, 90 yaş üstü maraton rekorunu elinde tutuyordu.

Fauja Singh ayrıca geçen Perşembe 100 metreden 5 bin metreye kadar tüm yarışlara katılıp tamamlayarak 100 yaşındakiler kategorisinde sekiz rekor daha kırdı.

Singh felsefesini şöyle açıklıyor:

"Uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı, stresten uzak olmak. Elindeki herşey için şükretmesini bil, olumsuz insanlardan uzak dur, gülümsemeye ve koşmaya devam et."

9/12/2011

ingiltere'de at ahırlarında ve köpek kulübelerinde barındırılan modern köleler bulundu

İngiliz polisinin bir karavan parkına yaptığı baskın korkunç bir olayı ortaya çıkardı.

Otuza yakın 'modern köle'nin bulunduğu insanlık dışı koşullar Ada'yı şoke etti. Bazıları karavanlarda bazıları ise köpek kulübeleri ile at ahırlarında bulunan; aç ve bitkin halde olan kişilerin kimlik bilgileri tespit edilmeye çalışılıyor.
Polisin aldığı ilk bilgilere göre, 'modern köleler', kalacak yer ve iyi ödeme vaadiyle getirildikleri kamptan bir daha kurtulamadı. Zorla tutuldukları parkta çeşitli işlerde çalıştırıldılar.


İçlerinde bir kişinin en az 15 yıldır zorla tutulduğu, bir diğerinin ise köpek dışkısı bulaşmış giysileriyle bulunduğu bildirildi.

YÜZLERCE KURBAN OLABİLİR
Olayın gerçek boyunun açığa çıkarılması için çalışmalar devam ederken, benzer şekilde yüzlerce kurbanın olabileceği belirtiliyor.

Yakalanan dört erkek ve bir kadın, Bedfordshire ve Hertfodshire'de polis tarafından sorgulandı. Ayrıca üç şüpheli de önceki akşam polis tarafından gözaltına alındı.

Bölgeyle ilgili ilk kez üç yıl önce kölelik iddiaları ortaya atılmış ancak polis harekete geçmemişti. 2008'den bu yana 28 erkek bu tür iddiaları ortaya atmıştı.

Kölelik halkası Greenacre karavan bölgesinde Billington'da açığa çıkarıldı. Bazı kurbanların köpek kulübesi ve ahırlarda tutulduğu belirlendi.
POLİS İHBARLA HAREKETE GEÇTİ
Polis adına konuşan Dedektif Başmüfettiş Sean O'Neill, Sean O’Neil, kaçan birkaç ‘köle’nin ihbarı üzerine aylar süren gizli bir operasyon yaptıklarını açıkladı. O'Neill, erkeklerin şartlarının çok kötü olduğunu ve yaşadıkları yerin son derece pis ve sıkışık olduğunu söyledi.

'SİZİN AİLENİZ BİZİZ' DENMİŞ
O'Neil, baskın sonrasını ise şöyle anlattı: "Eski karavanların içindeydiler. Bazılarının orada haftalar, bazılarının yıllar boyu oralarda çalıştıklarını ve yaşadıklarını düşünüyoruz. Mesela bir kişi 15 yıldır burada ve artık buradaki yaşam onun için normal. Onları buraya getiren kişi ‘Artık sizin aileniz yok, sizin aileniz biziz’ demiş. Ayrılmak isteyenler tehdit edilmiş."

İngiltere yasalarına göre, 204 yıl önce kölelik sistemi tamamen tarihe karıştı.

9/08/2011

81 yaşındaki kadın kalbi durduğunda müdahele edilmesin diye bırakın öleyim yazılı dövme yaptırdı

İngiltere'de 81 yaşındaki bir kadın, hastalanıp yaşam fonksiyonları durursa doktorların kendisini hayata döndürmesini engellemek için göğsüne 'Hayata Döndürmeyin' yazan bir dövme yaptırdı.

Norfolk'ta yaşayan Joy Tomkins, göğsündeki yazının görülmemesi ihtimaline karşı sırtına da 'Lütfen arkasını çevirin' anlamına gelen P.T.O kısaltmasıyla ok işareti yaptırdı.
Emekli bir sekreter olan Tomkins, ölümün eşiğine dek gelmişse, hayatının 20 yılını daha yatak yapıp bulaşık yıkayarak geçirmek istemediğini söylüyor.

30 yıl önce vasiyetini hazırlayan Tomkins, bu dövmenin kendisine kalp masajı yapmaya yeltenen birine yanlış anlama olasılığı bırakmayacağını düşünüyor.

"Dövme çok açık... fikrimi bilmemek gibi bir bahaneye yer yok" diyor.

Şeker hastalığına rağmen ciddi bir rahatsızlığı bulunmayan İngiliz büyükanne, dövmeyi yaptırma fikrini, tıklayın 2003 yılında benzer bir uygulamaya giden emekli bir hemşireden almış.
Joy Tomkins'in dövmesi

Tomkins için bu, kendisini ifade edemeyecek kadar hasta olduğu bir durumda tercihini sağlık çalışanlarına bildirmenin bir yolu.

"Beni bir yerde yatıp kalmış halde bulurlarsa ve konuşamıyorsam, (doktorların) bunu böyle kabul etmesini istiyorum" diyor.

Hayata döndürülmek istememesinin sağlık sisteminde tasarrufu da sağlayacağını vurguluyor.
Uzun değil, iyi yaşamak istiyor

Amacı uzun ama sağlıksız bir ömür geçirmek durumunda kalmamak.

"Kayınvalidem 106'sına kadar yaşadı ama hayatının son altı yılını hiç yaşamasaydı daha iyiydi. Çok perişan haldeydi" diyor.

Buna karşılık "Ben, evliliğim, çocuklarım, torunlarım ve pek çok arkadaşımla 80 güzel ve ilginç yıl yaşadım" diyen dul büyükanne, "Sabah uyandığıma seviniyorum, ama uyanmasam da gam yemem" diye konuşuyor.

Tomkins iki çocuğu ve altı torununun görüşlerini bildiğini, bu konuda kendisiyle tartışmaya girmeyeceklerini kaydediyor.

Bu bölgedeki hastalara hizmet veren East Anglia Tıp Fakültesi'nden Dr. Anna Smajdor, Tomkins'in çok net bir mesaj vermek istediğini ve bunun için her olasılığa karşı önlem aldığını anladığını söylüyor.

Ancak Smajdor, dövmenin bu isteğin gerçekleşmesini sağlama yolu olmadığı kanısında; çünkü dövme, hastanın sağlığını gözeten doktorlar açısından "yasal olarak bağlayıcı değil".

9/05/2011

türk hackerler eğlence olsun diye hackledikleri sitelere gel babana mesajı bırakıyorlar

İngiltere'deki bazı internet sitelerine erişim, Türk Güvenliği isimli bilgisayar korsanları grubunca geçici olarak engellendi.

"Hacker" olarak da bilinen bilgisayar korsanları grubunun ulaşılmasını engellediği siteler arasında Vodafone cep telefonu servis sağlayıcısı, Daily Telegraph gazetesi ve UPS kargo şirketine ait siteler de bulundu.
Pazar akşamı gerçekleştiği belirtilen "saldırıda" İngiltere merkezli yedi internet sayfasına yönelen kullanıcılar, Türk Güvenliği grubunun mesajının yer aldığı bir başka sayfaya ulaştılar.

İlk tespitlere göre kullanıcıların bilgileri bilgisayar korsanlarınca ele geçirilmedi.

İngiliz Guardian gazetesinin temasa geçtiği Türk Güvenliği grubu, gerçekleştirdikleri operasyonu eğlence amacıyla yaptıklarını söylediler.

Söz konusu internet sayfalarını değil bu sayfalara ulaşımı sağlayan alan sağlayıcı sistemlerindeki güvenlik zaaflarını tespit ettiklerini belirten internet korsanları kolay olmayan bu işlemin gerçekleşmesi halinde "büyük bir hazinenin" elde edildiğini belirttiler.

Grubun ele geçirdiği alan sağlayıcı sistemlerin Ascio.com ve Netnames.com olduğu belirlendi.

Türk Güvenliği isimli internet korsanları grubu geçtiğimiz ay Kore merkezli bir alan sağlayıcısını ele geçirmişlerdi.

Bu operasyon sonucunda Brezilya'daki Microsoft internet sitesi ve Güney Kore'deki Dell sayfası devre dışı kalmıştı.

8/29/2011

ev hapsinden kurtulmak için elektronik kelepçeyi takma bacağına taktırttı

İngiltere'de şartlı salıverilen bir mahkum, güvenlikçileri kandırarak elektronik kelepçeyi takma bacağına taktırdı.
Böylece 29 yaşındaki Christopher Lowcock kelepçeli takma bacağını evde bırakarak, mahkemenin koyduğu sokağa çıkma yasağını delebildi.

Uyuşturucu, araç kullanma ve silahla ilgili suçlardan mahkum edilen Lowcock dışarda gezerken, takma bacağındaki elektronik kelepçe, evde olduğu izlenimi verdi.

Olayın ortaya çıkmasıya birlikte iki görevli işten atıldı.

Güvenlikçilerin çalıştığı G4S şirketinden yapılan açıklamada "Adalet Bakanlığı adına her yıl 70 bin kişiye elektronik kelepçe taktıkları ve bütün çalışanların uymak zorunda olduğu son derece sıkı kurallar bulunduğu" vurgulandı.

Şirket sözcüsü "Bu olayda iki çalışanımızın kelepçeyi takarken prosedüre uymadığı belirlendi. Uysalardı, bacağın takma olduğunu anlarlardı." diye konuştu.

Lowcock'un güvenlikçileri sahte bacağını bandajlayarak kandırdığı bildiriliyor.

Güvenlik şirketinin yöneticileri durumdan şüphelenip Lowcock'un evine gittiklerinde, o çoktan cezaevine dönmüştü.

Çünkü yeni bir trafik suçu işlemiş ve şartlı tahliye kurallarını çiğnemekten hapse atılmıştı.

İşten atılan güvenlikçilerden birinin mahkumu kelepçeleyen, diğerinin de daha sonra kontrol için evine giden görevli olduğu bildiriliyor.

İngiltere Adalet Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da "Her hafta 2 bin kişiye elektronik kelepçe takılıyor. Bu tür olaylar son derece nadir oluyor." denildi.

8/14/2011

ingiltere'de büyük tartışma facebook.twitter kapatılsınmı kapatılmasınmı

İngiltere hükümeti dört gün boyunca ülkeyi kasıp kavuran yağma ve kundaklama olayları ardından kriz zamanlarında Twitter ve Facebook gibi sosyal iletişim ağlarını kapatıp kapatmamayı değerlendiriyor.
Başbakan David Cameron, istihbarat servisleri ve polisin, şiddet planlayanların iletişimlerinin engellenmesinin "doğru ve mümkün" olup olmadığını araştırdığını açıkladı. Olaylara katılanların Facebook, Twitter ve Blackberry mesajlarıyla haberleştikleri belirtiliyor. Ancak bazı örgütler, bu tür bir önlemin suça karışmamış kişilerin özgürlüklerini sınırlamak anlamına geleceğini söylüyor. İçişleri Bakanı Theresa May'in Facebook, Twitter ve Blackberry telefonlarının üreticisi RIM şirketinin temsilcileriyle, bu kuruluşların sosyal huzursuzluklar sırasındaki yükümlülükleri konusunda görüşmeler yaptığı belirtiliyor. Koalisyon hükümeti içinde sosyal medyanın engellenmesi seçeneği tartışılırken bazı milletvekillerinin bunun teknik açıdan uygulanabilirliği ve özgürlüklerin sınırlandırılması konusunda endişe belirttiği kaydediliyor. 'Mahkemeler karar vermeli' Open Rights Group adlı örgütten Jim Killock, dünya genelinde İngiltere'dekine benzer olayların sık sık özgürlükleri sınırlamak için bahane olarak kullanıldığını söyledi, "Text mesajları ve tweet'lerin şiddet kışkırtıcılığı yaptığına kim karar verecek? Birisinin isyan planladığını kim nasıl bilecek? Buna mahkemeler karar vermeli. Eğer mahkeme süreçleri dışlanırsa, polis ve özel şirketlerin istismarıyla karşı karşıya kalabiliriz." dedi. Killock, "Sosyal iletişim ağlarını kapamak, bireyleri güvenli iletişim hakkından mahrum etmek ve ifade özgürlüğüne değer veren bir toplumda ihtiyaç duyulan mahremiyete zarar vermektir. Başbakan küçük bir azınlığın yaptıklarıyla ilgili kaygılar nedeniyle temel haklara saldırmamalı" diye konuştu.