Dünya

Dünya
ömer dinçer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ömer dinçer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/23/2013

PKK Öğretmen kaçırıyor Mill Eğitim Bakanlığı Maaşlarını kesiyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran'ın sorusuna önceki Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in verdiği yanıt, PKK'nın Eylül 2011′de kaçırdığı 12 öğretmenden kadrolu olanların dışında kalanların maaşlarında işe gitmedikleri gerekçesiyle 150-240 TL arasında kesinti yapıldığını ve SGK primlerinin yatırılmadığını ortaya koydu.


Oran, PKK'nın kaçırdığı öğretmenlerin, rehin tutuldukları süre boyunca maaşlarında kesinti yapıldığı ve SGK primlerinin yatırılmadığı iddiasının gerçek olup olmadığının açıklanmasını istedi.


-BAKAN 14 AY SONRA DOĞRULADI-

Oran'ın, "Diyarbakır ve Elazığ'ın köylerinde görevli Ahmet Ürün, Mehmet Gözbaşı, Tekin Çakır, Talip Maçin, Remzi Savaş, Ümit Eşer, Tubay Yalçın, Merdal Aksoy, Gökhan Yıldız, Abdullah Karan, İrfan Sarıkaya ve İsmail Yücel isimli öğretmenlerin maaşlarında, PKK terör örgütü tarafından 2011 yılının Eylül ayında kaçırıldıkları gerekçesiyle maaş kesintisi yapılıp, primlerinin yatırılmadığı doğru mudur? Bu öğretmenlerimizin ailelerinin yaşadığı ikinci şoku gidermek için ne yapacaksınız? Söz konusu kesintiye imza atan yetkililer hakkında girişimde bulunacak mısınız?" şeklindeki sorularının, tam 14 ay sonra önceki Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer tarafından sözlü olarak TBMM Genel Kurulu'nda 8 Ocak 2013 tarihinde yapılan 49. Birleşimde yanıtlandığı ortaya çıktı.

-ÇALIŞMADI DİYE KESTİLER-

Görevden alınmasından hemen önce Milli Eğitim Bakanı olarak kürsüye çıkan Ömer Dinçer, Diyarbakır ve Elazığ valiliklerinden aldıkları yanıtları aktarmakla yetinirken, konuyu şöyle açıkladı:

"Görev başındayken terör örgütü tarafından kaçırılan öğretmenlerden kadrolu olanlarının maaşlarında herhangi bir kesintinin yapılmadığı, ücret karşılığı çalışan öğretmenlerin gelmedikleri günler için ise ek ders ücreti ödemesinin Millî Eğitim Bakanlığının Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararı'nın 25. maddesinde belirtilen 'Ek ders ücreti ödenebilmesi için, ek ders görevinin fiilen yapılmış olması, ek ders görevinden sayılan veya ek ders görevinin yapılmış sayılacağı haller bakımından ise bu kararda belirtilen koşulların oluşması şarttır' hükmü uyarınca mümkün olamadığı, kadrolu öğretmenlerin SGK primlerinde herhangi bir kesintinin yapılmadığı, ücret karşılığı çalışan öğretmenlerin ise çalıştıkları güne tekabül eden gün kadar SGK primlerinin ödendiği belirtilmektedir."

-"AİLEYE BİR DARBEDE MEB VURMUŞ OLMUYOR MU?"-

Bu yanıt üzerine CHP'li Oran yeni bir soru önergesi vererek, Milli Eğitim Bakanlığı'na gerekli mevzuat değişikliğini yapması gerektiğini şu şekilde dile getirdi:

"PKK'nın kaçırdığı öğretmenlerin hiçbir kusuru olmamalarına rağmen SGK primleri ve maaşlarının yatırılmamasıyla zaten mağdur edilen bu kesime bir darbede de siz vurmuş olmuyor musunuz? Bu uygulamanıza dayanak oluşturan Millî Eğitim Bakanlığının Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararı'nın 25. maddesini (Ek ders ücreti ödenebilmesi için, ek ders görevinin fiilen yapılmış olması, ek ders görevinden sayılan veya ek ders görevinin yapılmış sayılacağı haller bakımından ise bu kararda belirtilen koşulların oluşması şarttır) niçin değiştirmiyorsunuz?

Bir kamu görevlisinin hiçbir kusuru olmaksızın terör örgütü tarafından kaçırılması durumunda burada ağır kusur, kamu görevlisinin güvenliğini sağlayamayan kamu otoritesinin, güvenlik güçlerinin, kolluğun değil midir? Benzeri bir durumda kaçırılan bir öğretmenin ailesinin mağdur edilmemesi amacıyla bundan sonra maaşlarının ödenmesi için talimat verecek misiniz?" mynet

5/29/2010

güzel öldüklerini rahatlıkla söyleyebilirim

"Madenciler güzel öldü" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Zonguldak'da 30 madencinin can verdiği grizu faciasıyla ilgili bir yerel televizyonda tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu.

30 madenci can verdi

Henüz 2 madencinin cesedine ulaşılamazken, ölüm ocağından çıkarılan 28 cesetten 19- 20'sinde yanık ve ezilme olmadığını kaydeden Bakan Dinçer, “Güzel öldüler. O konuda ben acı çekmediklerini ve fizik olarak da güzel öldüklerini buradan rahatlıkla söyleyebilirim” dedi.
Ölen işçilerin ağızlarını ıslak mendille kapattıkları bilgisinin doğru olduğunu söyleyen Bakan Dinçer, “Orada maskeler bulundu. Ama o sırada işçilerimizin üzerinde değildi, o esnada maskelerini kullanmıyorlardı. Çünkü gaz değerleri normalleşmeye başlamıştı” diye konuştu. Geçen perşembe akşamı Zonguldak'ta yerel yayın yapan 67 TV’deki ‘Analiz Özel’ programına konuk olan Bakan Ömer Dinçer, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü’ne ait maden ocağında 17 Mayıs'ta meydana gelen grizu faciası ve sonrasında yaşananları değerlendirdi. Patlamanın çok büyük olduğunu vurgulayan Bakan Dinçer, “O patlamadan kaynaklanan şok, galeriye ve asansöre zarar vermiş. Asansör patlamadan dolayı ancak eksi 460 katına kadar inebiliyor. Patlamadan dolayı meydana gelen hasarla ilgili fotoğraflar ileride kamuoyuyla paylaşılacak. Yeraltındaki tahribat, kurtarma çalışmalarını da olumsuz etkiledi. Kurtarma ekipleri, çok büyük risk alarak Karadon’da kurtarma çalışması yaptı” dedi.

Hepsi huzur içindeler

“GÜZEL ÖLDÜLER”

Programın sunucusu Harun Ersoy'un, ‘Cesetlere bakıldığında yanma, parçalanma var mıydı?’ sorusu üzerine Bakan Dinçer, “İlk 19- 20 cesedimizde bahsettiğiniz türden herhangi bir şey yoktu. Güzel öldüler. O konuda ben acı çekmediklerini ve fizik olarak da güzel öldüklerini buradan rahatlıkla söyleyebilirim” yanıtını verdi.

Diğer 8 cesette de göçük altında kalmadıkları için ezilmenin sözkonusu olmadığını anlatan Bakan Dinçer, “8 işçimizde hafif yanıklar vardı. Kimlik tespitinde bazı sorunlar yaşayacağımız kadar bir sorun vardı. Ama diğerleri gayet iyiydi. Nitekim ilk çıkardığımız 20 kişinin kimlik tespitinde sorun çıkmadı. Diğerleriyle ilgili DNA testine başvurmak zorunda kaldık. Bütün işçilerimizi ailelerine teslim ettik. Hepsi defnedildi. Hepsi huzur içindeler” dedi.
Bakan Dinçer, ölen 30 madenciden 2'sine henüz ulaşamadıklarını söylerken, “Göçük altında olduklarını tahmin ediyoruz. Onlara da ulaşabilmek için çaba harcıyoruz” diye konuştu.

GAZ MASKESİ VE ISLAK MENDİL

Grizu faciası sırasında gaz maskesi bulunup bulunmadığı sorulunca da Bakan Ömer Dinçer, “Orada maskeler bulundu. Ama o sırada işçilerimizin üzerinde değildi. Tahminimize göre patlamanın etkisiyle savrulmuştu, birçok şey bildiğiniz gibi. Bildiğim kadarıyla maske vardı diye tahmin ediyoruz” dedi.
Ölen madencilerin ağızlarını ıslak mendille kapatıkları hatırlatılınca da Bakan Dinçer, “Evet bu bilgi doğru. O esnada arkadalarımız maskelerini kullanmıyordu. Çünkü gaz değerleri normalleşmeye başlamıştı. Ama o maskelerin olmadığı anlamına gelmiyor” diye konuştu.
Patlamanın acemi işçilerden dolayı yaşanmadığını vurgulayan Bakan Dinçer, “Ölenlerin içinde TTK’dan emekli 5 kişi var. Yine bunların dışında 5-6 yıldır çalışanlar var. En az çalışanların 261, 712, 836 ve 908 günlük ödenmiş primleri var” dedi.

KAZANIN NEDENİ TESPİT EDİLMEDİ

Kazanın neden kaynaklandığının tespitinin henüz yapılmadığını ifade eden Bakan Dinçer, yerin 540 metre altındaki 2 işçiye ulaşmak için göçük açma çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Patlamanın hemen öncesinde saat 13.03’te ocakta metan gazı tespit edildiğini vurgulayan Bakan Dinçer, “Saat 13.24’te gaz normal değere düşmeye başlıyor. Fakat 13.28’de patlama meydana gelmiş. Gaz ölçümlerinin hepsi bilgisayar kayıtlarında var. Patlamadan sonra da gaz değerleri yüksekti” diye konuştu.

SENDİKALAR TAŞERONLUK SİSTEMİNE KARŞI

Türkiye’de iş kazalarıyla ilgili ulusal bir sorun bulunduğunu kaydeden Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı Ömer Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Önce teşhisi doğru koymak lazım. Özellikle muhalefet edenler sorunu genelliyor. Şunu söylerseniz insanları yanlış bilgilendirirsiniz; ‘Burayı taşerona verdiniz, kaza oldu.’ Bu kesinlikle yanlış bir tespittir. Türkiye’de sendikalar, özel sektörde örgütlenemedikleri için taşeronluk sistemine karşı çıkıyor. 5 yılı aşkın süredir galeri açma işini taşeron yapmaktaydı. Kuyu açma işi bile taşerona verilmişti.

ÖZEL SEKTÖRDE DAHA AZ KAZA OLUYOR

Özel sektörde meydana gelen kazaların kamudan daha düşük olduğu görüşünü savunan Bakan Dinçer, önlem alınması konusunda sadece bakanlığın sorumlu olmadığını da söyledi. Bakan Dinçer, “Sadece bakanlığımız sorumlu olamaz. Meslek odaları ne iş yapıyor. Sendika, sadece işverenlerle ücret pazarlığı yapmamalı. Kamu da bu iş üzerinden siyaset yapmamalı. Konuyla ilgili bütün aktörler sorumluluk almalı. Ben koordinasyon konusunda üzerime düşeni yapmaya hazırım” diye konuştu.
İş güvenliği uzmanlarını yeterince yetiştiremediklerini de belirten Bakan Dinçer, “Ben bakan olduktan sonra iş güvenliği uzmanı yetiştirmek için yönetmelik çıkardım. Üniversitelerde iş güvenliğiyle ilgili eğitim verilmesi için. Bize Türk Tabipler Birliği karşı çıktı. Mahkemeye verdiler, karşımıza yargı çıktı, ‘yapamazsınız’ dediler. Gerekçe ise statükoyu korumakla alakalı. Aslında bu tavır ideolojiktir”