Dünya

Dünya
Amerika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Amerika etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/01/2017

Kuzey Kore ile savaşta milyonlarca kişi ölebilir

savaşta milyonlarca kişi ölebilir

Kuzey Kore'nin nükleer programına son vermemesi halinde milyonlarca kişi ölebilir açıklama Amerikan başkanı Donald Trump'tan geldi Dünya yeni bir felaketin eşiğine adım adım adım yaklaşıyor gibi

Donald Trump Amerikan CBS televizyonuna verdiği mülakatta başkanlığının ilk 100 gününün değerlendiren Trump, Kuzey Kore'nin nükleer denemelerini sürdürmesinin ülkesini 'çok da mutlu etmeyeceğini' söyledi.

Donald Trump, 'Bunun bir askeri müdahale anlamına mı geleceği' sorusuna, "Bilmiyorum. Göreceğiz" yanıtını verdi.

Mülakat sırasında Trump'a, seçim kampanyasına vaat ettiği gibi Çin'i "kur manipülatörü" olarak nitelendirip niterlendirmeyeceği de soruldu.

Donald Tump'ın bu soruya cevabı, "Seçildiğim anda bunu yapmayı durdurdular" oldu.

ABD Başkanı, daha sonra sarfettiği sözlerle de özellikle Kuzey Kore konusında Çin ile işbirliğine önem verdiğini ve bu işbirliğini tehlikeye atmak istemediğini vurguladı:

"Kuzey Kore belki de ticaretten daha önemli bir konu. Evet, ticaret önemli. Ama büyük bir savaşta belki de milyonlarca kişi ölsün mü? Bu durum ticareti gölgede bırakıyor."

Trump, Kuzey Kore'yi dizginlemeye yönelik girişimleri "bir satranç müsabakasına" benzetti, Çin'in Kuzey Kore'yi, nükleer silah sahibi olma arzusundan vazgeçmeye ikna etmesini umduğunu söyledi.

savaşta milyonlarca kişi ölebilir

Donald Trump: Kim Jong-Un çok uyanık biri


Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, CBS televizyonuna verdiği mülakatta Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un'u da "çok uyanık biri" olarak nitelendirdi.

Kim Jong-Un'un çok genç bir yaşta ülkesini yönetmeye başladığına dikkat çeken Trump, Kuzey Kore'nin mutlaka durdurulması gerektiğinin altını çizdi.

Kuzey Kore, Cumartesi sabahı son bir hafta içinde ikinci kez başarısız bir balistik füze denemesi gerçekleştirmişti.

Amerikan ordusu Pasifik Komutanlığı (PACOM) Sözcüsü Dave Benham, füzenin Kuzey Kore sınırlarını aşamadığını söylemişti.

Daha önce ise Kuzey Kore ordusu, kuruluşunun 85'inci yıldönümünü kutlamaları kapsamında uzun menzilli top atışı talimi yapmış, Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgeye gönderdiği USS Michigan denizaltısı ise Güney Kore'nin güneydoğusundaki Busan Limanı'na demirlemişti. KAYNAK: BBC Türkçe

4/13/2017

Youtube'da araba sürmeyi öğrenen 8 yaşındaki çocuk McDonald'sa çizburger yemeye gitti

Amerika Birleşik Devletleri'nde Ohio eyaletinde 8 yaşındaki bir çocuk, YouTube vidolarından araba sürmeyi öğrendikten sonra, küçük kızkardeşiyle birlikte araçlara servis yapılan bir McDonald's restoranına güvenli bir şekilde gitmeyi başardı. ve karnını bir güzel doyurdu

8 yaşındaki çocuk McDonald'sa çizburger yemeye gitti
Ohio Morning Journal gazetesinin haberine göre olay, restorandan bir çocuğun araba sürdüğünü bildiren ihbar telefonu açılmasıyla ortaya çıktı.

McDonald's restoranının personeli ise küçük çocuğun arabayla gelişini kendilerine yapılan bir şaka sandı.

Görgü tanıkları, çocuğun bütün trafik kurallarına uyduğunu söyledi.

Polis memuru Jacob Koehler, "Yolda hiçbir şeye çarpmadı. Gerçeküstü bir şey" dedi.

2,4 kilometre boyunca araç kullandı

Çocuğun polise, araba sürmeyi YoTube videoları izleyerek öğrendiğini söylediği belirtildi.

Koehler ayrıca çocuğun aracı 2,4 kilometre boyunca süren çocuğun dört kavşak, bir hemzemin geçit boyunca sürdüğünü ve bir iki kez de dönüş yaptığını belirti.

Çocuğun ve kızkardeşinin, anne ve babaları uyurken arabanın anahtarını almaya karar verdikleri ifade edildi.

Çocukların ayrıca, restoranda ailelerinin gelmesini beklerken çizburger ve tavuk yedikleri belirtildi. KAYNAK: BBC Türkçe

2/07/2017

Başkanlık ile Yönetilen Amerika'da Kuvvetler Ayrılığı Nasıl işliyor

Amerika'nın çiçeği burnunda yeni başkanı Donald Trump yedi Müslüman ülkeye seyahat yasağı koydu ancak Federal Yargıç tarafından bu karar durduruldu peki Amerika Birleşik Devletleri'n de Kuvvetler ayrılığı nasıl işliyor BBC Türkçe'nin haberi

Nasıl işliyor

Amerika'nın yönetiminde kuvvetler ayrılığı ilkesi kritik öneme sahip.


Ülkenin anayasası kıymetli bir denge ve denetleme mekanizmasıyla yasama, yürütme ve yargının birbiri üzerinde dengeli bir otorite sahibi olmasını sağlıyor.

Federal hükümetin kuvvetleri üçe ayrılıyor:

Yürütme, Başkan ve kabinesinden oluşuyor.

Yasamayı Kongre, yani Temsilciler Meclisi ve Senato oluşturuyor.

Ve üçüncü kuvvet olarak da yargı bulunuyor.

Bu model genellikle iyi bir şekilde işliyor ve üç kuvvet de birbiriyle uyumlu çalışıyor.

Fakat Başkan'ın diğer kuvvetlerden biriyle çatışmaya girdiği durumlarda bir siyasi çıkmaz yaşanmasından endişeleniliyor.
Nasıl işliyor
Beyaz Saray
Özellikle Donald Trump'ın yargıcın yetkisini sorgulamasından sonra bu durumunun çözülemeyen bir anayasa krizine dönüşmesi ihtimali bulunuyor.

Demokrat Parti'den, Senato Yargı Komisyonu üyesi Patrick Leahy, "Başkan'ın hukukun üstünlüğüne olan düşmanlığı yalnızca utanç verici değil, aynı zamanda da tehlikeli" diyor ve ekliyor:

"Niyeti bir anayasa krizi tetiklemek gibi duruyor".

Nasıl işliyor
Federal Yargıç James Robart

Amerika'da Bir yargıç, Başkan'a denk olabilir mi?


Başkan Donald Trump'ın seyahat yasağını iptal eden yargıç gibi ABD'de 700 civarında federal yargıç bulunuyor.

Eyalet yargıçlarının aksine, bu yargıçlar Yüksek Mahkeme ve Temyiz Mahkemesi ile birlikte federal yargı sisteminin bir parçası.

94 ayrı Federal Bölge Mahkemesi'nde görev yapan bu yargıçlar ABD yasalarının, uluslararası anlaşmaların ve kamu görevlilerinin eylemlerinin değerlendirmelerini yapıyor.

Bu yargıçların yetkileri ise Yüksek Mahkeme'den geliyor.

Nasıl işliyor
Yüksek Mahkeme
Fakat yargıçların bu konularda yorum yapması için önce birilerinin bunu talep etmesi, yani bir uygulamaya karşı dava açması gerekiyor.

Yasama ve yürütme kuvvetleri yasa yapıp yasaların işlemesini sağlarken yargı, yalnızca bir anlaşmazlık olduğunda devreye giriyor.

Buradaki olay da bu - başkanlık kararnamesi yasayla aynı güce sahiptir, tıpkı diğer yasalar gibi denetlenir ve iptal edilebilir.

Mahkemeler bu yetkilerini daha önce defalarca kullandı.

Barack Obama da 2015'te belgesiz göçmenler lehine bir başkanlık kararnamesi çıkarmak istediğinde aynı engelle karşılaşmıştı. George W. Bush ise Guantanamo'daki tutuklularla ilgili kararnamesinde aynı sorunu yaşamıştı.

Trump neden bu yargıçları görevden almıyor?

ABD'de federal yargıçların göreve başlaması başkanın ataması ve Senato'nun onayıyla gerçekleşir.

Örneğin Donald Trump'ın Twitter'da "sözde yargıç" dediği yargıç James Robart, 2004 yılında George W. Bush tarafından göreve atanmıştı.

Fakat Donald Trump'ın yargıçları görevden alma yetkisi yok.

Çünkü ABD'nin kurucuları, yargıyı dış etkilerden korumak için başkanlara böyle bir yetki vermedi.

Bir federal yargıcı yalnızca Kongre görevden alabilir. Bunun için hem Temsilciler Meclisi'nin hem de Senato'nun onayı gerekiyor.

ABD'de bir federal yargıcı görevden almak ile bir başkanı görevden almak aynı şekilde gerçekleşiyor.

Yargıçlara yönelik bu koruma çok net.

ABD'nin yüzlerce yıllık tarihinde yalnızca 8 federal yargıç bu şekilde görevden alındı.

Bu yüzden federal yargıçlar istedikleri sürece görev yapar, görevleri genellikle emekli olmak istediklerinde veya öldüklerinde sonlanır.

Yani şu anda ABD'deki üç ana kuvvetten ikisi birbiriyle çatışma içinde ve ikisinin de birbirini görevden alma yetkisi yok.

Peki ya Yüksek Mahkeme?

Yüksek Mahkeme, adının da ima ettiği üzere, yargı alanındaki en yüksek otoritedir.

Bu vakada da hükümetin Federal Yargıç Robart'ın verdiği kararı Yüksek Mahkeme'de temyiz etme seçeneği bulunuyor.

Fakat tüm diğer mahkemeler gibi Yüksek Mahkeme de dış etkilerden korunuyor.

Dokuz sandalyeli mahkemede şu anda sekiz yargıç bulunuyor.

Bunların dördü bir Cumhuriyetçi başkan, dördü de bir Demokrat başkan döneminde atandı.

Şu an boş duran sandalyede ise Donald Trump'ın atayacağı bir aday yer alacak. Bu durum mahkemedeki güç dengesini değiştirecek.

Diğer kuvvet olan yasamanın durumu nedir?

Kongre, Başkan ile yargı arasındaki çıkmazları çözebilecek yegâne kuvvet konumunda.

Bunu başkanın kararnamesini iptal eden bir yasa çıkararak yapabileceği gibi başkanı veya yargıcı görevden alarak da yapabilir.

Kongre'de Başkan Donald Trump'ın adayı olduğu Cumhuriyetçi Parti'nin çoğunlukta olması, Trump'ın görevden alınması ihtimalini azaltıyor.

Öte yandan ABD'de yargının bağımsızlığı o kadar önemli ki, Kongre'nin başkanın yanında yer alarak yargıçlara saldırması sert bir hamle olur.

Yine de, üç kuvvetten ikisi birbiriyle çatışırken buna son verme görevi Kongre için kaçınılmaz olabilir - tabii Trump kararnamesini geri çekmezse...

Önceki başkanlar, yargıdan gelen bir itirazla karşılaştıklarında geri adım atarlardı.

Bu nedenle Trump'ın da kararnamesini geri çekmesi en sağduyulu hamle olacaktır.

Fakat Trump "Bir yargıcın ülkemizi böylesi bir tehlikeye atmasına inanamıyorum" diyerek şimdilik kararından dönme sinyali vermiyor. Kaynak: BBC Türkçe

12/24/2016

Amerika'nın Birleşmiş Milletler de İsrail'i çıldırtan kararı

İsrail'i çıldırtan kararıBirleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi İsrail'den Yasa dışı yerleşimlerine son vermesini istedi yapılan oylama da Amerika'nın çekimser kalması İsrail'i adeta çıldırttı


BBC Türkçe'nin haberine göre Karar, 14 lehte ve bir çekimser oyla geçti. İsrail'in ilk tepkisi her zamanki gibi şiddetle karşı çıkmak oldu "İsrail, Birlemiş Milletler'deki bu utanç verici İsrail karşıtı kararı reddediyor ve şartlarına uymayacak"

Güvenlik Konseyi kararı, İsrail'in ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump'tan oylamaya müdahale etmesini istemesinin ardından geri çekilmişti. Ancak Malezya, Yeni Zelanda, Senegal ve Venezüella'nın devreye girmesinin ardından karar yeniden gündeme alındı.

Karar tasarısı Mısır tarafından hazırlandı.


Kararda "İsrail hemen ve tamamen, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, işgal altındaki Filistin topraklarında tüm yerleşim yeri faaliyetlerini durdurmalı" çağrısı yapılıyor.

İsrail yerleşimlerinin "yasal dayanağının olmadığı" belirtiliyor ve "iki devletli çözümü tehlikeye attığı" kaydediliyor.
İsrail'den tepki

Kararın ardından İsrail Başbakanlık ofisinden yapılan açıklamada, "İsrail, Birleşmiş Milletler'deki bu utanç verici İsrail karşıtı kararı reddediyor ve şartlarına uymayacak" dendi.

Açıklamada "Obama yönetimi sadece İsrail'i korumakta başarısız olmakla kalmadı, aynı zamanda Birleşmiş Milletler'deki bu örgütlenmeye perde arkasından destek verdi" dendi.

Açıklamada "İsrail seçilmiş başkan Donald Trump ile çalışmayı dört gözle bekliyor" ifadeleri de yer aldı.
İsrail'i çıldırtan kararı
İsrail'in Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Danny Dannon ise Güvenlik Konseyi kararının barış olasılığını zedeleyeceğini savundu:

"Kararın lehine oy vererek aslında 'hayır' oyu verdiniz. Müzakerelere 'hayır', ilerlemeye 'hayır', İsrail ve Filistinlilerin daha iyi bir yaşam şansına 'hayır' oyu verdiniz. Ve barış ihtimaline 'hayır' dediniz."

ABD'nin BM Büyükelçisi Samantha Power, "Yerleşim sorunu o kadar kötü bir hale geldi ki iki devletli çözümü tehlikeye sokuyor" demişti.

Power, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu yerleşimleri savunması nedeniyle eleştirmiş ve şöyle konuşmuştu:

"Bir kişi, aynı anda hem yerleşimleri genişletip hem de çatışmayı bitirecek iki devletli çözüme destek veremez."

Power, ABD'nin Güvenlik Konseyi kararına neden destek vermediği konusunda gerekçe olarak yerleşim konusunun kararda "çok dar bir bakış açısıyla" ele alınmış olmasını gösterdi.

Donald Trump'tan değişim sinyalleri


İsrail'in oylamadan önce ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın ekibiyle iletişime geçerek, şimdiki yönetimin kararı veto etmesi konusunda baskı uygulamasını istediği bildirilmişti.

Donald Trump dün bir açıklama yayımlayarak "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki kararın veto edilmesi" çağrısında bulunmuştu.

Barack Obama yönetimi yerleşimlere açık bir şekilde karşı çıkıyor, ancak yine de geleneksel olarak Güvenlik Konseyi'nde bu konuda İsrail'i kınayan kararlar alınmasını engellemiş ve İsrail ile Filistin arasındaki sorunun müzakerelerle çözülmesi gerektiğini savunmuştu.

Donald Trump, Güvenlik Konseyi kararının ardından sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan bir açıklama yaptı. Trump, göreve başlayacağı tarihe atıfta bulunarak "Birleşmiş Milletler konusuna gelecek olursak, 20 Ocak'tan sonra her şey farklı olacak" dedi.

Trump, ülkesinin yeni İsrail Büyükelçisi olarak avukat David Friedman'ı seçmişti.

Friedman, İsrail'in yeni yerleşim yerleri inşa etmesini destekleyen biri olarak biliniyor.

Yahudi yerleşimleri, İsrail ve Filistin arasında sorun yaratan temel meselelerden biri olmayı sürdürüyor.

İsrail'in 1967'de Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ü işgalinden beri kurulan 140 yerleşim yerinde yaklaşık 500 bin Yahudi yaşıyor.

Yerleşim yerleri uluslararası hukuka göre yasa dışı sayılıyor, ancak İsrail bu görüşe itiraz ediyor. Kaynak: BBC Türkçe

9/04/2014

Nerdeyse idam ediliyordu 30 yıl sonra masum olduğu ortaya çıktı

30 yıl sonra masum olduğu ortaya çıktı

Nerdeyse idam ediliyordu 30 yıl sonra masum olduğu ortaya çıktı Amerika'da yine filmlere konu olacak bir yargılama rezaleti ortaya çıktı iki kardeşin sürekli itirazı sonucu dosya tekrar açıldı ve masum oldukları ortaya çıktı.


Zihinsel olarak özürlü iki üvey kardeş olan 50 yaşındaki Henry McCollum ile 46 yaşındaki Leon Brown 1984 yılında 11 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz edip öldürmekten suçlu bulunmuştu.

Yapılan DNA araştırması sonrasında benzer suçtan şu an hapiste olan başka biri suçlu bulundu.


Bu veriler sonrası mahkeme iki kardeşin serbest bırakılmasına karar verdi.

Brown'un avukatı Ann Kirby davanın masum insanları suçlu bulması nedeniyle tam anlamıyla bir trajedi olduğunu belirterek, davanın görülüğü Kuzey Carolina bölgesinde hukuku derinden sarsıldığını belirtti.

McCollum ve Brown hapis cezası aldığında suç ile bağlantılı hiçbir fiziksel kanıt yoktu.

Beş saatlik hiçbir avukat ya da aile bireyinin olmadığı sorgu sonrasında 19 yaşındaki McCollum suçu kabul etmişti.

15 yaşındaki Brow ise suçu kabul ettiğini beyan eden polis raporunu imzalamıştı.


İki hafta sonraki mahkemede iki kardeş baskı altında sorgulandıklarını gerekçe göstererek beyanlarından vazgeçtiler. Buna karşın mahkeme iki kardeşi ölüm cezasına çarptırdı.

Brown'ın cezası yaşı küçük olması nedeniyle ömür boyu hapis cezasına verilirken McCollum ise 30 yıldır infaz için sırada bekliyordu.

İki kardeş yıllar boyunca birçok kere karara itiraz etmesine karşın 2010 yılındaki itirazları kabul edildi ve dosya tekrar değerlendirmeye alındı.

DNA araştırması sonrasında 11 yaşındaki kızı tecavüz edip öldüren kişi olay yerinin yakınlarında yaşayan 74 yaşındaki Roscoe Artis olduğu tespit edildi.

Artis, ilk olaydan yaklaşık bir ay sonra başka bir davada bir kiz çocuğuna tecavüz edip öldürmekten suçlu bulunmuştu. Kaynak: BBC Türkçe

1/17/2014

Google Akıllı Gözlük ile araba kullanan kadın Mahkemelik oldu

araba kullanan kadınAmerika'nın San diego şehrinde Cecilia Abadie adlı kadın, 30 Ekim'de aşırı hız yaparken durdurulmuş, aşırı hız ve "akıllı gözlük" takmaktan mahkemeye sevk edilmişti.

San Diego'da Abadie'nin davasını inceleyen mahkeme, o sırada gözlüğün açık olduğuna dair kanıt olmadığına karar verdi.

Abaide aksi halde araba kullanırken televizyon izlemekten suçundan ceza alacaktı.

Cecilia Abadie karardan sonra, bu gözlüklerin araba kullanırken hiç bir "kör nokta" oluşturmadığını söyledi, "Bu tür cihazları denememiz gerektiğine inanıyorum. Ellerimizi kullanmadan çalıştırdığımız cihazlar cep telefonlarından daha güvenli" dedi.

Cep telefonu ve internet uygulamaları programcısı olan Abadie'nin bu gözlüğü deneyen 30,000 kişiden biri olduğu belirtiliyor.

Sağ gözün üstüne yerleştirilen Google Gözlük internete bağlanıyor. Video ve fotoğraf çekebilen ve hareketleri algılayan cihazın ekranında beliren görüntüler, doğrudan retinaya yansıtılıyor. Bu yıl satışa sunulması beklenen gözlük, sesle kumanda ediliyor. Alıntı.(BBC Türkçe)