Dünya

Dünya
Çinliler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çinliler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1/16/2013

Çinlileri çalıştırıp havadan altı sıfırlı maaş alan uyanık amerikalı

40'lı yaşlarındaki yazılımcının iş günlerinde çalışmak yerine internette sörf yaptığı, YouTube videoları izlediği, sosyal paylaşım ve alışveriş sitelerinde gezindiği sanılıyor.

Belirlendiğine göre, yazılımcı altı sıfırlı maaşının yaklaşık beşte birini, kendi işini yapması için Şinyang kentindeki bir şirkete veriyordu.

Dolandırıcılık, altyapı şirketinin 'sanal özel ağ' (VPN) üzerinde anormal yoğunluk görülmesi nedeniyle telekomünikasyon devi Verizon'dan denetim yapmasını istemesiyle ortaya çıktı.
VPN açığı

Çalışanın iş istasyonu ile Şinyang kenti arasında açık ve aktif bir VPN bağlantısı olduğunu tespit eden şirket, Çin'e gizli bilgilerin sızdırılması için kötü amaçlı bir yazılım bulunduğundan şüpheleniyordu.

Verizon yetkilisi Andrew Valentine, şirketin uzaktan çalışmayı teşvik etmek için iki yıldır standart bir VPN kullandığını belirtti.

Verizon risk ekibi, VPN bağlantısının, söz konusu çalışanın kimlik bilgileri aracılığıyla kurulduğunu belirledi.

Çalışanın bilgisayarında yapılan incelemede, Çin'deki şirket adına kesilmiş yüzlerce faturaya rastlandı.

Valentine, "kendi halinde ve sessiz" diye tanınan ve çeşitli programlama dilleri bilen çalışanın, "kendi işini yaptırmak için Çinli firmaya altı sıfırlı maaşının beşte birinden azını harcadığını" söyledi.

Valentine'ın anlattığına göre, söz konusu çalışan, RSA şifreleme aygıtını acele posta hizmetiyle Çin'e gönderiyordu. Böylece, onun kimlik bilgileriyle erişim sağlayan Çinli firma çalışanları onu sabah dokuzdan akşam beşe kadar çalışıyormuş gibi gösteriyordu.

Dolandırıcı 'çalışanın' benzer yöntemi birçok şirkette uyguladığını belirten Valentine, "Senede yüz binlerce dolar kazanıp Çinli danışmanlık şirketine sadece yıllık yaklaşık 50 bin dolar ödüyordu" dedi.

Söz konusu kişinin şirketle ilişiği kesildi. bbc türkçe

6/20/2011

çinliler taklitte sınır tanımıyor avusturyadaki köyün tıpa tıp aynısını inşaa ediyor

Independent gazetesi Avusturya'da bir köyün sakinlerini şaşkınlığa sürükleyen bir Çin projesini sayfalarına taşıyor.
Avusturya'nın ahşap evleri, tarihi kiliseleri ve nefes kesen manzaralarıyla meşhur Hallstatt köyünün turist panosunda şu sözler yazılı: Bir çokları burayı dünyanın bir gölün kenarındaki en güzel köyü olarak anıyor.


Gazete bu görüşe herhalde Çinliler kadar katılan başka bir millet olamayacağını, çünkü bir inşaat şirketinin, ülkenin güneyindeki Guangdong eyaletinde bu köyün tıpa tıp aynısını inşa etmeye başladığını yazıyor.

Independent'ın aktardığına göre kopyalanan köyün reklamında, "kalabalık olmayan üstelik üst düzey ve kaliteli bu yerleşim yerinin dağ ve göl manzarası da bulunduğu" söyleniyor.

Unesco'nun dünya mirası listesinde bulunan Hallstatt'ın 800 sakini ise haber karşısında şoka uğramış.

Halkı en çok şaşırtan da, Çinli bir ekibin yıllardır köyde ölçüm yapıp fotoğraflar çekip kendilerini inceliyor olması ve kimsenin bunu farketmemesi.

400 yıllık bir hanın sahibi Monika Wenger, olaydan Çinli bir müşterisinin pazaryerine ilişkin çizimlerini kendisine göstermesi üzerine haberdar olduklarını anlatıyor. Wenger, " olaylar 'Biri Bizi Gözetliyor'u hatırlatıyor, doğrudan yaklaşılmış olmasını tercih ederdim" diyor.

Belediye başkanı, Unesco'ya Guangdong projesiyle ilgili olarak şikayette bulunmuş. Avusturyalı yetkililer şimdi Çin'in kopya köy planlarına nasıl bir karşılık vermeleri gerektiğini görüşüyor.

Çin'de ise Avrupa'daki köy ve kasabaların kopyalanması yaygın olmasının yanı sıra hayli büyük bir pazar.

2005'te tamamlanan Chengdu, İngiltere'nin Dorchester kenti model alınarak inşa edilmiş.
bbc türkçe

4/09/2011

çinliler mezar ziyaretlerinde ölülerine yiyecek içecek ve para götürüyorlar

Kamil Erdoğdu

Pekin

Yıllar önce Çinli bir arkadaşımın cenazesine katılmıştım. Resmi kıyafetler içinde sıraya girmiş ve giysileriyle açık bir tabuta konmuş naaşın önünde teker teker saygı duruşunda bulunmuştuk.

Ancak Çin’deki cenaze adetleriyle ilgili en çarpıcı farkı, törenden birkaç saat sonra, eşinin elinde, ölen arkadaşımın küllerinin bulunduğu kutuyu gördüğümde hissetmiştim.

Çin’de hafta sonlarıyla birleştirilen ve "altın hafta" adı verilen resmi tatiller turizmin canlandığı günlerdir. Son yıllarda ölülerin anıldığı Qingming Günü de resmi tatiller arasına alındı.

2500 yıllık geçmişe sahip bu geleneksel günde Çinliler, bu yıl da diğer tatillerdeki gibi turistik yerlere değil, mezarlıklara akın etti.

Mezar süpürme günü olarak da adlandırılan Qingming Günü’nde Çinliler, büyüklerinin mezarlarını ziyaret ederek, mezara yiyecek, içecek ve ''öbür dünyada kullanmaları para'' koyuyor.

Söz konusu ''para'', mezarlık ziyaretleri için özel olarak basılan, para süsü verilmiş kağıt banknotlardan oluşuyor. Qingming Günü’nde Pekin’in sokaklarında geç saatlere kadar bu özel paralardan yakanları görmek mümkündü.

Küllerinin gömülü olduğu mezarların başında ölmüş yakınlarıyla dertleşenler, hatta annesini veya babasını şikayet edenler bile vardı.
Modern zamanlar

Ancak son yıllarda mezarlıklara gidemediklerinden ölülerini bilgisayar başında ananların sayısı arttı.

Bu kişiler internet ortamında kurulan mezarlıkları ziyaret ederek, sanal olarak çiçek koyuyorlar, müzik çalıyorlar, mum yakıyorlar ve duygularını ifade eden sözler yazıyorlar.

İnternette ölülerini ananlar özel olarak açılan sayfalara aile büyüklerinin fotoğraflarını ve video görüntülerini yüklüyorlar ve aile ağacı oluşturuyorlar.

Pekin'deki Babaoshan Mezarlığı İdaresi tarafından kurulan internet sitesi üzerinden de, yakınların mezarına koyulması için çiçek, şarap veya mum siparişi verilebiliyor.
Kedi ve köpek mezarlıkları

Çinliler, Qingming Günü dolayısıyla ölülerini anarken, kedi ve köpeklerini de unutmuyor.

Son Qingming Günü’nde ziyaret edilen yerler arasında, başkent Pekin'in merkezine bir saat uzaklıktaki Baifu köpek ve kedi mezarlığı da vardı. Buraya gelenler kedi ve köpeklerinin mezarına çiçek, yiyecek, içecek bıraktı.

Mezarların çoğunda ölen hayvanların fotoğraflarının yanında adları, doğum ve ölüm tarihleri ile sahiplerinin duyguları yazılı.

Mezarlardan birinde, ''Yaşamın çok kısa olmasına rağmen, çok güzeldi. Seni her zaman seveceğiz'' yazıyordu. Mezarlıkta sohbet ettiğim ziyaretçiler hayvanları için, ''oğlum, kızım, kızımın ablası'' gibi ifadeler kullanıyorlardı. Ziyaretçiler, yaşlı gözlerle mezarlıkları temizliyor veya görevlilere temizletiyordu.

2000 yılında açılan Baifu kedi ve köpek mezarlığında şu anda 2000 kadar mezar var. Yaklaşık 8 hektar genişliğindeki alanın sahibi Chen Shaochun, bu mezarlığı açma kararını, ölen bir köpeğin çöplüğe atıldığını gördüğünde aldığını belirtti.

Chen, basında yer alan açıklamalarında, ''Bu sağlık açısından risk olmanın yanısıra, hayvanlara karşı yapılan bir saygısızlık. Hayvanların bedenleri buradaki ağaçların büyümesine yardımcı olduğu gibi, sahiplerine onları hatırlama fırsatı veriyor'' ifadelerini kullandı.
1 Milyon aile kedi ya da köpek besliyor

Baifu mezarlığında, hemen hemen her hafta sonu hayvan gömme töreni yapılıyor.

2007 yılı verilerine göre, başkent Pekin'de kayıtlı 600 binden fazla köpek ve 500 bin kedi bulunuyor. Bu, en az bir milyon ailenin kedi veya köpek beslediği anlamına geliyor.

Bu hayvanların yıllık ölüm oranı ise yüze 8, yani yılda 100 bin kadar kedi ve köpek ölüyor. Pekin'de 20’den fazla kedi ve köpek mezarlığı var.

Baifu mezarlığındaki yerlerin fiyatları 1000 ile 2000 yuan yani yaklaşık 150 ile 300 dolar arasında değişiyor.

Bir aile "Beyaz Beyaz" demek olan ''Bai Bai'' adlı kedileri için daha geniş bir yer alarak 1000 dolardan fazla para ödemiş. Mezara suni çim ekmişler ve çiçeklerle donatmışlar. Mezarlığın sahibi Chen, buraya maymun, ördek, tavşan, balık, hatta yılan bile gömüldüğünü söyledi.

Baifu mezarlığına birlikte gittiğim gazeteci arkadaşım dönerken, "Çinli deyince yabancıların çoğunun aklına hemen kedi ve köpek yedikleri geliyor; buraya gelseler ne düşünürlerdi acaba?" diye konuştu.
bbc türkçe izlenimler

4/01/2011

çinliler almanlardan aldıkları hurda avroları birleştirip almanlara geri satmışlar

avro
Çinlilerin inanılmaz vurgunu Alman polisini şaşkına çevirdi.
Der Spiegel'de yayınlanan habere göre, Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) her yıl yıpranan bozuk paraları piyasadan topluyor. Çoğu 1 ve 2 avro olan bu paralar ortası çıkarıldıktan sonra hurda metal olarak satılıyor.
Alman Merkez Bankası'nın sattığı hurda metalleri her yıl bir Çin şirketi satın alıyor.
İşte skandal da bu noktada başlıyor.
Bu Çinli şirket, kurduğu düzenekle, ortaları çıkarılmış avroları yeniden birleştiriyor. Çoğu zaman Almanya Havayolu Lufthansa çalışanlarını kullanarak ülkeye sokuyor ve Almanya Merkez Bankası'na bu paraları eskimiş avro gibi verip, karşılığında ekstra bir bedel ödemeden kağıt avro alıyor.
Çinli grup bu sistemle 2007-2010 yılları arasında tam 29 ton hurda parayı, Alman Merkez Bankası Bundesbank'a geri satmayı başarmış. Karşılığında aldıkları para ise tam 6 milyon avro...
Olayın ortaya çıkmasının ardından 6 kişi tutuklandı.
Tutuklananlardan 4'ünün Lufthansa Havayollarında çalıştığı belirlendi.
Paranın ülkeye sokulmasında havayolu çalışanlarının kullanılmasının nedeni ise oldukça basit. Almanya'da havayolu personelinin ülkeye sokacakları bagaj miktarında herhangi bir sınırlama yok.
Olayla ilgili olarak bazı gümrük çalışanları ve Alman Merkez Bankası görevlileri hakkında da soruşturma başlatıldı.
trt türk

2/13/2011

fransa'da trüf mantarı toplamak için yapılan zorlu mücadeleler

Lalbenque, Fransa'nın güney batısında orta çağ mimarisini halen koruyan, güzel, sevimli bir köy. Salı günleri, burada pazar kuruluyor. Öğleden sonra uğradığımda, sokaklara telaşlı bir heyecan hakimdi.

Ana caddede, ellerindeki sepetleri sıkı sıkı tutan, bir yandan da etrafa kuşkulu bakışlar atan, yaşlıca kadınlar, erkekler var. Sepetlerine bu kadar sahip çıkmaları boşuna değil. Ne de olsa içlerinde bir hazine saklı. Sepetlerde, buralarda ''kara elmas'' diye adlandırılan, trüf mantarlarından var.

Fransa'nın bu yöresinde, havanın ve toprağın koşulları, kara renkli trüf mantarı yetiştirmek için bire bir. Meşe ağaçlarının dibinde, toprağın hemen altında büyüyorlar. Eğer şanlıysanız, patates büyüklüğünde trüf mantarlarıyla karşılaşmanız olası.

Lalbenque pazarında haftada bir, trüf mantarları görücüye çıkıyor. Damağına düşkün koca bir ordu insan, köyün pazarına çevre yerlerden akın edip, bir iki tane trüf mantarı satın almaya geliyor. Genellikle, mantarı omletin üzerine rendeliyorlar.
Kilosu 1500 dolar

Toptan alış verişe gelenler de var. Fransa'nın dört bir köşesindeki seçkin lokantlara trüf mantarı satan tüccarlar bunlar. Bir kilo trüf mantarına, 1500 dolara yakın para ödemeye hazır kişilerden bahsediyoruz.

Bazı aşçılar bizzat kalkıp kendileri geliyor. Trüf mantarlarını hamarat ellerinde koklaya koklaya seçiyorlar. Michelin yıldızlı bir lokantası olan Alexis Pelissou gibi. Köyün pazarında sanki bir rock yıldızı gibi karşılanan, ve öyle de dolaşan Alexis Pelissou, her hafta bir kese kağıdı dolusu mantar alıp gidiyor. Bu kara elmasları, ince ince kıydıktan sonra, kaz ciğerinin üzerine serpiştiriyormuş.

Saat 2.30 oldu mu, bir düdük çalıyor. Tüccarların alışverişe başlayacakları saat geldi demek. Turist grupları yerlerini alıp kameralarını hazır ediyor. Ve 20 dakika içinde, trüf mantarları kapış kapış satılmış oluyor. Bir hafta sonra, aynı heyecan tekrar edene dek.

Yerel radyo ve televizyonların muhabirlerinin de takip ettiği bir borsa bu. Trüf mantarının en son ne kadardan el değiştirdiğini heyecan içinde bildiriyorlar. Sanki Wall Street sanırsınız. Fiyatlar indi mi, çıktı mı? Toplam kaç kilo kara elmas el değiştirdi? Geçen haftaya kıyasla kalitede bir düşüş mü var? Piyasa analizleri gırla gidiyor. Ve maalesef bu yıl, hem kalitede, hem de miktarda, kesin bir düşüş var.
Hırsızlık artıyor

Trüf mantarı, köpeklerin koku alma yeteneğiyle avlanıyor. Köyün mantarcılarından Guy Dehler örneğin, evinin çevresindeki meşe ağaçlarının dibinde, köpeği Matrix'ten yardım alıyor. ''Bu yıl hasat çok kötü'', diyor. ''Yazın yağışlar azdı; Aralık sonunda yaşanan don olayı işe iyice tuz biber ekti.''

Yöredeki çiftçilerin çoğunun zar zor geçindiğini anlatan Guy Dehler, trüf mantarlarının şanslıysalar kapılarını çalan bir ikramiye olduğunu söylüyor. Nakit para el değiştirdiğinden, vergi dairesini de kazançlarına ortak etmiyorlar.

Ama tek sorun iklime bağlı değil. Köyün çevresindeki trüf mantarlarına dadanan hırsızlar da var. Bu kıymetli mantarı başkalarının arazisinde gizlice arayanlar yeni bir şey değil. Fakat son zamanlarda iş çığrından çıkmaya başlamış. Hatta geçen Noel, güney Fransa'nın bir başka beldesinde, bir çiftçi, mantar hırsızı olmakla suçladığı bir adamı tüfekle vurarak öldürdü.

Lalbenque köyünde henüz mantar kavgaları kana bulanmamış. Fakat jandarma gene de artık daha sık devriye geziyor. Dağ bisikletlerine binen jandarma erleri, ormanlarla kaplı tepeleri, bayırları geziniyor. Aynı zamanda salı günleri pazar yerindeki kalabalığı da dikkatlice kontrol ediyorlar.

Jandarmanın başındaki Gerard Catala, trüf mantarı avlamanın uzmanlık ve tecrübe gerektiren, zor bir iş olduğunu söylüyor. Sokaktan geçen herhangi birinin mantar hırsızı olması kolay değil. Dolayısıyla hırsızlığın genellikle birbirinin mantarını aşırmaya gelen çiftçiler arasında yaşandığını belirtiyor.

Hatta, koku alma becerisiyle nam salmış köpeklerin peşine düşüp çalan çeteler bile çıkmış ortaya.

Alain Ambialet, yerel trüf mantarı çiftçilerinin kurduğu sendikanın başındaki kişi. Hırsızlık vakalarının çoğunlukla gündüz vakti, örneğin bir cenaze kaldırılırken meydana geldiğini anlatıyor. Bütün köyün kiliseye doluştuğu vakitlerde, hırsızlar boş arazilere atlıyorlar.
Çin mantarı

Fakat hava koşulları ve hırsızlar yetmiyorsa, Fransız çiftçilerin bir derdi daha var. Üstelik baş etmeleri çok zor: Küreselleşme!

Çin'den gelen trüf mantarları, normal fiyatın onda birine satılabiliyor. Fransız çiftçilere soracak olursanız, Çin malı mantarların ne kokusu aynı, ne de tadı. Hükümete yaptıkları çağrıda, Çin'den ithal edilen mantarlara karşı daha iyi tedbir alınmasını, ve etiketlemeye dikkat edilmesini istiyorlar.

Çin malı trüf mantarını sepetine koyup yerel mamülmüş gibi satmaya çalışan Fransız çiftçiler de yok değil ama... Kısa yoldan kar etmeye çalışan bu kişilere karşı artık Lalbenk köyünde mantar pazarı açılmadan önce sepetler gözden geçiriliyor. Fransız trüf manarı söylendiğine göre daha koyu renkte, ve dokusu farklı.

Son olarak, bu piyasanın bel kemiğini oluşturan köpekleri de unutmayalım. Sadece Fransız çiftçiler değil, yanlarındaki köpekler de bu günlerde bedbin. Mantar avcısı köpekler, yerin altında buldukları her trüf mantarı karşılığında tatlı bir yiyecekle ödüllendiriliyor. Eh, ne kadar az trüf mantarı varsa, köpeklerin midesi de o kadar az bayram ediyor....
bbc türkçe yaşam

11/26/2010

yapılan dna testinde çinlilerin romalılarla bağlantıları olma ihtimali var


Bilim insanları, Çin’in ücra köşelerindeki köylerde yaşayan insanlara uyguladıkları DNA testinde, çok şaşırtıcı sonuçlar elde etti.

DNA testinin sonuçları, Çin’in kuzey batısında bulunan Gobi Çölü'nün kenarında bulunan Liqian köyünde yaşayan Çinlilerin yüzde 56’sının Kafkasya kökenli olduğunu ortaya koydu. Köylülerin birçoğu mavi veya yeşil gözlü; uzun burunlu ve hatta sarı saçlara sahip. Bu özellikleri, köyün Avrupa köklerine sahip olduğu söylentilerini güçlendiriyor.