Dünya

Dünya
Küresel ısınma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Küresel ısınma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/28/2015

Nesli tükendiği zannedilen "Sihirli Tavşan" 32 yıl sonra ilk defa görüntülendi

Sihirli Tavşanlar Dünya üzerinde sadece Çin'de bulunuyor

Vahşi yaşam tutkunu tarafından Nesli tükendiği zannedilen "Sihirli Tavşan" ilk defa 32 yıl sonra böyle görüntülendi en son 1983 yılında görüntülenmişti.


Sihirli Tavşanlar Dünya üzerinde sadece Çin'de bulunuyor ve nüfuslarının 1000'den bile daha az olduğu bilinen "the ili pika" ya da sihirli tavşan en son 1983 yılında Çin'in kuzeyindeki Tianshian dağlarında keşfedilmişti.

Ancak o zamandan günümüze nüfuslarında %70'lik bir düşüş gerçekleşti. Bilim insanları tavşan familyasından geldiği bilinen ve bilimsel adı Ochotona iliensis olan yaratıklar hakkında henüz çok az bilgiye sahip.

Nesilleri tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bu hayvanların küresel ısınma dolayısıyla

Sihirli Tavşanlar Küresel ısınmaya kurban olabilir

Sihirli tavşanları 32 yıl sonra görüntülemeyi başaran vahşi yaşam tutkunu Li Weidong, "Bu hayvanların nesli tükenirse gerçekten çok üzüleceğim" şeklinde konuştu.




Nesilleri tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bu hayvanların küresel ısınma dolayısıyla bu acı sonla karşılaşabilecekleri belirtildi.

10/17/2011

küresel ısınma bitki ve bazı hayvan türlerinde küçülmeye yol açabilir

Singapur Üniversitesi'nden uzmanlar, sıcaklıkta artışın bazı hayvan türlerinin daha fazla enerji yakmasına ve küçülmesine, bazı bitkilerin de artan nem ve azalan besin maddeleri dolayısıyla büyümemeye yöneldiğini söylüyor.
Bir bilim dergisinde (Nature Climate Change) yayınlanan çalışmaya göre ortalama ısıdaki her bir derecelik artış, belirli bitkilerin yüzde 3 ile 17 arasında küçülmesine yol açıyor.

Omurgasız deniz canlılarında bir derecelik ısınma cüsseeyi yüzde 0,5 ile yüzde 4 küçültürken, balıklarda bu oranlar yüzde 6-22, böceklerde yüzde 1-3, salamanderlerde yüzde 14 oluyor.
Gıda zincirine etki

Bilimsel makalenin yazarları David Bickford ve Jennifer Sheridan, bazı araştırmalara göre 2100 yılına dek ortalama ısının 7 dereceye kadar yükselebileceği bulgularına işaret ediyor.

Uzmanlar, insanların gıda zincirinin parçası olan bazı tahıl ve deniz canlılarının da bu durumdan etkilenmesi halinde, artan nüfusu doyurmanın zorlaşabileceği uyarısında bulundu.

Bickford, "Eğer gıda üretenler, tüketenlerden hızlı küçülürse, tüketiciler hastalıklara açık hale gelebilir, doğum oranları düşüp ölüm oranları yükselebilir" dedi.

Araştırmalarını son yüz yılda elde edilen verilere dayandıran uzmanlar, dünyadaki canlıların büyük bölümünü oluşturan soğukkanlı canlıların değişimden özellikle olumsuz etkilendiğine dikkat çekiyor.

Küçülme hem karada hem suda yaşayan canlılarda görüldüğü zaman ise, bu canlılar için su kaybı ve susuz kalıp kuruma riski artıyor.

Otlardan ağaçlara, kurbağalardan martılara ve geyiklere pek çok canlıda bu sürecin görüldüğünü kaydeden uzmanlar, kutuplardaki buzulların azalması dolayısıyla kutup ayılarının da küçülmeye başladığını öne sürüyor.

55 milyon yıl önce benzer bir dönemden geçildiğini kaydeden uzmanlar, ısının yüzde 3-7 arasında artıp yağışın yüzde 40 azaldığı bu dönemde, böcek, arı, örümcek ve karınca gibi omurgasız canlıların yüzde 50-70 arasında küçüldüğünü hatırlatıyor.

Yazıda, ısınmadan kaynaklanan küçülmenin en uç noktada, türün soyunun tükenmesine yol açabileceği kaydediliyor.

Ancak bilim dünyasında bu konuda tam bir mutabakat yok.

Başka uzmanlar, büyüklükteki dalgalanmaların doğal olduğunu, türlerin iklim değişimine ayak uyduracağını savunuyor.

6/04/2011

asyanın güneyi ve afrika'da küresel ısınma yüzünden kıtlık olacak

İklim Değişimi Tarım ve Gıda Güvenliği (CCAFS) adlı uluslararası araştırma kuruluşu, yükselen sıcaklıkların geniş bir bölgede dengeleri kökünden sarsacağını belirtiyor.
Asya'nın güneyi ile Afrika'daki tropik kuşakta yer alan ülkeler, halihazırda gıda kaynakları ve beslenme konusunda zaten ciddi sıkıntılar yaşıyor.


Yeni hazırlanan bir rapora göre küresel ısınma dolayısıyla gıda üretiminin daha da büyük bir darbe alması; kıtlık ile karşı karşıya kalınmasına yol açabilir.

İklim uzmanları ziraatçilerin şimdiye dek iklim modellerini belli coğrafyaların tarım üretimleri ile bir arada düşünmediklerine dikkat çekiyor.

CCAFS raporu bu alandaki ilk kapsamlı girişimi oluşturuyor.

BM Hükümetlerarası İklim Değişimi Paneli IPCC'nin derlediği verilere başvuran uzmanlar; gıda güvenliği olmayan bölgelerin önümüzdeki 40 yılda en büyük sıcaklık ve yağış değişikliklerine uğrayacağı sonucuna vardı.

Rapora göre, Afrika kuraklaşırken, Güney Afrika gibi ülkelerin mısır gibi ürünlerden daha az su isteyen ürünlere geçmesi gerekecek.

Ancak Nijer, Mali gibi zaten kıraç arazide tarım yapan ve sorgum ile akdarı gibi ürünlere yüklenen ülkelerin fazla bir manevra olanağı bulunmuyor.

Kuruluşun başkanı Bruce Campbell kıtanın pek çok yerinde bir tarım devrimi yapılması gerekeceğini belirtiyor.

Dünya kuraklaşırken daha pek çok yerde de üreticilerin üretim alışkanlıklarını ve ektikleri ürünleri yeniden düşünmesi gerekiyor.

Hükümetler bu yüzyılın sonuna kadar küresel ısınmayı iki santigrat derece ile sınırlamayı hedeflemelerine rağmen küresel ısınma hızla devam ediyor.

Londra'daki İmperial College uzmanlarından Profesör Gordon Conway, küresel ısınmanın mevcut hızla ilerlemesinin iki yerine üç veya dört derece artış getireceğine dikkat çekiyor.

Conway'a göre böyle bir artış hepimiz için tehlike çanlarının çalması anlamına gelebilir.

Raporu olumlu karşılayan iklim uzmanları da uyum için yapılabileceklerin düşünülmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
bbc türkçe

5/06/2011

küresel ısınma tehdidi çiçekler zamansız açıyor mevsim sınırları değişiyor

çiçekler zamansız açıyor

Küresel ısınma dünyayı tehdit ediyor.Çiçekler erken açıyor, egzotik iklim balıkları Akdenize doğru hareket ediyor, mevsimlerin sınırları değişiyor.


Dünya hızla ısınıyor. Çiçekler erken açıyor, egzotik iklim balıkları Akdenize doğru hareket ediyor, mevsimlerin sınırları değişiyor. Uzmanlar, küresel ısınmanın yolaçtığı bu olumsuzlukların daha da artacağını öngörüyor.

2010'da en sıcak yılını yaşayan dünya, yeni rekorlara hazırlanıyor. Uzmanlar bu konuda Güneş üzerindeki lekelere vurgu yapıyor.

Meteoroloji ve afet Yönetim Uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, güneş lekelerinin 11 yılda bir sıçrama yaptığını belirterek,
"11 yılda bir salınım var. İşte bu 2013'lerden sonra güneş üzerindeki lekelerin çok büyük olması bekleniyor." dedi.

Doğanın Dengesi Bozuluyor

Önümüzdeki on yılda bir derece daha artacak olan dünyanın ısısı, doğanın dengesini de bozuyor.

Prof. Dr. Kadıoğlu, bitki türlerinde ortaya çıkan birçok değişikliğin yanısıra, orman yangınları mevsiminin bir ay öne başlayıp bir ay geç bittiğini belirtti. Kadıoğlu, Hint Okyanusu'ndaki egzotik balık çeşitlerinin Süveyş Kanalı'ndan geçip Akdeniz'e yerleşmesinin de bu etkilerden biri olduğunu vurguladı.

İnsanların Yaşam Tarzını Değiştirmesi Gerekiyor

Dünyanın dengesini bozan bu durum karşısında en büyük görev ise insanlığa düşüyor.

İnsanların: az tüketen, yeniden kullanan, geri dönüştüren bir yaşam tarzı geliştirmesi gerekiyor.
trt türk

12/28/2010

keçi beslemek yasaklanmıştı şimdi umut oldu

Küresel ısınmanın hissedildiği Akdeniz Havzası'ndaki ülkelerden biri olan Türkiye, bu muhtemel tehlikeye karşı çeşitli hazırlıklar yapıyor.

Küresel ısınmanın kendisini Türkiye'de, zarar verici ani ve yoğun yağışlar dışında kuraklık şeklinde hissettireceği tahmin edilirken, zaman içinde iklim ve bitki örtüsünde ciddi değişimlerin yaşanabileceği, buna bağlı olarak öncelikle tarımsal faaliyetlerin sekteye uğrayabileceği üzerinde duruluyor.

Küresel ısınmanın etkisini şiddetle hissettireceği varsayılan o günler için, binlerce yıldır Anadolu'da yaşayan, vücut yapıları kuraklığa, çok çeşitli hastalıklara, kıt yem şartlarına dayanıklı yerli keçi türleri üzerinde özellikle duruluyor.

Konya Tarım İl Müdürlüğü Uzmanı Ziraat Mühendisi Abdurrahman Ayan, çok yüksek rakımlı sarp arazilerde, çok az ot ve suyla yaşamını sürdürebilen yerli ırk keçilerin bugün ormana zarar verdiği gerekçesiyle adeta “istenmeyen” hayvan ilan edildiğini belirtti.

Ayan, bu keçileri besleyen Toroslar'da yaşayan Yörükler'in bile hayvanlarını otlatacak yer bulmakta zorlanmaya başladığını, üzerindeki denetim ve baskılardan bıkan köylülerin de son yıllarda bu keçileri elinden çıkardığını ya da çıkarmaya çalıştığını vurguladı.

Keçiye Kesinlikle İhtiyacımız Olacak
Ayan, “Küresel ısınma söz konusu olursa şu anki et temini konusunda üretim ihtiyacı daha da artacak. Ağır şekilde yaşanacak kuraklıklarda ise zor şartlara dayanıklı keçiye kesinlikle ihtiyacımız olacak. Sayıları hızla azalan keçi popülasyonunun korunması gerekir” dedi.

Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref İnal ise şu an için küresel ısınma korkusu içine girmenin yanlış olacağını ancak tedbirin de elden bırakılmaması gerektiğini vurguladı.

“Doğal şartlar zorlaştıkça bu hayvanlara ihtiyacımız olabilir” diyen İnal, şunları kaydetti:

“Küresel ısınma, iklim değişikliği ya da benzer olağan üstü doğal şartlarda kullanılmak üzere; son derece kanaatkar hayvanlar olan yerli koyun, keçi ve büyükbaş hayvan ırklarımızın embriyoları saklanıyor.“
trt türk

11/28/2010

sibiryada ortaya çıkan canlı gibi mamut fosilleri


Küresel ısınma, onbinlerce yıl önce, buzul çağında Sibirya'da yaşamış mamut fosillerinin de ortaya çıkmasına sebep oluyor.

Donmuş toprak içinde oldukça iyi korunmuş bu fosiller tarih öncesi döneme ışık tutuyor.

Buzul çağında geniş Sibirya düzlükleri mamutlarla doluydu.

9/24/2010

on yıldır suyla çalışan araba kullanan mucit

Erzurum’un Uzundere İlçesi'ne bağlı Gölbaşı Köyü'nde yaşayan 45 yaşındaki Mustafa Karasungur, 10 yıl önce yaptığı suyla çalışan otomobiliyle 60 bin kilometre yol aldı.

iki yakıt deposu

30 yıldır elektronik işiyle uğraşan evli ve 4 çocuk babası Mustafa Karasungur, üzerine ‘H2O, Küresel ısınmaya son’ yazdığı otomobili için iki yakıt deposu yaptı.



Bu depolardan birine LPG diğerine de su doldurduğunu söyleyen Mustafa Karasungur, suyla çalışan otomobili tanıtmak için gittiği otomobil servislerinde kendisiyle alay edildiğini söyledi. İlkokul mezunu olan mucit Karasungur, “Oksijen yakıcı hidrojen ise yanıcı ve patlayıcıdır.

Sudaki hidrojen ve oksijeni ayrıştırıp yakıta katkı olarak kullanıyorum. Temiz enerjiyi sisteme yakıt olarak gönderiyorsun. Orada yakıtta tasarruf yapıyor ve yukarıya temiz emisyon, doğayı kirletmeden çıkıyor.

10 yıldan beri deposunda yüzde 40’ı su, yüzde 60’ı LPG bulunan otomobilimi kullanıyorum. Su miktarını yukarı çekme olanağı var.” dedi. (Kerim BURUCU/DHA)