Dünya

Dünya
Fransa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fransa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/08/2017

Avrupa'da Hayvanat Bahçesinde Boynuzu için Gergedan Vurdular

Fransa'da Hayvanat Bahçesin de Gergedan 60 Bin dolar fiyat biçilen boynuzu için öldürüldü Hayvanat Bahçesindeki diğer iki Gergedan ise sağ kurtuldu

Gergedan Vurdular
BBC Türkçe'de yayınlanan habere göre Avrupa^'da ilk kez böyle bir olay yaşandı Bakıcıları, dört yaşındaki beyaz gergedan Vince'i, Thoiry Hayvanat Bahçesi'ndeki bölümünde buldu.

Polis, gergedanın boynuzlarından birinin kesildiğini söyledi.

Afrika gergedanlarının boynuzları karaborsada çok yüksek fiyatlara satılıyor ve doğal yaşamda her ay 100 kadar gergedan boynuzu için öldürülüyor.

Ancak kaçak avcıların, Avrupa'daki bir hayvanat bahçesinde yaşayan bir gergedanı ilk kez hedef aldığı sanılıyor.

Vince'in gece hayvanat bahçesine zorla giren avcılar tarafından üç kez başından vurulduğu ifade edildi. Kaçak avcıların daha sonra kilosu 60 bin dolara alıcı bulan boynuzu kesip, kaçtığı aktarıldı.

Hayvanat Bahçesindeki Diğer gergedanlar kurtuldu


Hayvanat bahçesindeki diğer beyaz gergedanlar 37 yaşındaki Gracie ve beş yaşındaki Bruno'nun "katliamdan kurtulduğu" açıklandı.

Gergedan Vurdular

Bruno ve Vince 2015'te Thoiry Hayvanat Bahçesi'nde yaşamaya başlamıştı. Hollanda'daki bir hayvanat bahçesinde dünyaya gelen Vince, 250 gergedanın Avrupa'ya gönderildiği üreme programı kapsamındaydı.

19'uncu yüzyılın sonlarında soyu tükenme tehlikesi yaşayan beyaz gergedanların nüfusu 20 bine yaklaştı.

Ancak gergedan boynuzunun afrodizyak etkileri olduğuna inanılan Vietnam gibi ülkelerden gelen talep nedeniyle, kaçak avcılıkta büyük artış yaşandı. KAYNAK: BBC Türkçe

2/26/2015

Fransa Paris'te insansız hava aracı uçuran El Cezire Muhabirlerini tutukladı

Charlie Hebdo saldırısından sonra güvenlik önlemlerini en üst düzeye çıkaran Fransa Paris'te insansız hava aracı uçuran El Cezire Muhabirlerini tutukladı Paris'in merkezinde üst üste iki gece insansız hava araçlarının görülmesi üzerine polis alarma geçmişti.


Paris'in merkezinde üst üste iki gece insansız hava araçlarının görülmesi üzerine polis alarma geçmişti.
Fransa'da Olayla ilgili soruşturmayı yürüten savcılar, El Cezire'de çalışan üç gazetecinin "hukuk dışı bir şekilde uçurulan insansız hava araçlarıyla ilgili olarak gözaltına alındığını" açıkladı.

Gözaltına alınan Gazetecilerin adları ve hangi ülkenin vatandaşı oldukları ise gizli tutuldu.


Fransız medyası son iki gecedir Eyfel kulesi, ABD Büyükelçiliği, Concorde meydanı ve eski şehir kapılarının üzerinde insansız hava araçları görüldüğünü bildirdi.

Gözaltının, Paris'in batısında Bois de Boulogne bölgesinde tespit edilen insansız hava araçları ile bağlantılı olduğu bildiriliyor.

Geceleri Paris üzerinde insansız hava araçları uçurmak yasadışı ve gündüz uçuşları için de belediyeden onay gerekiyor.
Ancak farklı noktalarda tespit edilen insansız hava araçlarının arasında bağlantı olup olmadığı bilinmiyor ve diğer hassas noktalarda uçurulan insansız hava araçlarıyla ilgili soruşturma devam ediyor.

Geceleri Paris üzerinde insansız hava araçları uçurmak yasadışı ve gündüz uçuşları için de belediyeden onay gerekiyor.


İzin almaksızın insansız hava araçları uçurulduğu hallerde bir yıla kadar hapis cezası ve 75,000 euro para cezası verilebiliyor.

Fransa'da geçen ay da bir araç cumhurbaşkanlığı konutu etrafında uçarken görülmüş, Ekim ayında ise insansız hava araçlarının nükleer santrallerin etrafında uçtuğu belirtilmişti.

Ancak konuyla ilgili açıklama yapan Fransa hükümeti sözcüsü Stephane Le Foll, herhangi bir güvenlik riski bulunmadığını kaydetti ve "Endişelenmemizi gerektirecek bir durum yok" dedi.

1/15/2015

Beşar Esad'dan Fransa'ya "Bizi dinlemediler" Tepkisi

Esad, "Dünyanın neresinde olursa olsun masum insanların öldürülmesine karşıyız"

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'dan Fransa'ya "Bizi dinlemediler" Tepkisi geldi Associated Press haber ajansına göre, Çek Cumhuriyeti'nde yayınlanan aylık bir dergi olan Literarni Noviny'ye konuşan ve bu röportajı Suriye devlet medyasında da yayınlanan Esad, "Dünyanın neresinde olursa olsun masum insanların öldürülmesine karşıyız" dedi.


Esad "Batı'ya terörizmi desteklememeleri ve ona siyasi bir kılıf vermemeleri gerektiğini çünkü bunun tüm ülkelerini ve tüm halklarını etkileyeceğini anlattık. Bizi dinlemediler" diye konuştu.

Esad Batılı liderleri "ileri görüşlü olmamakla" suçladı ve Fransa'daki saldırıların "söylediklerinin doğruluğunu" kanıtladığını ifade etti.

Suriye'nin de son dört yıldır "benzer bir terörizmden" muzdarip olduğunu ve binlerce insanın kaybının yaşandığını söyleyen Esad, Fransa'daki saldırılarda hayatını kaybedenlerin aileleri ile aynı duygular içinde olduğunu söyledi.

Beşar Esad ayrıca "terörle mücadele eden" ülkelerle istihbarat paylaşımı yapma çağrısında bulundu.


Reuters'a göre Esad röportajında "Terörle mücadele ile uğraşan ülkeler arasında bilgi değiş tokuşu olmalı" dedi.

Esad ayrıca Batılı liderlere Suriyeli muhalifleri destekleme kararlarını gözden geçirmeye çağırdı.

Son dört yıldır iç savaşla sarsılan Suriye'de 200 binden fazla insan ölürken, binlercesi de yerinden edildi.

ABD ile beraber Batılı ülkeler aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bölgesel müttefikleri ile beraber, Esad'a karşı Suriyeli muhalif İslamcı gruplardan ılımlı olanlara destek veriyor. Grupların askeri olarak eğitilmeleri de bu destek planının bir parçası.

10/28/2012

mayaların 21 aralık 2012 kıyamet kehaneti şirince köyüne yaradı

Guetemala'da bu yılki kazılarda hem daha eski hem de 21 Aralık 2012 tarihinin daha ilerisini gösteren bir Maya takvimi bulunsa da belli çevrelerin, ''Efsanevi Marduk gezegeninin 21 Aralık'ta dünyaya çarparak kıyametin kopacağı'' yönündeki inanışı sürüyor.

Dünyada kendilerini ''Mavi Enerji Grubu'' olarak nitelendiren bir grup, 21 Aralık 2012'de sonlanan Maya takvimine dayanan inanışları çerçevesinde, kıyametten yeryüzünde sadece Şirince ile Fransa'nın güneyindeki Bugarach köyünün etkilenmeyeceğini düşünüyor.

Bu düşünce, bozulmamış mimari yapısıyla önemli bir turizm merkezi konumunda olmasına karşın, her yıl 15 Aralık'tan yıl sonuna kadar süren Noel döneminde yabancı turistten mahrum kalan Şirince köyünü cazibe merkezi haline getirdi.

Dünyadaki hayatın 21 Aralık'ta son bulacağına ve bu kıyametten sadece Şirince ile Bugarach köylerindeki insanların Hz. İsa tarafından kurtarılacağına inanan ''Mavi Enerji Grubu''na mensup kişiler, Şirince köyündeki konaklama tesislerini yaptırdıkları rezervasyonlarla aralık ayı için şimdiden doldurdu.

'Önceki yılların tersine bir tablo var'

Şirince'deki Mistik Konakları sahibi turizmci Engin Vatan, yaptığı açıklamada, söz konusu inanç nedeniyle yabancı turist açısından her sene boş geçen 15-31 Aralık döneminde farklılık yaşandığını ifade ederek, ''2012 yıl sonu için yoğunluk daha sene başından başladı. Aralık ayının 15'inden yıl sonuna kadar olan dönemde normalde Noel nedeniyle hiç yabancı müşterimiz olmazdı, ama bu yıl tam tersi oldu. Dünyanın her yerinden daha çok yabancıların akın ettiği bir dönem oldu'' diye konuştu.

Köydeki konaklama tesislerinden Şirince Erdem Konakları'nın işletme müdürü Mustafa Yıldırdı da 21 Aralık dönemine yönelik yoğunluğun söz konusu olduğunu belirterek, ''Bu yıl Maya takvimindeki hadiseden dolayı bir rezervasyon patlaması var. Odalarımızın çoğu satılmış durumda'' dedi.

Şirince Kırkınca Konakları'nın sahibi turizmci İlkan Gülgün de ilk defa yıl sonu yoğunluğu yaşadıklarını dile getirdi. ''Dünyada, Şirince'nin enerjisinin çok yüksek olduğuna, burada 'mavi akım' dedikleri bir enerjinin var olduğuna inanan insanlar var'' diyen Gülgün, ''Şirince'ye bir gemi gelecekmiş, insanları alıp bir yere götürecekmiş. Böyle bir inanış var, yoğunluğu buna bağlıyoruz'' ifadelerini kullandı.



Hareketlilikten köylüler de mutlu

Her biri turizmden gelir elde eden Şirinceli köylüler de aralık ayı sonu için bu yıl ilk kez yaşanan hareketlilikten mutluluk duyuyor. Şirince sakinlerinden İbrahim Kataç, ''Keşke bu söylentiler hep olsa. Bu söylentilerle buraya daha çok insan, daha çok müşteri gelmiş olacak. Böylelikle köyde ticari hareketlilik oluşacak'' dedi.cumhuriyet

4/29/2012

kaddafi'nin sarkozy için yaptığı yardım belgesi yayınlandı

Fransız internet haber sitesi Mediapart, 2006'da Muammer Kaddafi rejiminin, Nicolas Sarkozy'nin 2007'deki seçim kampanyasına "50 milyon avro mali yardım yapmayı" kabul ettiğini gösteren ve üst düzey bir Libyalı yöneticinin imzasının bulunduğu belgeyi yayınladı.

Mediapart tarafından yeşil çerçeve içinde verilen Arapça yazılı ve Fransızca'ya tercüme edilen bilgi notunda, Libya dış istihbarat servisinin eski başkanı Musa Kusa, Nicolas Sarkozy'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adaylık kampanyasına 50 milyon avro tutarında mali yardım yapılmasıyla ilgili Libya genel halk komitesi bağlantı bürosu tarafından yayınlanan talimatla ilgili anlaşmayı teyit ediyor.


Anlaşmaya, Libya tarafından Libya istihbarat birimleri direktörü Abdullah Senussi ve Libya Afrika yatırımları fonu Başkanı Beşir Salih, Fransız tarafından da Brice Hortefeux ve Ziyad Takiyeddin'in katıldığı 6 Ekim 2006'daki toplantıda "şifahi" olarak varıldığı ifade edilen belgede bu mali yardımın yapılıp yapılmadığı belirtilmiyor.Nicolas Sarkozy'nin yakın arkadaşı Hortefeux 2007'den 2011'e kadar İçişleri de olmak üzere bakanlık görevlerinde bulunmuştu.

Sarkozy'nin sözcüsü, belgeyi ve iddiayı "gülünç" diye niteleyerek, seçim kampanyası hesaplarının toplamının 22 milyon avro tuttuğunu, 50 milyon avronun hayal edilemeyeceğini ve hesapların anayasa konseyi tarafından onaylandığını belirtti.Lübnan asıllı işadamı Ziyad Takiyeddin'in avukatı da, müvekkilinin belgede belirtilen toplantıda yer almadığını, ancak tarihler ve kişiler gözönüne alındığında bu belgenin inandırıcı olduğunu söyledi. Belgenin yayınlanması üzerine Sosyalist Parti de Sarkozy'nin Fransız halkına açıklama yapması gerektiğini bildirdi.

Gizli belgeleri gördüğünü söylemişti

Fransa'da skandal haberleri ortaya çıkarmasıyla ünlü Mediapart sitesi, belgeyi bugün kaçak olarak yaşayan Libya'nın eski üst düzey yöneticilerinden sağladığını belirtti. Mediapart muhabiri Fabrice Arfi, geçen ay The Guardian'a yaptığı açıklamada, halihazırda yürütülen bir soruşturma kapsamında hazırlanan dosya içinde, bağışla ilgili gizli belgeleri bizzat gördüğünü söylemişti. The Guardian ayrıca, Sarkozy'nin seçilmesinden kısa süre sonra Kaddafi'yi Paris'e davet ettiğini, Elysee Sarayı'nın bahçesinde çadır kuran Muammer Kaddafi'nin, Sarkozy tarafından "kardeş lider" sözleriyle nitelendirdiğini hatırlatmıştı.

Libya'dan para aldığı ileri sürülmüştü

Paranın Lübnanlı silah tüccarı Ziyad Takiyeddin tarafından sağlandığı, silah tüccarının Fransa'nın geçmişte Pakistan'a denizaltı satışına aracılık ettiği, alınan komisyonların başka bir seçim kampanyası için kullanıldığı ve Karaçi'de Fransızların ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırıyla ilgili soruşturmada da suçlandığına dikkati çekilmişti.

Kaddafi'nin Sarkzoy'nin seçim kampanyasına para verdiği iddiasını, ilk kez geçen yıl Euronews televizyon kanalına konuşan Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi gündeme getirmişti. Seyfülislam Kaddafi, muhaliflere destek veren Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yi eleştirerek, Sarkozy'nin seçim kampanyasında Libya'dan para aldığını ileri sürmüştü.Seyfülislam Kaddafi, Sarkozy'nin 2007'deki seçim kampanyasını Libya'nın finanse ettiğini iddia etmiş ve Sarkozy'den bu parayı geri vermesini istemişti.

1/05/2012

fransada soykırım yasası onaylanırsa soykırım yok diyenin cezasını ödeyecek

Yazdığı bir milyon avroluk çekle Fransız Ulusal Meclisi'nin önünde Associated Press'e poz veren Nekkaz, Türkiye'nin Müslüman bir ülke olduğu için cezalandırıldığını, bu yüzden söz konusu yasanın hedefinin de İslam olduğunu ifade etti.
Nekkaz, daha önce de Avrupa'da peçe giydiği için mahkum olan Müslüman kadınların cezalarını ödemeyi teklif etmişti.

Hürriyet Planet'in haberine göre, kırk yaşındaki Fransız, kurduğu "Raşid Nekkaz Partisi" ile 2007'deki genel seçimlere katılmış, yüzde 0.56 oy almıştı. Nekkaz, Fransa'da 2008 yılında gerçekleştirilen belediye seçimlerinde ise başkanlığı kazanması halinde, kendisine oy veren herkese 300'er euro para veya uçak bileti vereceğini söylemişti. Ancak seçimleri kaybetmişti.

Nekkaz, Fransa'da bu yıl düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerine de aday olmayı planladığını açıkladı. Sorbonne Üniversitesi mezunu olan ve internet ticaretinden kazandığı parayla Fransa'nın sayılı zenginleri arasına giren Nekkaz, şu an emlak sektöründe faaliyet gösteriyor.

Yasa teklifi bu ay Senato'da oylanacak

AFP'ye konuşan Fransız bir hükümet yetkilisi, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını inkar edenlere bir yıla kadar hapis ve 45 bin euro para cezası verilmesini öngören ve 22 Aralık günü Fransız Ulusal Meclisi'nden geçen yasa tasarısının bu ay içinde Senato'da oylanacağını söyledi.

France Info radyosunun bu yöndeki haberini doğrulayan hükümet kaynakları, söz konusu yasa teklifinin Ocak ayı sonuna kadar Senato'nun önüne geleceğini belirtti. Aynı kaynaklar, hükümetin bu teklif metnini senatonun gündemine almaya karar verdiğini ifade etti.

Teklifin yasalaşabilmesi için, Senato'dan da onay alması ve cumhurbaşkanınca imzalanması gerekiyor.

1/03/2012

yolcu treninde bulunan 800 bin euro değerinde 20 kilo külçe altının sahibi tespit edilemiyor

Paris yakınlarında bir trende bulunan ve içinden 20 kilo ağırlığında altın çıkan çantanın sahibi tespit edilemedi.

Çantanın içinde bulunan 20 külçenin gerçek altın olmaları halinde değerinin yaklaşık 800,000 euro olacağı tahmin ediliyor.
Fransız polisi, Paris'in Massy-Palaiseau tren istasyonunda bir tren görevlisince bulunan altın dolu çantayı kimin bıraktığını Perşembe gününden bu yana tespit etmeye çalışıyor.

Uzmanlar altın külçelerinin üzerinde resmi damga bulunmaması sebebiyle, eritilmiş altından yapılmış olabilecekleri görüşündeler.

Emniyet görevlileri çantanın polis kontrolünden korkan kişilerce, trende bilerek bırakılmış olabileceği ihtimali üzerinde duruyorlar.

Bu sebeple Perşembe günü trenin durduğu tüm duraklardaki güvenlik kameralarının kayıtları inceleniyor.

Fransız yetkililer altın dolu çantanın sahibinin ortaya çıkabileceği ihtimali üzerinde duruyorlar.

Eğer bu durum söz konusu olmazsa, altınların akıbetinin ne olacağı ise henüz belli değil.

Altın çantası yasal olarak "hazine" kategorisinde değerlendirilirse tren hatlarını işleten şirket ile çantayı bulan tren görevlisi arasında paylaştırılacak.

Eğer çanta "unutulmuş eşya" kategorisine alınırsa, altınlar Fransız hazinesine aktarılacaklar.

10/17/2011

ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler sözünün ifhaf edildiği kraliçenin hüzünlü yaşam hikayesi

Avusturya arşidüşesi. Kısaca Marie Antoinette veya Maria Antonia olarak bilinir. Kutsal Roma İmparatoru I. Franz ve eşi Avusturya İmparatoriçesi Maria Theresa'nın kızlarıdır. 
Henüz 14 yaşındayken Fransa veliahtı XVI. Louis ile evlendi. 1774 Mayıs'ında XVI. Louis Fransa kralı ve Marie Antoienette de Fransa kraliçesi oldu. XVII. Louis'nin (Kayıp Döfen) annesidir. Fransız Devrimi esnasında "Vatan Hainliği" suçlamasıyla giyotinle idam edildi (1793)
2 Kasım 1755 tarihinde, Viyana'daki Hofburg Sarayı'nda, Kutsal Roma İmparatoru I. Franz ve Maria Theresia'nın onbeşinci çocukları olarak dünyaya geldi. Vaftizi esnasında Bakire Meryem onuruna "Maria" ismi verildi. Saray yetkilisi bebeği "Ufak ama tam anlamıyla sağlıklı bir arşidüşes" diye tarif etti. Sarayda kendisine "Madam Antoinette" deniliyordu.

Marie Antoinette, evliliğinin ilk yedi yılında hamile kalamadı. Bu durum, Louis-Auguste'nin iktidarsız veya fimozis rahatsızlığından mustarip olduğu söylentilerinin yayılmasına neden oldu. Küçük bir operasyon geçirdi ve bir sene sonra ilk çocukları dünyaya geldi. Bu arada bu evliliğin düzmece, sahte bir evlilik olduğu suçlamalarıyla karşılaştılar.

XVI. Louis'nin taç giyme töreni, Paris'teki ekmek kıtlığının doruğa ulaştığı esnada, Reims'de gerçekleşti. Bu dönemde söylenmiş olan, "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!" ("Qu'ils mangent de la brioche.") sözü, ya Marie Antoinette'i kötülemek ya da sözü popüler yapmak amacıyla, Marie Antoinette'e mâl edilmiştir. Onun tarafından söylendiğine dair hiçbir kanıt yoktur. Ekmek kıtlığından haberi olduğunda, Marie Antoinette şöyle not almıştır, "Kendi bahtsızlıklarına rağmen bizlere böylesine iyi davranan bu insanları gördükçe, onların mutluluğu için kesinlikle daha sıkı çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu gerçeği kral da görmektedir. Kendi adıma konuşmam gerekirse, taç giydiğim günü -yüz yıl bile yaşasam da- hayat boyu unutmayacağım."

Marie Antoinette'in ilk çocuğu, 19 Aralık 1778'de Versay Sarayı'nda dünyaya geldi. Saray halkından yüzlerce kişinin gözleri önünde gerçekleşen doğum esnasında acıdan ve utançtan defalarca bayılıp ayıldı. Sonraki doğumlarında, umuma açık doğum yapmaya şiddetle karşı çıktığı için bu uygulama tekrarlanmadı.

Marie Antoinette, kraliyet kuyumcusu tarafından kendisi için yapılan muhteşem bir elmas gerdanlığı satın almak istemedi. Gerekçesi de çok pahalı olması ve kraliyet deniz kuvvetlerinin paraya ihtiyacı olmasıydı. Israr eden kraliyet kuyumcusunu da şu sözlerle azarladı: " Ben size mücevher ısmarlamadım, daha da ötesi, elmas koleksiyonuma bir karat daha eklemek istemediğimi defalarca söyledim. Ben satın almak istemeyince kral satın almak istedi ama hediye olarak da kabul etmeyeceğimi belirttim. Lütfen tekrar sormayınız."
Elmas gerdanlık olayının yarattığı politik facia yetmiyormuş gibi, kraliyet ailesi bir de ölüm haberiyle sarsıldı. 1787'de, Marie Antoinette'in en küçük kızı Sophie-Béatrix, birinci doğumgününden kısa süre önce öldü. Bu haberle yıkılan kraliçe, bebeğin cansız bedenine sarılarak saatlerce ağladı.

Kısa süre sonra kraliyet doktorları, büyük oğlu Louis-Joséph'in tüberküloz hastalığının son aşamalarında olduğunu bildirdiler. Marie Antoinette, acı içinde kıvranarak ölen oğlunun yanıbaşından son ana kadar ayrılmadı ve ona bizzat bakıcılık etti.
Saray mensuplarının şehrin tüm tahılını depolarda sakladığı söylentileri yayılmıştı. Kalabalık bir grubun Versay Sarayı'na yürümekte olduğu haberi saraya aylar sonra ulaştı. 5 Kasım'da karahaberi duyan Marie Antoinette, sarayı terketme isteğini yineledi, ancak kral kabul etmedi.

Marie Antoinette, uzlaşma ihtimali konusunda devrimin başından beri şüpheciydi. Buna rağmen, krizin barışçıl yöntemlerle aşılması konusundaki umudunu da yitirmemişti. Antoine Barnave gibi bazı cumhuriyetçiler kraliçenin düştüğü kötü duruma üzülüyor, bir çoğu da asaletine hayranlık duyuyordu. Kraliçenin pek değer vermediği Mirabeau kontu, birçok kişiye, kraliçenin cesaretinden ve "erkek gibi" güçlü karakterinden etkilendiğini söylemişti.

Kocasının öldürülmesinden sonra Marie Antoinette, hiçbir zaman kendine gelemedi. Kızı, "Kalbinde hiçbir ümit kırıntısı kalmadı. Yaşıyor mu, ölü mü belli değil" demişti. Bayılma ve spazm nöbetleri geçiriyordu. İştahını tamamen yitirmiş, aşırı kilo kaybetmişti.

16 Ekim 1793 sabahı, bir gardiyan saçlarını kesmek ve ellerini arkadan bağlamak için geldi. Alelade, römorklu bir at arabası ile Paris sokaklarında bir saatten fazla dolaştırılarak Devrim Meydanı'na (Concorde Meydanı) getirildi. Arabadan yavaşça indi ve giyotine şöyle bir baktı. Kendisine eşlik eden papaz kulağına, " Bu an madam, cesaretinizi kuşanmanız gereken andır" dedi. Marie Antoinette papaza dönerek gülümsedi ve "Cesaret mi? Tüm sıkıntılarımın sona ereceği bu an, cesaretimin yüzümü kara çıkaracağı an değildir" dedi. Bir söylentiye göre daha sonra cellatın ayağına bastı ve "Özür dilerim mösyö, istemeden oldu" dedi.Cellatla dalga geçtiği için ceza olarak çırılçıplak soyuldu.

12:15'te idam edildi ve başı, çığlıklar atan kalabalığa gösterildi. Marie Antoinette, XVI. Louis ve Madam Elisabeth'in (Louis'nin kızkardeşi) cesetleri bugünkü Madeleine Kilisesi'nin bulunduğu yere tekabül eden büyük mezarlığa gömüldü ve üzerleri kireçle örtüldü. Bourbonlar'ın yönetime gelmesinden sonra (1814) cesetler bulunmaya çalışıldı. 21 Ocak 1815'de birkaç kemik, grileşmiş bir öbek kalıntı ve bir jartiyer bulundu. Kalıntılar, Fransız kraliyet ailelerinin ebedi istirahat mekanı olan Aziz Denis Basilica'nın yeraltı türbesine nakledildi.

10/14/2011

poker masasında görünmez mürekkep ve kontak lens kullanarak hile yapmışlar

Fransız polisi, Cannes şehrindeki bir kumarhanede hile yaptıklarından şüphelenilen üç İtalyan ve bir Fransız vatandaşını tutukladı.
Dört kişilik dolandırıcı örgütün, poker oyunu sırasında görünmez mürekkep ve bu mürekkebi görebilen kontak lenslerden faydalandıkları tespit edildi.

İddiaya göre örgütün Fransız üyesi oyun kartlarını görünmez mürekkeple işaretledikten sonra, diğer üç İtalyan örgüt üyesinin bu kartlarla oynamasını sağladı.

İtalyan şüpheliler ise taktıkları özel kontak lensler sayesinde, normal gözlerin göremeyeceği işaretleri görmek suretiyle poker oyununda yüksek meblağlar kazandılar.

Ortaya çıkarılan dolandırıcılık sırasında 100 bin dolara yakın bir para elde edildiği tahmin ediliyor.
Geç fark edilmiş

Kumarhane sahipleri, söz konusu çeteden üç İtalyanın yaklaşık 60 bin dolar kazanmalarından iki gün sonra, kumarhaneye tekrar gelerek yaklaşık 30 bin dolar daha kazanmaları üzerine şüphelendiler.

Olayı tespit eden Fransız emniyeti, şüphelilerin kontak lens kullandıklarının bir hayli geç fark edildiğini belirtti.

İlk olarak şüphelilerin gizli kamera kullandıklarının sanıldığını, ancak böyle bir düzenek tespit edilemediğini belirten emniyet yetkilileri, benzer hile yollarının farklı kumarhanelerde de uygulanabileceğinin altını çizdi.

İtalyan şüphelilerin avukatı ise, müvekkillerinin Cannes'a tatil yapmak üzere geldiklerini; yanlarında yalnızca plaj terlikleri, havlu ve bir deste kart getirdiklerini ve bu nedenle üçkağıtçı olarak nitelenemeyeceklerini savundu.

9/30/2011

fransa'da yüz mamutlar ini mağarasında bulunan hayvan resimleri 5 yaşındaki bir kız çocuğuna ait

Fransa'da bir mağarada bulunan, tarih öncesi dönemden kalma hayvan çizimlerinin yaratıcılarının çok küçük yaşlardaki çocuklar olduğu iddia edildi.
Cambridge Üniversitesi'nden bir ekip tarafından yürütülen araştırma sonucunda ulaşılan bulgular, yaklaşık 13 bin yıl önce çizilmiş olduğu tahmin edilen resimlerin bazılarının, 3 ile 7 yaşları arasında çocukların eseri olduğunu ortaya koydu.

Fransa'nın batısındaki Dordogne bölgesinde yer alan ve içindeki tarih öncesi mamut figürleri dolayısıyla "Yüz Mamutlar İni" olarak anılan mağaranın duvarlarındaki çizimler üzerinde uzun yıllardır farklı çalışmalar yapılmakta.

Son bulgulara ulaşan ekipte yer alan arkeolog Jess Cooney, kullandıkları yeni yöntemle hayvan figürlerinin yaratıcılarının yaşlarını ve cinsiyetlerini tespit edebildiklerini belirtti.
En başarılı çizimler beş yaşında bir kıza ait

Cooney ayrıca, aynı kişi tarafından çizilmiş figürlerin gruplanarak ayrıştırılmalarının da mümkün olduğunu söyledi.

Buna göre, Yüz Mamut İni'ndeki çizimlerin en başarılılarının beş yaşındaki bir kız çocuğu tarafından yapılmış olduğu ortaya çıktı.

Araştırma sonucunda hayvan figürlerin tümünün dört çocuk tarafından çizildiği anlaşıldı.

Araştırma ekibinden arkeolog Jess Cooney, çocuklar tarafından yapıldığı tespit edilen çizimlerin, mağaradaki diğer figürlerden farklı olarak, boya kullanılmadan yapıldığını belirtti.

Cooney ayrıca, bu figürlerin yapılma amacının kesin olarak bilinmesinin bir hayli zor olsa da, çizimlerin çocukların eğlence amacıyla yaptıkları resimler ya da dini törenlerin bir parçası olabileceğini belirtti.

Benzer mağara figürleri İspanya, Yeni Gine ve Avustralya gibi dünyanın farklı noktalarında bulunmuş durumda.
Tarihi öncesi uygarlıklar hakkında kaynak

Her yıl binlerce ziyaretçinin gezdiği 8 kilometre uzunluğundaki Rouffignac - Yüz Mamutlar İni, duvarlarında barındırdığı mamut, gergedan ve at çizimleri sebebiyle, tarih öncesi dönem uygarlıkları hakkında önemli bir veri olarak kabul ediliyor.

İlk olarak 16. Yüzyılda ortaya çıkarılan çizimlerin bazılarının tarih öncesi dönemden kalma oldukları 1965'te keşfedildi.

9/19/2011

eski imf başkanının taciz davası aşk ve flörtler ülkesinde yeni dönem başlatıyor

Aşk ve flörtler ülkesi Fransa'da yeni bir dönem başlıyor. Eski IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın taciz davası, ülkede cinsel tacize maruz kalmış birçok kadına seslerini çıkarma cesareti verdi. Diğer yandan kimileri de bu tartışmaların, Fransız "baştan çıkarma kültürüne" zarar verdiğini savunuyor.


9/14/2011

sokak tiyatrocuları dünyanın oluşumu uçan kuklalarla gösteriyorlar

Fransız sokak tiyatrosu grubu "Les Plasticiens Volants" Dünya'nın oluşum sürecini farklı bir performansla anlatıyor. Sahneye çıkan uçan kuklalar büyük ilgi görüyor.


9/12/2011

nükleer santraller tehlike saçmaya devam ediyor fransadaki marcoule santralında patlama

Fransa'nın güneyinde, Akdeniz kıyısındaki Langedoc Roussillon bölgesinde bulunan Marcoule nükleer santralinde bir patlama oldu.

Fransız Ulusal Elektrik İşletmesi EDF, içinde herhangi bir reaktör bulunmayan Marcoule'de yerel saatle 11:45'de meydana gelen patlamada bir kişinin öldüğünü, biri ağır olmak üzere 4 kişinin yaralandığını bildirdi.
Bazı yetkililer Nimes kenti yakınlarında yer alan nükleer santralin fırınında meydana gelen patlama ardından, çevreye radyoaktif sızıntı olması ihtimali bulunduğunu belirtmişlerdi.

Fransız polisi ise tesisin dışında herhangi bir sızıntı olmadığını belirtti. Patlamaya neyin yol açtığı açıklanmadı ama fırın içinde kontrol altına alındığı kaydedildi.
Nükleer Güvenlik Dairesi'nden Evangelia Petit, bir patlama olduğunu doğruladı ama daha ayrıntılı açıklama yapmadı.

Marcoule nükleer santralinde, Fransız nükleer sanayiinin devi Areva tarafından, nükleer silahlardaki plütonyumu yeniden dönüştüren MOX yakıtı üretiliyor.

Bu işlem için aşırı düzeyde ısıtılan plütonyum ve uranyum parçacıkları fırında ateşleniyor.

9/09/2011

fransa'da nesli tükenmek üzere olan kurtların nüfusu artınca tekrar avlamaya başladılar

Kurtlar, nüfuslarının en yüksek olduğu Orta Çağ'da Avrupa'nın en çok korkulan hayvanları arasındaydı.

Hatta binlerce kişinin ölümünden sorumlu oldukları dahi söylenirdi.
Ancak yıllar içinde avlana avlana nesilleri tükenme tehdidi altına girdi.

Bugünse kurtların nüfusu, avlanma yasağıyla birlikte yeniden tırmanmaya başlamış durumda.

Ama Fransa'nın güneyinde kurtların sık sık kuzulara saldırmasıyla, yasak yeniden gündeme geldi.

İşte Fransız Alpleri'nin eteklerinde yeniden hükmetmeye başlayan kurtlar ve peşlerindeki avcıların öyküsü..

8/05/2011

fransa'nın amerikaya hediye ettiği özgürlük heykeli sultan abdülaziz tarafından sipariş edilmiş

Özgürlük Heykeli, ABD'nin New York şehrindeki Liberty (Özgürlük) adası üzerinde, inşa edildiği 1886 yılından bu yana Amerika'nın simgesi olan anıtsal heykel ve gözlem kulesi. Dünyanın en tanınan abidelerinden biridir.
Bakırdan yapılan Özgürlük Heykeli, Fransa tarafından kuruluşunun 100. yılı nedeniyle ABD'ye hediye edilmiştir,1884-1886 yılları arasında inşa edilmiştir.ABD'nin New York şehrindeki Özgürlük Adası'nda yer alır.

Heykel, sağ elinde bir meşale, sol elinde ise bir tablet tutar. Tabletin üstünde 4 Temmuz 1776 tarihi (Bağımsızlık Bildirgesi'nin tarihi) yazılıdır. Heykelin başındaki taç'ın 7 sivri ucu 7 kıtayı veya 7 denizi simgeler. Heykelin yüksekliği 46 m, kaidesi ile beraber 93 m'dir. Ziyaretciler heykelin içinden meşaleye kadar 168 basamaklı bir merdivenden çıkabilirler. Heykelin meşale tutan sağ elinin yüksekliği 13 metredir. Meşalenin etrafındaki dehlizde 15 kişi bir arada dolaşabilir. Heykelin başının genişliği 2 metre, yüksekliği ise tacı ile birlikte 5 metredir.
Yontu dikilmeden 1 yıl önce (1885'te) yayımlanan renkli taş baskı

93 metre yüksekliğindeki Özgürlük Anıtı ilk olarak 1860’larda, ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu yönetimindeki Mısır'ın Hıdiv'i Said Paşa'nın Süveyş Kanalı inşası için imzaladığı antlaşmanın gereği olarak Suveyş Kanalı'ndaki Port Said Limanı'nın girişine konulmak üzere planlanmıştır. Ancak dönemin Osmanlı Sultanı Abdülaziz tarafından peşinatı ödendiği halde dikilen heykelden ötürü yerel huzursuzluk çıkacağı endişesiyle, Kavalalı soyundan Hidiv İsmail Paşa planlanan yere inşasını istememiştir.

Fransız bir heykeltraş olan Frederic Auguste Bartholdi'ye ısmarlanan bu heykel, bakır ve çelikten yapılarak tamamlanmış, fakat daha sonra Mısır’a dikilmesinden vazgeçilmesiyle Paris’te bir depoya kaldırılmıştır. Tasarlanan bu ilk heykel Kızıldeniz ile Akdeniz’in birleştiği yere koyulacak firavunlar zamanının giysilerine bürünmüş bir kadın şeklindeymiş ve elinde 'Asya'nın ışığının Mısır'dan geldiğini' sembolize eden bir meşale tutuyormuş. Bu olaydan 20 yıl sonra 1885’te Fransa hükümeti A.B.D ile olan iyi ilişkilerinin bir göstergesi olarak büyük bir heykel yaptırmak istediğinde yine aynı heykeltraşın kapısı çalınmış. Hazır durumda olan heykel depodan çıkarılmış, heykeltraş Bartholdi ve Gustave Eiffel (Eyfel kulesinin mühendisi) birlikte çalışarak bazı değişikliklerle heykeli yenilemişler ve New York sahilinde Liberty Adasına yerleştirilmiş.

Özgürlük Heykeli, ziyaretçilere açıktır. Ziyaret etmek isteyenler adaya bir feribotla ulaşırlar, merdivenleri tırmanarak meşaleye çıkabilir ve New York limanını seyredebilirler.

Heykele Singer dikiş makinelerinin kurucusu Isaac Singer'in dul eşi Isabelle Eugenie Boyer modellik etmiştir. Özgürlük Heykeli 1884 yılında Fransa'da tamamlandıktan 1 yıl sonra 350 parçaya bölünüp 214 sandık içinde New York limanına ulaştırılmıştır. Parçalar, 4 ay içinde kaidenin üzerinde yeniden birleştirilmiş ve 28 Ekim 1886 tarihinde binlerce izleyicinin önünde açılışı gerçekleşmiştir.

Özgürlük Heykeli, 1984'ten beri UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer almaktadır.

Heykelin daha küçük boyutlarda bir kopyası Paris'tedir ve Atlas Okyanusu'na doğru bakar. Dünyanın başka çeşitli yerlerinde de (Osaka, Priştine, Pekin, Nevada, Güney Dakota, Bordeaux, Poitiers gibi) küçük kopyaları bulunmaktadır.

8/03/2011

kaddafi giderayak fransayı karıştıracak sarkozy denen palyaçoyu besledik para verdik

FRANSA Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, NATO’ya Libya’ya müdahale için öncülük edince Libya lideri Muammer Kaddafi, “Sarkozy denen palyaçoyu seçimlerden önce besledik, para desteği verdik” demişti.
Daha önce Karaçi ve L’Oreal skandallarını ortaya çıkaran Fransız Mediapart haber sitesi, şimdi de iki lider arasında gizli silah anlaşmalarının belgelerini yayınlamaya başladı. Site dün Sarkozy’nin İçişleri Bakanı Claude Gueant ile silah tüccarı Ziad Takiyeddin’in Libya’ya silah satışı konusunda gizli bir anlaşma yaptıklarını ve Takiyeddin’in Sarkozy’nin seçildiği Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir ay önce el altından 4.5 milyon euro komisyon aldığını öne sürdü.
Mediapart sitesi haberinde Sarkozy’nin sağ kolu İçişleri Bakanı Claude Gueant’ı Fransa’nın Kaddafi ile finansal alışverişinin ‘kilit noktasındaki ismi’ olarak tanımladı. Mediapart’a göre elektronik silah satışı, Sarkozy’nin İçişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı adayı olduğu dönemde, Claude Guent da İçişleri Müsteşarı ve Sarkozy’nin kampanya sorumlusu olduğu 2005 ve 2007 döneminde yapıldı.

Komisyon nereye gitti

Ziad Takiyeddin ismi, daha önce de Sarkozy’nin 1995 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Edouard Balladur’un seçim kampanyası müdürü iken Pakistan’a satılan denizaltı satışından komisyon aldıkları ve bu parayı seçim kampanyasında kullandıkları iddia edilen Karaçi skandalında da geçmişti. Ayrıca, NATO Libya’ya müdahale ettiğinde Fransız Journal du Dimanche gazetesi ve France 24 muhabirleri Takiyeddin’in özel jetiyle Kaddafi’nin sarayına giderek röportaj yapmıştı. Sarkozy, seçildikten hemen sonra bütün eleştirilere rağmen Libya lideri Kaddafi’yi Elysee’de ağırlamıştı.

İsyancılara Fransa müjdesi

FİNANSMAN sıkıntısı yaşayan Libyalı isyancıların imdadına Fransa yetişti. Fransız hükümeti, Libya lideri Kaddafi’nin bu ülkedeki dondurulan hesaplarından 259 milyon dolarlık bir bölümü isyancılara aktardığını duyurdu. Muhaliflerin kurduğu Ulusal Geçiş Yönetimi’nin yeni Paris Temsilcisi Mansur Seif “Bunlar Libya halkına ait fonlar, gıda ve ilaç almak için kullanılacak” dedi.

7/31/2011

seyahat ettiği otobüste fısıltılı kuran okuyunca alman emniyeti alarma geçti

Norveç’te iki hafta önce yaşanan bombalı ve silahlı saldırıların failinin Norveçli bir aşırı sağcı olduğu ortaya çıkmadan önce herkesin radikal İslamcı örgütleri suçlaması, Avrupa’da Müslümanlara karşı gelişen ön yargının boyutunu ortaya koymuştu.
Dün de Danimarka’dan Fransa’ya gitmekte olan bir otobüste bir kişinin fısıltıyla Kur’an okuması “bomba paniği”ne yol açtı.

AAP haber ajansının haberine göre Kopenhag-Paris otobüsünde geçen olayda, yolculardan bir kadın yanındaki adamın fısıltıyla Arapça dualar ettiğini fark etti.

Kadının bu kişinin bir bombacı olabileceğinden şüphelenip bunu çevresindekilerle paylaşması üzerine otobüs şoförü gece yarısı 45 kişiyi taşıyan aracı Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaletinin Rotenburg şehri civarlarında yolun kenarına çekip polis çağırdı.

Güvenlik güçleri, 20 kişilik bir inceleme ekibi, özel kuvvetler ve bomba uzmanı köpeklerle otobüsün durduğu yere geldi.

Yapılan incelemelerde ne araçta ne de dua eden kişinin üzerinde herhangi bir patlayıcıya ya da silaha rastlanmadı.

Polis sözcüsü Detlev Kaldinski, “Kadın yanındaki yolcunun Kur’an’dan sureler okuduğunu duymuş ve bunu bir tehdit olarak algılamış” dedi.

Kaldinski kadının kendilerine adamın dua ederken sık sık “Usame” kelimesini kullandığını söylediğini belirtti.

Yakınlardaki bir dinlenme tesisinde sorgulanan Tunuslu adam ise ifadesinde “lakabının Usame olduğunu ve zaman zaman kendisinden üçüncü şahıs olarak bahsettiğini” anlattı.

Bu arada otobüsün durduğu Almanya’nın ana arterlerinden biri olan karayolu 2, adamın sorgulandığı dinlenme tesisi ise 3 saatliğine trafiğe kapatıldı.

7/04/2011

patenle havada 29 metre uçtu yeni dünya rekorunun sahibi oldu

35 yaşındaki Taig Khris, patenle atlama dünya rekorunu kırdı.

Taig Khris Paris'in tarihi Sacre Coeur Bazilikası'nın önünde patenleriyle 29 metre uçmayı başardı.

Bu alanda daha önce rekor 24 metreydi.

Taig Khris'in atlayışını ise binlerce kişi izledi.
35 yaşındaki Taig Khris, patenle atlama dünya rekorunu kırdı.

Taig Khris Paris'in tarihi Sacre Coeur Bazilikası'nın önünde patenleriyle 29 metre uçmayı başardı.

Bu alanda daha önce rekor 24 metreydi.
Taig Khris'in atlayışını ise binlerce kişi izledi.



6/21/2011

kırımda yapılan kazılarda avrupalıların kökeni ortadoğu veya balkanlar değil rusya

Kırım bölgesindeki Buran-Kaya kazı alanında insan kemikleri, dişler, aletler, fildişi süslemeleri ve hayvan kalıntıları bulundu.


Fosillerde, ölümden sonraki ritüellerin parçası olarak etin kemikten ayrıldığına işaret eden kesik izleri bulunuyor.

Ukrayna Ulusal Bilimler Akademisi'nde görevli arkeolog Aleksander Yaneviç, Kırım dağlarındaki Buran Kaya'da 1991'de dört mağara bulmuştu.
Gravette kültürü

O tarihten bu yana mağaralardaki kazılarda yaklaşık 200 kemik parçası bulundu. Kazılarda bunların yanı sıra fildişinden yapılmış süslemelere de rastlandı.

Bu süs eşyası, bilimadamlarına eski insanlarla Gravette olarak bilinen bir kültürel gelenek arasında bağ kurma şansı verdi.

Adını Fransa'da Taş devri araştırmalarının başlatıldığı La Gravette bölgesinden alan bu kültür, tüm Avrupa kıtasına yayıldı.

Prof. Clive Finlayson, "Gravette kültürü, modern insanı tanımlayan bir kültürdür. Bu insanların bıçakları, hafif aletleri, açık hava kampları vardı. Mamut kemiklerinden çadırlar dikmişlerdi" diyor.

Finlayson'a göre, Ukrayna'daki kazılarda bulunan kemikler ve diğer parçalar, Avrupa'daki insanların kökeninin Balkanlar ya da Orta Doğu değil Rus ovaları olduğu görüşünü güçlendiriyor.
bbc türkçe

6/13/2011

türk halk müziği eserlerinden fransız cazcılar albüm yaptılar diyar diyar jazz

SPIRAL Quarted, Fransız saksofon ve alto flüt sanatçısı Philippe Poussard, piyanist Bruno Angelini, kontrabas François-Charles Delacoudre ile davulcu Christian Lete’den oluşan çağdaş bir caz grubu. Kendi kültürlerinden çok farklı olan Türk Halk Müziği eserlerini icra ettikleri ‘Diyar Diyar Jazz’ projelerinin tanıtımını 2 Haziran günü Notre Dame de Sion Lisesi Salonunda verdikleri konserle gerçekleştirdiler. 

2 Temmuz tarihinde de İstanbul Caz Festivali çerçevesinde Nardis’te bir konser daha verecekler.
Grubun üyelerinden Philippe Poussard, ‘Diyar Diyar Jazz’ projesinin iki büyük müzik geleneğinin buluşmasını hedeflediğini belirterek “Caz ve Türk Halk Müziği. Amaç iki müzik arasındaki farklılıkları yok etmek değil, aksine düşmanlıklara neden olan kimliksel içe kapanmaların yaşandığı günümüzde kültürler arası diyaloga yardımcı olacak sanatsal bağlamda bir geçiş yaratmaktır. Müzik evrensel iletişim aracıdır, diğerine açılmayı sağlar” diyor.
Türk-Fransız aşkıyla başladı
Philippe Poussard, Fransız sanatçılardan oluşan gruplarının Türk müziğiyle buluşmasını aktarırken bunun bir kadın ve erkeğin karşılaşmasının hikayesi olduğunu söylüyor: “Ben, Türk olan eşim Jale Minibaş sayesinde hiç tanımadığım bir ülkeyi ve kültürünü keşfettim. Eşim Galatasaray Üniversitesi’nde öğretim üyesi. Spiral Quartet’in 2005 te kurulmasından sonra grubun üyelerine repertuarımızda Türk Halk Müziği eserlerine yer vermeyi önerdim. Böylece Spiral Quartet olarak Nisan 2006’da İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonunda ve Galatasaray Üniversitesi’nde gerçekleştirdiğimiz ilk Türkiye konserlerimizde ‘Çayeli’nden /_np/7714/13677714.jpgÖteye’ adlı eseri seslendirdik. Seyircilerden gördüğümüz büyük coşku ile bu deneyimi daha ileriye götürmeye karar verdik. Bunun üzerine, 2006 yazında pek çok Türk Halk Müziği eserini aranje ettim ve bunlardan bir kaçını 2006 Aralık ayında İstanbul Jazz Center’da verdiğimiz konserde Türk halkının beğenisine sunduk. Aldığımız çok olumlu tepkiyle amacımıza ulaştığımızı gördük ve hem icra ettiğimiz müziğin orijinalliğini korumak hem de bu müziği kendi tarzımızda, kendimizdende bir şeyler katarak icra etmeyi hedef olarak seçtik”
Türkiye’yi temsil ettiler
Türk Halk Müziğinden aranje ettikleri dört eseri ve Philippe Poussard’ın İstanbul’a ithaf ettiği bestesini 2007 yılında kayda alan grup bu demo CD’si ile yeni ufuklara açılarak 2010’da Fransa’da Türk Mevsimi kapsamında 4 konser verdi. 21 Kasım 2010’da Fransa’da yapılan Jazzycolors adlı festivalde de Spiral Quartet, Türk Halk Müziği eserlerini icra ettikleri ‘Yakamoz’ adlı projesiyle Türkiye’yi temsil etti. Grubun ‘Diyar Diyar Jazz’ CD’si İstanbul’da AK Müzik tarafından bugünlerde piyasaya sunulacak.


ALBÜMDE HANGİ PARÇALAR VAR


Üsküdar’a Gideriken
İstanbul’da Sabah
Galata
Çayeli’nden Öteye
Gesi Bağları
Tavas Zeybeği
İzmir’in Kavakları
Antalya’nın Mor Üzümü
Bozlak Blues
Aman Adanalı
Jale’s Song (Philippe Poussard’ın Türk eşi Jale için yaptığı beste)
hürriyet